5 Mayıs 2010 Çarşamba

Different aspects of life, blue flowers


Bugün işe gitmedim  ve çok gezdim. Hakan Yıldırım'ın Koton için yaptığı koleksiyondan satışa çıkan ilk parçaları görenlerden biri oldum, Bebek'te Styleboom ve Koray Caner'le yemek yedim, sonrasında sonuçsuz bir pasaport uzatma girişiminde bulundum ve kös kös eve döndüm. Bir telefon geldi, Iconjane'le Den'de akşamüstü keyfi yaptım ve Teşvikiye'nin yenisi  aksesuar mağazası Zeckié'nin açılışına gittim. Hepsi detaylı olarak burada olacaklar  ama önce geçen cumaya bir dönelim, Ulus 29'da yenilen akşam yemeğinde ne giydiğime bakalım ama benim bazı fotolardaki gereksiz hareketlerimden dolayı hafiften astarımın gözükmesini umursamayalım :)

I didn't go to work today and wandered a lot. I was one of the lucky people to take a glance at Hakan Yıldırım's (Hakaan) collection for Koton, later had dinner with my two fellow bloggers Styleboom and Koray Caner. When I went home, Iconjane called and we met for some drinks at Den Cafe, followed by a new store opening of Zeckié which is a accessory brand. I'll post all the details later, now let's  take a look what I wore to a dinner at Ulus29 on Friday and please don't bother of my dress' lining to be seen.


Elbise / Dress: H&M
Ceket / Jacket: Zara
Ayakkabı /Shoes: Dolce&Gabbana
Bileklikler /Bracelets: Marc by Marc Jacobs
Çanta /Bag: Vintage YSL
Broş /Pin: Accessorize

4 Mayıs 2010 Salı

Gri aşkına

Bu yaz Isabel Marantvari gri eşofman altlarının, spor/ev kıyafeti listesinden  çıkıp, şık gibi gösterilmesine çalışılan kıyafetlerin büyük bir hayranı olduğum söylenemez ancak gördüğüm her gri tişört, sweatshirt.. vs ne varsa toplamam ve sizleri bıktıracak kadar gri ve siyah renklerini kıyafetlerimde kullanmamın, yüksek sesle söylemesem de, gri bağımlılığımın bir sonucu olduğu aşikardır. Bu sebep, yine yaz çizgilerine hakim olan sportif giyim tarzıyla, tam benlik bazı parçalar da birleşince, bana da Elle Italya Nisan 2010 sayısında Caroline Winberg ile sizi buluşturmak kalır.

I'm not a big fan of this summers gray Marant-ish sweatpant trend but it's obvious that I'm collecting every single gray tee, sweatshirt..etc because of my gray addiction. This addiction and again thic summer's sporty chic and some pieces which are very me,in this editorial of Elle Italy April 2010 with Caroline Winbery left me no other choice but write this post.

Fashionising

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Jeremy Scott x Adidas Originals for Originals and for me

Marka tasarımcı birliktelikleri genellikle ilgimi çekerken, Jeremy Scott tasarımlarına çok bayılmayan birisi olarak Adidas original ile yaptığı iş birliğine çok ilgi göstermedim ancak son zamanlardaki bol starlı reklamlarındaki Pilooski editli "Can't there be love" şarkısının  (Beggin' kadar sevmesem de) olur olmaz zamanlarda yüksek sesle söylediğimi biliyorum. Bu koleksiyona ilgimi ve buradaki postu hakeden ise bahsettiğim işbirliğinin ürünü yaz 2010 koleksiyonuna ait 2 parça ki :

I generally interested in brand-designer collaborations but I didn't pay much attention to Jeremy Scott x Adidas originals because I'm not a big fan of his work. However, I mostly found myself singing Pilooski edit of  "Can't there be love "loudly which is from their latest tv commercials with a lot of stars. Today I saw 2 pieces that were drawn my attention from the S/S 2010 apparel collection  and got themself this post:

Jeremy Scott for adidas Originals Ruff Jacket : Militer tarz  bando işlemeleri, orijinal eşofman üstü ve smokin ceketinin güzel bir harmanı, ister bandaj eteklerle giy, ister dar jeanlerle, ister taytların en yakın arkadaşı yap sonuç kayda değer olacağa benziyor.

This jacket is a great mixture of military band jacket, original track jacket and tuxedo jacket.One can wear it with bandage skirts, skinny jeans or pairing it with leggings, it seems the result will always  be recognisable.


Originals by Originals Torero SS TT Jacket by Jeremy Scott : Koleksiyondan diğer bir parça olan bu siyah ceket, matadorların ceketlerinden esinlenilmiş, büyük omuz vatkaları, işlemeleri, püskülleri ile gece bile giyilebilecek farklı ve şık bir yorum  olmuş.

Another jacket from the collection is a marrige between matador's jacket and original tracksuit, it's even wearable at night with the big shoulder pads, embroidery and tassels.

Bu iki parçayı beğenmeme karşılık dudak uçuklatan fiyatları ( Özellikle 2. yi burada 599 Euro olarak gördüm) ve muhtemelen bizim şehrimize uğramayacak parçalar olacakları için şimdilik belli ki sadece düşüncelerimde kalacaklar.

These two nice pieces mostly will stay as another wishlist items since they're rather expensive and those kind of star pieces will never make a journey to our country.

