In english please etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
In english please etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Aralık 2012 Çarşamba

Pink lips



Bir ev bulmanın rahatlığıyla mı gülüyorum bu fotolarda yoksa. Evet! Sonunda hepsini olmasa da, çoğu kutucuğu tıklayan bir ev bulmuş bulunuyoruz, bu haftasonundan itibaren de taşınma ve yerleşme gibi sevimsiz ancak işin doğasında olan  olaylara girişmemiz gerekiyor. Gerekenleri yapmak için bir sürü zamanımız var demek isterdim ancak 20 Aralık'ta başlayıp- 4 Ocak'ta son bulması planlanan 2 haftalık İskoçya seyahatiyle bu çok mümkün değil. Ev olayı sonradan ve biraz ani geliştiği, tatil önceden ayarlandığı için ikisi çok örtüşmese de, bu seyahatten en üst seviyede keyif almayacağım anlamına gelmesin. :) 

Kıyafette yeni aldığım bir şey yok ancak London Vintage Fuarı'ından aldığım örgülü bilezik son zamanlardaki favori aksesuarım.

Fotolar için, teşekkürler Offnegiysem!

Am I laughing in these photos 'cause we've found a new home that ticks most of the boxes? The answer is yes and we have to start moving this weekend. I wish I could say we have lots of time to deal with that natural duties of moving but we planned a holiday to Scotland starting from 20th December. Great planning, isn't it? We really didn't know that we'll change the house that soon and the holiday planned way before. Nothing can stop me enjoying the best holiday I can :)

Nothing lately bought at the outfit but the braided bracelet that I scored from London Vintage Fair is by far my latest favorite accessory.

Thanks to Offnegiysem for the photos.




Gömlek(Eski) / Shirt(Old) : H&M
Pantolon/Pants: Silence+Noise
Parka:Topshop
Botlar/Boots: Deena&Ozzy
Bilezikler/Bracelets: Vintage - H&M
Çanta/Bag: Longchamp

7 Aralık 2012 Cuma

Ev aranıyor



Pazar günü Nero'da kahvemi yudumladığım andan bu yana, zaman çabuk geçti. Günler yeni bir ev aramakla ( Oldukça tüketici ve zaman alan bir aktivite :( ), fitness antremanları ve 
 Miu Miu ilkbahar yaz 2013 koleksiyonu arasında bitiverip, cumaya ulaştı bile. Bu çirkin askıyı takmak inanın hayatımı kolaylaştırmıyor, ne giyseniz olmuyor, detaylar askının karanlığında kayboluyor. Kıyafet seçmek beni zorluyor ve bu sebeple ben bu akşam gerçeleşecek Elle Style Awards'a bile gitmek istemiyorum.


The days went by so quickly: from that moment I sipped my coffee at Nero on sunday until today. This week consisted of house hunting (Very consuming and tough job!), fıtness training and various events such as Miu Miu SS 2013. I have no idea where the days have gone and it's already Friday! Believe me, wearing this hideous arm strap doesn't make my life easier as well and whatever I wear dissappared in the darkness of the thing. I have a hard time in choosing my outfits and this even led me deciding not going to Elle Style Awards tonight. 


Tayt / Leggings: Versace for H&M
Tişört/ Tee: Junky Styling
Denim ceket/ Denim Jacket: Levi's
Parka: H&M
Botlar/Boots: French Connection
Çanta/Bag: Longchamp
Gözlük/Sunnies: Marni at H&M

29 Kasım 2012 Perşembe

2012 artık düş yakamdan

 Bayanlar ve baylar ! Duyanlar için 2. baskı olacak ama duymayanlar için söylemek isterim ki geçen çarşamba tam da detoks olayına başladığımız gün,  ülkemizin güzide kaldırımlarında koşarken bir kaldırım taşına takılmış ve düşmüş bulunmaktayım. Sonuç omuzda mikro kırık ve kas yırtılması, 3 hafta kolun askıda kalması. 2012 senin yılın değil mi dediniz? Ben de aynı şeyi düşünüyorum! :) İnanın ki blogda değişiklikler olacak derken, kastettiğim bu değildi. :)

