26 Ekim 2011 Çarşamba
25 Ekim 2011 Salı
21 Ekim 2011 Cuma
Versace for H&M'e doğru geri sayım
Daha önce yine burada yazdığım Versace'nin H&M için hazırladığı koleksiyonun raflara çıkmasına az kala kampanya fotoğrafları ulaştı. 17 Kasım'da satışa sunulacak koleksiyon Türkiye'de sadece H&M'in İstinye mağazasında satışa sunulacakmış. Ben takılar da koleksiyona dahil mi onun merakı içindeyim.
I informed you here before Versace for H&M' collection and now I'm sharing campaign photos with you. The collection will be out on 17th November worldwide. I wonder if the jewelry are included in the collection.
Fotoğrafçılar / Photographers:
Mert Alas & Marcus Piggott
Stilist /Stylist:
Joe McKenna
Modeller / Models:
Abbey Lee Kershaw
Sasha Pivovarova
Lindsey Wixon
Daphne Groeneveld
River Viiperi
Yuvarlak yaka kazaklar
www
Bu kış her şeyi kazaklarla tamamlamak en çok uygulanan akımlardan, parlak kumaştan bir pantolon, saten uzun bir etek hiç farketmez, yeter ki üzerinde bir kazak olsun.
Wearing sweaters with anything is very huge this season and it doesn't matter if you wear a shiny fabric pants or silky satin maxi skirt, just don't forget your sweater ( Our moms will be pround of us! :)
Etiketler:
Bir model bir tarz,
F21,
Fall 2011,
Gap,
In english please,
Kazak,
Nasıl giyilir?,
Topshop,
Trend Avı
Krem fondoteni nasıl süreceğinizi Pat McGrath'dan öğrenin
Neredeyse tüm moda evlerinin defile makyajlarını tasarlayıp, uygulayan sihirbazdır Pat McGrath. Bu videoda bize Dolce &Gabbana'nın yeni ürünü kremsi yapıda fondoteni nasıl uygulayacağımızı gösteriyor. Kulakları unutmayın! :)
Pat McGrath is a magician who designs and applies most of the make up for many big fashion houses. In this video she is sharing the tips how to apply a creamy foundation ( Here it's new foundation of Dolce & Gabbana) Don't forget the ears! :)
20 Ekim 2011 Perşembe
Well I see red as well,when you see the colour of love, I see the colour of hell
Bir süredir görüşmeyen üç arkadaş sonunda geçen cuma buluşur. Biri New York'a, diğeri Viyana'ya, bendeniz de Kaş'a gittiğim için konuşacak konular birikmiştir. Herkes başından geçenleri, yeni anılarını diğerleriyle paylaşıp, hasret giderir. Havalar serinlediği için deri ceketlerin dolaptan çıkma vakti gelmiştir, bir de şu leopar çantama bir rakip çıksa dolabımda ?
3 friends finally met last week. One of them been to New York, the other was in Vienna and I was in Kas so there were a lot to talk. Everyone told about what they have been through and shared new memories with others. The weather was cooler so it was time for leather jackets. I wish there was another bag in my closet can compete with my leopard bag.
Deri ceket / Leather jacket: Zara
Gömlek/Shirt:??
Pantolon / Jeans: Kate Moss for Topshop
Çanta/Bag: Topshop
Botlar/Boots: Kurt Geiger
Kolye/Necklace: Alberta Ferretti
Yüzükler, Rings: H&M, Pull&Bear, Disney Couture
18 Ekim 2011 Salı
Bu bloga kış değil ama Kaş gelsin
Yazın ( afedersiniz ) eşekler gibi çalışıp pek tatil yapamayan iki insanın, kış öncesi biraz enerji depolamak, biraz son deniz ve güneşin tadına varmak için seçtiği rotaydı Kaş. Her şey ayarlanmış hatta yolculuk için Suzuki Jeep bile kiralanmıştı. Maceracı! ama sorumluluk! sahibi kişiliklerimizin sonucu olarak cumartesi gecesi neden dışarı çıkmıyoruz dedik. Lokal, Otto, Novo derken, kadehler birbirini takip etti ve saat 03:30 sularında eve vardık. Saatler 05:15'e ayarlanmış ( Uçak pazar sabahı 07:35'te idi ) hatta bavulun bir kısmı sabaha tamamlanmak üzere bırakılmıştı . Sabah uyandığımızda saatin 07:00'yi gösterdiğini dehşetle farkettiğimizde, ben kahkahalar içinde ( Kanda dolaşan alkolün etkisiyle olsa gerek) bir sonraki uçağa yerlerimizi ayarlayıp online check-inlerimizi yaptım,sanırım üstteki havaalanı fotoğrafının flu çıkmasının sebeplerini az çok anlıyorsunuzdur :)).