Nitrolicious

Wedge boots and the red roses


Coco Chanel, "bir kız iki şey; klas ve harika olmalı" derken eminim ileride bu sözlerinin bir tişört üzerine yazılıp, mesaj kaygılı tişört furyasının bir parçası olacağından habersizdi ancak bu ileri görüşlülükle belki kendisi sözlerini tişörtlere yazıp bunu ilk yapanlardan birisi olabilirdi :)

Biraz hafta sonumuza eğilerek pazartesiye bir giriş yaparsak, cuma Ulus29'un güzel yemekleriyle hafta sonuna bir başlangıç yaptık, cumartesi D. ile bir kaç mağaza dolaşıp, Nişantaşı'nın 1 Mayıs sessizliğinin tadını akşam üstü Den Cafe'de kokteyl saatiyle değerlendirdik ve bir sürü fotoğraf çektik. Pazar günü istenilen kıyafetin uydurulamamasıyla pek sık olmayan Anadolu yakası'nda kahvaltı fırsatını kaçırarak, bir arkadaşımızın çocuğunun doğum gününe katıldık. Açık havada bir parti olduğu için D vitamini depolarımızı doldurduğumuz bu parti çocuk ağlamaları ile sık sık bölünse de, iki arada bir derede uzun süredir göremediğimiz arkadaşlarımızla sohbet etmeye çalışmak güzeldi. Doğumgünü pastasının kesilmesini takiben, biz herkesle vedalaşıp rotayı Cadde'ye çevirdik, kısa bir turdan sonra günü Nişantaşı Vapiano'da tamamladık. 

Kıyafet konusuna  dönüş yapacak olursak geçen haftanın rüzgarlı günlerinden kalma, gördüğünüz üzere sevgilinin bana gönderdiği güller benim kadar Alfie'nin de ilgisini çekti, ha unutmadan botlar yine bir Topshop indiriminin meyvesi olup ve bence oldukça lezzetliler :)
  
Think Amsterdam gecesine yorum bırakarak davetiye kazanma şansınızın hala devam ettiğini hatırlatır, iyi haftalar dilerim!

When Coco Chanel said " A girl should be two things, classy and fabulous" , I bet she didn't know her words will be all over the tees and she'll be the part of the message concerned tees' histeria or  with her sense of fashion she'd be the first one to do that :).

I had a lovely weekend, having dinner at Ulus29 was a great start and we were out for window shopping and had a happy hour at Den Cafe on Saturday and we took many photos. On Sunday; we went to Asia side for a child's birthday of our friends. It was nice because it was a garden party however we had a little chance to talk between the cyring babies.

My outfit  is from last week's windy days, I and my cat Alfie enjoyed the red roses sent from my boyfriend. The wedge boots are also new additions from Topshop sale and I had a hunch about that I'll be wearing them a lot.

I wish you a great week!



 Tişört (Yeni), botlar( yeni)/ Tee (New) and boots (New): Topshop
Tayt, şal ve ceket/ Leggings, scarf and jacket: H&M
Jean ceket / Jean jacket: Zara
Çanta/ Bag: Anya Hindmarch for Target
Aksesuarlar/Accessories: Bershka, Topshop, several shops

30 Nisan 2010 Cuma

Think Amsterdam!

Bugün keyifli bir cuma günü geçiriyorum. Hava güneşli, ofiste yalnızım, işler az. Kendimi cuma moduna kaptırdım arka arkaya  Pretty Young Thing, Blame it on the boogie, Wanna be startin' something.. gibi eğlenceli MJ klasiklerini dinliyorum. Aklımda akşam 29'da yiyeceğimiz yemek ve  bakım, güzellik işlerini sabahtan haletmenin dayanılmaz hafifliği :) En sevmediğim şeylerden birisi, evden işe koşturup, yine aynı aceleyle, zaman darlığı içinde gideceğiniz yere hazırlanmak, şükür ki bugün o acele olmayacak.

Neyse, bugün sizin hafta sonu planlarınızı  sormayacağım çünkü beni ilgilendiren önümüzdeki hafta sonu ne yapacağınız. Siz söylemeden ben söyleyeyim; aranızdan bir kişi ve arkadaşı 8 Mayıs Cumartesi günü Ghetto'da yapılacak olan Think Amsterdam! etkinliğine gidecek. O nedir derseniz, Hollanda Konsolosluğu'nunda katkılarıyla genç tasarımcıların, sanatçıların Amsterdam'ın kendilerine ifade ettiği duygularla oluşturduğu tasarım ve eserlerini sergileyeceği, Tabe Kıyamet'in de orada olacağı , üstüne bir de, benim yine en son Ghetto'da dinlediğim ve oldukça eğlendiğim Kraak& Smaak'tan dj setiyle renklenecek güzel bir akşam. Şimdi esas noktaya gelelim, bu çift kişilik davetiye, Amsterdam dendiğinde  aklına ilk geleni yazan 30. yorum sahibinin olacak, yorumlar belirlenen sayıya ulaşana kadar onaylanmayacaktır. Herkesin sadece bir yorum hakkı olduğunu ve mail adresinizi eklemeyi unutmamanızı  da hatırlatmak isterim.

Benim Amsterdam deyince aklıma ilk gelen "soğuk" olacaktır, sizinkini duymak için sabırsızlanıyorum, hadi!

Hamiş: Sansınızı ikiye katlamak isterseniz, bir de  buraya bakın derim !.

Şimdiden herkese iyi hafta sonları, iyi eğlenceler :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...