Bu talihsiz olayın yılın en yoğun zamanlarından birine denk gelmesi fazlasıyla can sıkıcı olurken, ben de maalesef sosyal aktivitelere ve bugün ne giydim postlarına bir sınır getirmek durumunda kalacağım. İnanın ki şu durumda topuklu ayakkabı giymek bile  bana fazlasıyla tehlikeli görünüyor. 1 hafta sonra dün hayat devam ediyor diyerek yine Macka Parkı'na yollandım. Koşmak listede bir süre yer alamasa da, yürümek, hızlı merdiven çıkmak, lunges ve squats ne güne duruyordu? *Detoksa da elimden geldiğince devam ediyor, 1 haftada 1,2 kg den kurtulmuş bulunuyorum. Tahtada gördüğünüz Duygu'nun balona benzettiği, benim uzaylı olarak çizdiğim aslında yemyeşil ıspanak çorbasına ithafen Alien soup( uzaylı çorbası ) olarak adlandırdığımız daha hafif ve sağlıklı yiyeceklere beslenmenizde daha fazla yer vererek hedeflerinize yaklaşmanız mümkün.

Üst ve alt: Adidas
Şapka:Stella McCartney for Adidas

Kalın sağlıcakla!

*Detoks programı: Erkek arkadaşımla yılbaşı döneminde fazla yemek ve içmekten kaynaklanacak, bize kilo olarak dönmesi muhtemel durumlar için başladığımız yaklaşık bir aylık avantaj kazanma programıdır. Günlük kalori alımını düşük tutup, daha sağlıklı beslenip, vucuttaki yağ miktarını düşürmeye çalışırken, kas miktarını arttırarak daha fit olmak genel hedefimiz. :) 

Ladies and gentlemen! Maybe you've heard but for the ones who haven't , I have to share the information that I fell a week ago and now have a micro broken bones and tear in the muscle on my shoulder which has to stay strapped for 3 weeks.  If you are saying 2012 is not my year, well you are damn right! :)

I feel sad that accident happened in very busy time of the year, in holiday season but unfortunately I have to limit attending to social events and what I  wore posts. In my case believe in me, wearing high heels seems to be dangerous. Anyways, life goes on and I made my return to Macka Park yesterday with running not on the menu but power walking, walking up and down on the stairs as well as squats and lunges are. My *detox before Christmas is going well against all odds and I've lost 1,2 kgs already by eating more healthy stuff like Alien soup ( It's the name for spinach soup 'cause it's so green:)) 


Top and bottom : Adidas
Hat :Stella McCartney for Adidas

*Detox: It's  advantage gaining  programme for me and my boyfriend before festive Christmas time. Depends on the basics like eating healthy, loosing the body fat while gaining muscle and become fitter.

Stay healthy! 

26 Kasım 2012 Pazartesi

Bir marka yarattık adı İncir (Figue)



Figue (İncir) markasının yaratıcısı Yiğit Özgür karikatüründen esinlenmiş bu başlıktan hoşlanır mıydı bilinmez ama ben bu markadan hoşlandım. İflah olmaz bohem Rachel Zoe'nun da desteğini alan, ve Stephanie Von Watzdorf tarafından yaratılan bu marka, seyahat etmeyi seven veya çok seyahat etmeyi düşleyen, lüks ve bohem hayat tarzını benimseyen kadınlar için mevsimsiz parçalardan oluşuyor. Bir nevi dolabımdaki parçaları nasıl giysem derdine ışık da tutan stylingiyle Figue ,  farkedilebilir olsa da maalesef yine  pahalı ve ulaşılması zor markalar  kategorisindeki yerini alıyor.

I really like the new brand called Figue which also supported by ultimate bohemian Rachel Zoe. The founder of the brand Stephanie Von Watzdorf would like to create seasonless clothes  for women who travels a lot or would like to travel a lot and enjoy the life style of a bit of luxorious and bohemian. As much as I thought their styling can give an idea of combining your own wardrobe, unfortunately Figue is just another pricey an unaccessible brand in the market.

23 Kasım 2012 Cuma

Farkı yok ki pazartesi ve cumanın


Yine bir cuma geldi. Bu hafta yurtdışından  misafirimize kısa da olsa İstanbul'u ve kültürümüzü tanıtmaya çalıştık, bir Boğaz Turu olsun, bir mantı, midye olsun eksik etmedik. Yeni açılan Lilu Nişantaşı'nı denedik, sigara dumanı altındaki Contemporary Istanbul açılış partisinden firar ettik, yılbaşı öncesi zor da olsa spor ve sağlıklı beslenmeyle detoksa başlayalım kendimize avantaj sağlayalım dedik, umarım sonucunu alırız.