Dalaman'a indiğimizde ağaçlara yerleri öptüren bir rüzgar vardı. Tam bizim jeep ne durumda sorusu aklımıza düşmüşken, yaklaşık 10 tane kışlık brandaları takılmış jeepi yan yana görüp durumu kurtarıdk diye rahatladık. O jeeplerin hiç birinin bize ait olmadığı söylendiğinde kendimizi birden komedi filminden sahnede gibi hissettik çünkü bizim jeep tepesi hariç her yanı açık, 1960 model bir külüstürdü. O anda maceracı kişiliklerimize ufaktan bir selam çakıp, ellerinde başka araba olup olmadığını sorduk. Neyseki, dört yanı kapalı bir arabaya kendimizi atıp, vurduk Kaş yollarına. Yolda yağmur, kıyamet, alabildiğine viraj 165 kmlik yol git git bitmiyor. 2,5 saatlik yol sonunda ( Bu şartlarda bizi bir de dört başı mamur! o jeeple hayal edin :)) otelimiz Nur Beach'e vardık.
Otele vardığımız ilk dakikalar, denize bakıp kendime bu hava hep böyle mi gidecek diyorum? Cevap evet :))
Nur Beach Hotel arkadaş çevremizden tescilli, o yüzden beklentilerimiz yüksek, otel güzel, özellikle manzaraya laf yok. Günler geçtikçe bu beklentilerimiz, personel sayesinde birer birer sekteye uğruyor. Etrafta çalışan herkes neredeyse 18 yaş altında, rahatlık güzel bir şey ama olay lakayıtlığa döndüğü zaman can sıkıcı oluyor. 13-14 yaşlarında iki çocuk size servis yapıyor, bir bakıyorsunuz yer paspaslıyor, bir bakıyorsunuz bavul taşıyorlar. Dillere destan mutfak ve bar da bize pek güven vermiyor, bir tek geldiğimiz gün öğle yemeğini otelde yiyoruz, burgerleri başarılı ama bu gerisi için yeterli olmuyor.
Hadi ordan!! :))
Tatili en iyi anlatan fotoğraflardan biri. Geç kaldığımız için güneş gözlüğümü unutmama bile hayıflanamadım çünkü 4 gün boyunca gözlüğe neredeyse hiç ihtiyacım olmadı.
İki günümüzün bir kaç saatini Büyük Çakıl Plajı'nda geçirdik, gördüğünüz gibi sadece kediler, köpekler ve biz vardık :)
Otel Kaş merkezine çok yakın olduğundan sıklıkla orada vakit geçirdik, aradığınız her şey orada. Temiz,düzenli ve vakit geçirilesi bir yer.
Sabah bu manzaraya uyanmak her şeye rağmen güzeldi, bir ara havuza bile girdik, eh bu da bir şeydir.
Büyük Çakıl'da yiyip içebileceğiniz salaş 3-5 yer var, bunlardan ismini hatırlamadığım ama girişe yakın olanlardan bir tanesi oldukça egzantirik bir dekorasyona sahipti.
Cafe D'Ali, net, kahve,tatlı üçlüsü için iyi bir seçim.
Havadan ümidi kesince düşündüğümüz tekne gezilerini de gerçekleştiremedik, bazen internet dünyasına daldık. Kasabian'ın yeni albümünü dinledik ( Favorim hala Days are forgotten ve Acid Turkish Bath), ben onlar ve John Galliano hakkında uzun süredir okuyamadığım uzun uzun yazıları okudum, bitirdim.
Dalmayı seviyorsanız Kaş aradığınız yer.
Kaş'tan ayrılmamıza 2 saat kala güneş yüzünü gösterdi, biz de hemen attık kendimizi serin sulara. Artık oradan mutlu ayrılabilirdik ama keşke bu vakitlerden daha fazla yaşayabilseydik.
Bitirmeden yemek için tavsiyelere gelelim; iki kere Bi Lokma'ya gittik zeytinyağlılar sıradan, mantı ve Hünkar Beğendi yıkılır. Meydan'daki Calamar'dan kaçının, dolu olması sizi yanıltmasın, bir şeyler içebilirsiniz belki ama yemek ve personel tatmin edici değil. Servis ve yemek açısından en memnun ayrıldığımız yer Mercan Restaurant oldu, mutlaka orada bir akşam balık yiyin. Yağmur yüzünden günlerce kapalı olan Bahçe Restoran'da yola çıkmadan önce son yemeğimizi yedik. Mezeler salatalar lezzetli ama neden bizi kebap yemeye zorladıklarına bir anlam veremedik. Bahçe'nin ortamı huzurlu bir 70'li yıllardan fırlamış gibi. Bar olarak da en ilginç bulup, eğlendiğimiz, Barcelona oldu, orada bir şeyler için derim.