It's Friday again! This week was passed while touring Istanbul with our foreigner friend, exploring new restaurant Lilu Nişantaşı, running away from Contemporary Istanbul's opening party because of smokers inside and starting a new detox programme before Christmas.

Güneşli günler geride mi kaldı bilinmez ama benim bu rahat kıyafetime eşlik eden güzel bir sonbahar günüyle işte yeni kıyafet postu.

Hopefully sunny days not leaving us yet but this outfit post took place in a warm fall day.

Pantolon ve sweatshirt/Pants and sweatshirt: Zara
Gömlek/Shirt:Markasız (No name)
Ceket/Jacket: Mango
Çanta/Bag: Louis Vuitton
Ayakkabılar/Shoes: New Look
Kolye/Necklace: Kenneth Jay Lane for Avon
Gözlük/Sunglasses: Celine




Fotoğraflar için teşekkürler Offnegiysem e gidiyor!
Thanks to Offnegiysem for the pics!

17 Kasım 2012 Cumartesi

Rebellious soul


Sosyalleşmeye fazla daldım da, burayı ihmal mi ettim yine? Merak etmeyin, alışıyorum dengeyi bulacağım.  Her şey fazlasıyla güzel gidiyor, laf aramızda yeni hayatımı çok sevdim. 

Maybe I'm very much into socializing and neglect the blog? Don't worry I'm getting used to it and I'll find the balance. Everything is so good, I really like my new life.


Sosyallik, aktiviteler demişken geçenlerde galada seyrettiğim Coldplay Live 2012'den bahsetmek istiyorum.  Bu film grubun son albümü Mylo Xyloto'nun (İtiraf etmeliyim ki albüm, diğerleriyle karşılaştırıldığında bendeki etkisi biraz zayıftır) dünya turnesinden görüntüler ve grup üyelerinin söylemlerine yer veren film bir Coldplay hayranı olarak beni büyüledi. Fix you, Yellow, Clocks, In my place..  gibi hitleri Stad de France, La Sigalle veya Glastonbury Festivali gibi her müzik severin hayalindeki konser mekanlarında, muhteşem şovlarla izlerken, benim gibi şarkılara eşlik etmekten kendinizi alamayacaksınız.  İyisi mi, If Istanbul Film Festivali'ne gelirse mi izlersiniz, dvd sini mi alırsınız, ne yapıp edin izleyin.

While, talking about socializing and activities, I want to say a few words about Coldplay Live 2012 , band's documentary movie I've seen lately at the premier. It's front and behind the scenes movie from their last album tour called Mylo Xyloto (Ok, I can confess that album has a weaker effect on me than all their past albums). It was a great experience to hear their hits like Fix you, Yellow, Clocks and In my place... from the best venues every music lover dream of like Stad de France, La Sigalle or Glastonbury so see it you won't regret it.

Colplay'in filmindeki renklerden biraz da, İstanbul'dakilere geçiş yapalım ve ne giydiğime bir göz atalım:

From Coldplay's colours to Istanbul ones let's see what I wore lately:

Ceket/Jacket: Zara
Gömlek /Shirt: Elizabeth & James
Pantolon /Jeans: Pull&Bear
Ayakkabı/ Shoes: Mango
Kolye/Necklace:H&M
Bilezik (Yeni) /Bracelet (New): Urban Outfitters
Çanta/Bag: Longchamp
Gözlük/Sunnies: Celiné





15 Ekim 2012 Pazartesi

Arrived in London


Ve geri döndüm! Belek'teki 25 günlük mecburi hizmetimizi bitirip, cumartesi günü 10:30 uçağıyla Londra'ya adım atmış bulunuyoruz. Yorgunum ama sonunda bu tatile kavuştığum için mutluyumda. Earl's Court'taki Think Apartments'da kalıyoruz. Nasıl olduğunu anlamadan booking.com ( Bir kullanıcı olarak 2 kere sorun yaşadığım booking.com'u tavsiye etmiyorum)  tarafından iptal olan rezervasyon şokunu atlatıp, hemen Nothing Hill'deki Portobello Road Market'a gittik.



Cumartesi en cafcaflı günü, yol boyunca dizilen antikacıların standlarında mutfak malzemeleri, eski raketler, bavullar, çizimler, eski dergi kapakları ve fotoğraf makinelerine.. bakması çok zevkli. Hava soğuk, üşüyoruz. Biraz tartla, Guiness için Portobello Star'dayız. Bitirdikten sonra caddeyi takip ediyoruz. Antikacılar bitince, ağzınızı sulandıran yemek standları başlıyor.Tartla hakkımız harcamasa mıydık oluyoruz. Kokular arasında listemde olan One of A Kind adlı vintage dükkana ulaşıyoruz. Çok ürün ve pahalı fiyatlarıyla ünlülerin uğrak yeri olan bu dükkanı beğensem de, bir şey almadan çıkıyorum. Bir kaç vintage mağazasına daha rastlıyoruz, kısa sürede olsa daha sıcak olan dükkanlarda durmak iyi geliyor. 



Yolu takip edip tezgahları incelemeye devam ederken, Portebello Green Market'ın önünde yine yeni, ikinci el ve vintage kıyafet satan pazar gibi bir yere varıyoruz. Pazarın karşısında cd ve plak satan tezgah sayesinde eğlenceli müziklerle bir tur atıyoruz ve geri dönüyoruz. Sevgilim, o sırada bana beklediğinden daha güzel ve ilginç bir yer olduğunu ve ortamı çok sevdiğini söylüyor. Bir sıcak kahve için Coffee Republic'te duruyoruz. Dönüşte sokağın başında rastladığımız Banksy eserlerinin replikalarından bir tane bizim eve, bir tane de Avustralya'ya taşınacak olan kız kardeşine güle güle hediyesi olarak alıyoruz. Nothing Hill'in renkli ve güzel sokaklarında instagram kareleri peşinde koşuyoruz.Klişe olsa da,
yoldan geçen birinden Portobello Road sokak tabelasının altında fotoğrafımızı çekmesini istiyoruz, 2 kişi tatile gitmenin zorlukları olsa da, seviyoruz .


Otelimize geri dönme yolunda ilerlerken, köşede daha önce gördüğümüz 2 katlı dükkanda duruyoruz. Burası Jamie Oliver'a ait alt katında soslar, peynirler, ekmekler, yemek kitapları ve kekik kokuları arasında kendinizden geçeceğiniz muhteşem bir dükkan, adı Recipease. Üste çıkıyoruz ve orada bir grubun ortadaki tezgahta yemek pişirdiğini görerek dışardan gördüğümüz" Learn" tabelasının ne anlama geldiğini anlıyoruz. Üst katta ister bir sushi ustası, ister yenilmez bir makarna ustası olmak için ders alın, eğlenmeniz garanti. Yaptığınız yemeği, hemen yandaki masalarda mideye indirebilirsiniz. Bugün siteye baktığımızda tüm derslerin dolu olduğunu görüp biraz hayal kırıklığına uğrasak da, dükkanı mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum.

Cumartesi gecesini dışarda geçirmeyi istesem de, uykusuz ve yorgun bedenlerimizin isteğine karşı koyamayarak, yorganın altına giriyoruz.

25 Eylül 2012 Salı

Beni merak etmeyin! :)



Kıyafet postu yapmak zor, elimizde ne var?  Fashion's Night Out'tan kalanlar. Günler uzun, 12 saatten fazla süren çalışma saatleri, fazla bir şeye zaman bırakmıyor. En azında güneş bizimle. Duyduğumu göre İstanbul'da havalar artık sonbahara dönmüş, ben dün akşam yorgunluğumu denize girerek attım, bana hala yaz :)

What I have to post as an outfit? Remainings of Fashion's Night Out. Days are long, working hours lasts more than 12 hours so not much time left for anything. At least we have sun. As fas as I heard fall is now in Istanbul, I swam at the see after a long day yesterday. :) It's still summer to me.



Gömlek /Shirt: Acne
Etek /Skirt: Marni at H&M
Çanta/Bag :Primark
Ayakkabılar/Shoes: Zara
Bileklikler/Bracelets: H&M, Marc by Marc Jacobs.