Tabi ki rotarsız THY uçuşu olmaz, kimisi banklarda uyurken, kimisi fotoğraflarını çekiyordu :) .
Tatilimiz istediğimiz hava şartlarında geçmese de, güzeldi , denenecek bir sürü mekan ve aktiviteyle beraber Kaş gelecek için tatil listemizde süphesiz tekrar yerini alacak.
13 Ekim 2011 Perşembe
Pleated shorts
Dışarıyı seller götürüyor bu kız hala çıplak bacakla geziyor dediğinizi duyar gibi olsam da, bunlara pek kulak asmayarak yazdan kalma günlere ait bu kıyafeti paylaşıyorum. Araya bir şeyler girince, tatile gidince kendisi biraz serince günlere kaldı ama ben ne zaman giydim bu kıyafeti? Hah sorumlublog adı altında bize iyi kalbin gerek dedik ya, onun Dada'da yapılan tanıtım gecesindeki seçimimdi. Kıyafetin orijinali aslında şapkasız, o gece eve dönerken Iconjane'de kalan şapkamı alınca, kıyafete dahil olmak durumunda kaldı.. Bu gömlek de bir nevi kurtarıcım, şortun kışın da çorap ve kazakla birleştirilmiş versiyonlarını da göreceğiniz garanti.
Bitirmeden Taksim metrosu'nda devam eden Bize iyi kalbin gerek sergisini gezmek için son iki gününüz, Marks&Spencer'dan hediye kazanmak için de son gün!
I hear you are saying it's flooding outside and this girls is still in bare legs but I'm gonna post this outfit nyway. I wore this outfit at the launch night of our hiv awareness project but couldn't post for several reasons. The hat wasn't included in original outfit but I got it back at that night from my friend Iconjane ( I left it at her car before) This shirt is still my saver and I guarantee you will see these shorts pairing with stockings and chunky knits in winter.
Şort /Shorts: Miss Selfridge
Gömlek/Shirt: Zara
Ayakkabı /Wedges: Aldo
Çanta/ Bag:Topshop
Kolye/Necklace: H&M
Bileklik /Cuff: Zeynep Tosun
Şapka/ Hat: American Apparel
10 Ekim 2011 Pazartesi
Hadi ben kaçtım
Pazar gününden itibaren küçük bir kaçamak için Kaş'tayım. Büyük ihtimalle tatil süresince fotoğrafta gördüğünüzü yapacağım. Büyükşehire dönüş Perşembe günü, o zaman kadar iyi bir blog yazarı olamazsam kusuruma bakmazsınız umarım.
Görüşmek üzere!
Since yesterday I'm in Kas for a little getaway and most probably that's what all I'll be doing during my holiday. I'll be back to big city on Thursday so I hope you will be ok if I won't be a good blogger and post regularly.
See you soon!
9 Ekim 2011 Pazar
MARKS&SPENCER’ DA DEĞİŞİMİN AYAK İZLERİ
Bugün blogta neredeyse hiç bahsetmediğim bir markadan bahsederek sizi şaşırtacağım: Marks & Spencer. Bu köklü markanın değişimine geçen hafta Nişantaşı mağazalarına uğradığımda ve bahsedeceğim iki koleksiyonu gördükten sonra fazlasıyla inandım. İlki Autograph; şehirli, çoğunlukla çalışan (Şart değil ;)),sofistike kadına hitap eden, aksesuar desteğiyle sizi gündüzden geceye taşıyabilecek minimal ve şık parçalardan oluşuyor. Hele şeffaf önu fırfırlı bir gömlek vardı ki ( Seffaf ve gömlek aşkımı bilirsiniz), görünce hemen bu tam benlik lafı ağzımdan çıkıverdi. Indigo koleksiyonu ise daha spor, kelimenin çağrıştırdığı gibi şık spor giyime yönelik jeanler, gömlekler, parkalar, trikolardan oluşuyor, anlayacağınız genç, şık ne istediğini bilen kadınlar ve farklı stilleri için M&S mağazalarında oldukça fazla seçenek mevcut.
Bu değişim mağaza ve koleksiyonlarla sınırlı kalmıyor tabi ki, reklam kampanyalarına da yansıyor. Yeni sezonda M&S’in yüzleri, seksapeli yüksek oranlarda seyreden ikili Rosie Huntington Whiteley, ki kendisininin Burberry’den, Transformers 3 teki performansına kadar başarılı bir sicili var ve Scarlett Johansson’un da zamanında gönlünü çelmeyi başarmış Hollywood yakışıklısı Ryan Reynolds.
Kaliteli ürün yelpazesinin dışında M&S’in en başarılı olduğu alan şüphesiz iç çamaşırları. Her zevke hitap eden sayısız iç çamaşırı seçeneğinin yanı sıra vücut şekillendirici ürünleri de oldukça iddialı, Karın bölgenizde ya da kalçalarınızda sizi rahatsız eden fazlalıklar varsa hop amaca uygun bir tanesini giyiyorsunuz ve aynalara daha güvenle bakıyorsunuz.
Benim M&S ile ilgili düşüncelerimi buraya kadar sabırla okuduysanız, sıra sizin için en keyifli bölüme geldi. Pazartesiden itibaren M&S Türkiye’ninfacebook sayfası bendeniz, Iconjane ve Off ne giysem’in yaptığı seçimlerle birlikte yeni heyecanlara sahne olacak. Twitter’dan ve blogtan takipte kalın, kazanın ;).
Etiketler:
Alışveriş,
Fashion Ads,
Fashion Photography,
Haberler,
Markalar,
Yarışma
8 Ekim 2011 Cumartesi
H&M hediye çeklerini kazananlar belli oldu
Merhaba! Sonunda yorumlar 50ye ulaştı. 25 sıradaki kişi Arzu Akdağ ve 50. sıradaki sarı mercimek 50 tlik H&M çeklerinin sahibi oldular, kendilerini tebrik ediyor ve iyi alışverişler diliyorum. :)
Sevgili Arzu ve sarı mercimek bana twitter veya fan pagede beni izlediğiniz profil isimlerinizle beraber ( evet maalesef yarışma sartların uygunluğunuzu kontrol etmek durumundayım :) ) ad, soyad, adres ve telefon bilgilerinizi hemen modacadisi@gmail.com adresine yollarsanız, çeklerinize en kısa zamanda kavuşursunuz.
hm.com
7 Ekim 2011 Cuma
Friday I'm in love
Bugün güzel bir cuma. Hava güneşli, ben keyifli, 1 haftadır uzaklarda olan sevgili yolda, tatile çıkmaya 2 gün kala ben mutluyum :). Bu mutluluğumun bir kısmını sizinle de paylaşmak, bugün sizi de el verdiğince mutlu etmek istiyorum, ama nasıl?
Marmara Forum Alışveriş Merkezi'ni duymuşsunuzdur. Bu alışveriş merkezi en büyük H&M mağazasına sahip olmakla beraber, 1-9 Ekim tarihlerinde bir de moda haftasına da ev sahipliği yapmaktadır. Bu moda haftası ünlülerin sanat eseri kıvamında şapkalarını içeren bir sergi, defileler, güzellik noktaları ile bir festival havası estirirken, mesela bugün saat 20:00'de başlayacak defileye giderseniz Vogue Türkiye'nin Temmuz sayısı kapağında yakışıklı Jon Kortajarena ile arz-ı endam eden, tarzını benim fazlasıyla beğendiğim ünlü model Dree Hemingway'i podyumda izleyebilirsiniz.
En büyük H&M orada dedim ya işte bu kısmı sizi fazlasıyla ilgilendiriyor çünkü bugün 2 kişiye 50şer tllik H&M hediye çeki vereceğim. Bu çekler yalnızca Marmara Forum H&M' de geçerli olacak ve sahiplerine şöyle ulaşacak:
* Beni twitterdan takip etmeli ya da blogumun sayfasını Facebook'ta beğenmelisiniz. ( Beni bir de arkadaş listenize eklemek isterseniz ki, bu yarışma koşulu değil, iste profil sayfam bu . Beklerim :) )
* Bu postun altına yeni sezondan en çok almak istediğim şey ....... ( İlla H&M olması gerekmiyor) diye yorum bırakmanızı rica ediyorum çünkü neleri beğendiğinizi merak ediyorum.
* Bu yorumlardan 25. ve 50. kişi çeklerin sahibi olur, unutmayın herkesin 1 yorum bırakma hakkı var!.
Yorumlar istenilen sayıya ulaştığında, muhtemelen akşama doğru sonuçları açıklayacağım.
Herkese mutlu cumalar, iyi şanslar!
Etiketler:
Alışveriş,
Dree Hemingway,
HandM,
Vogue Turkey,
Yarışma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)