20 Eylül 2012 Perşembe

Prada Real Fantasies Fall/Winter 2012


Belek'ten merhaba! Günler çalışarak geçiyor bir şekilde, bloguma bakmak değil, New York'tan sonra bakabildiğim bir defile bile yok, anlayacağınız moda benim için biraz fantazi dünyası bu aralar.

Hi from Belek! Days are passing by working hard. I can't even look at my blog and not seen any fashion show since New York Fashion Week in conclusion fashion world is a fantasy for me.

11 Eylül 2012 Salı

Goodbye Istanbul!


Bu hafta hiç bitmese ve ben Antalya'ya gitmesem. Evet sonunda acı gerçeği sizle paylaşmanın vakti geldi, 14 Eylül'den itibaren, iş nedeniyle ben 1 aylığına Antalya -Belek'e yerleşiyorum. Evimi, alışkanlıklarımı, arkadaşlarımı bırakıp,bir otel odasında yaklaşık bir ay geçireceğim. Projeler, moda haftaları, yeni sezon alışverişi, bugün ne giydimler, festivaller.. çalışma temposu sebebiyle biraz arka plana atılacak, özlenenler listesi giderek uzayacak.  Tek tesellim bu günlerin hemen arkasından, bir güneş gibi yükselen Londra seyahati planları, sık dişini Cadı.

Biraz da kıyafet üzerine konuşalım. Bu aralar giyinmeye bile vaktim yok, o yüzden daha basit kıyafetlere yöneliyorum. Tişörtün iki bina arasından gözüken mavi gökyüzüyle instagram havasını pek beğendim.

I wish this week is never over and I won't go to Antalya. Yes, it's time to confess ; I have to spend a month in Belek - Antalya because of work. I'll leave my home, my habits, my friends and spend a month in a hotel room. Projects, fashion weeks, new season shopping,outfit photos, festivals.. have to be postponed because of the heavy work schedule and the missing list will get longer. My only relief is planning a London trip, just right after this madness.

Let's talk about my outfit a little. I rarely have time to think about my clothes so I'd go simple. I love this tee's Instagram vibe, with the blue sky seen between the two buildings.



Tişört (Yeni) /Tee (New): MM6 (Maison Martin Margiela )
Jean /Jeans: Ksubi
Ayakkabı /Shoes: Zara
Gözlük /Sunnies: Marni at H&M
Aksesuarlar /Accessories: Marc by Marc Jacobs, Urban Outfitters,Mango, H&M

8 Eylül 2012 Cumartesi

Bir I LOVE SALE 2 böyle geçti

Geçen hafta bu saatlerde #ilovesale2 hazırlıkları yapıyorduk. İşte gerçek perde arkası:

Last saturday in these hours we were preparing for #ilovesale2 and here's the real backstage :


O gün askılarda yerini alacak parçaların bulunduğu bavullar ,Den Cafe'nin girişini bir nevi havaalanına çevirmişti.

That day our suitcases which have the pieces to be sold, made the Den Cafe's entrance like an airport.


Giysilerin sergilendiği eşeklerin montajını itina ile, kendi ellerimizle yaptık :)

We even put the display rails together with our own hands :)







Iconjane'le iş arasında Milliyet Cumartesi'de  çıkan #ilovesale2 haberine göz attık.

Me and Iconjane took a look #ilovesale2 story in Milliyet Cumartesi paper even though we were busy.



29 Ağustos 2012 Çarşamba

Happy Birthday Michael!


Ne kadar yoğun olsam da, geç olsa da : İyi ki doğdun Michael! 


iusemathinreallifetumblr

24 Ağustos 2012 Cuma

Sayılı gün çabuk geçiyor, I LOVE SALE 2 geliyor!


İşte, I love sale 2 detayları sonunda burada. Iconjane, Offnegiysem ve bendeniz uygun fiyatlarla dolaplarını sizlere açarken, Duygu Yegül'ün sanatından örneklere de sahip olabileceğiniz moda, alışveriş müzik, eğlence ve sosyalleşmenin, Den Cafe'nin harika mutfağıyla birleştiği bir kaç güzel saat bizleri bekliyor. Sadece nakit ödemenin kabul edileceği ( Yiyecek içecek hariç)   #ilovesale2 etkinliğine,  garage sale gibi bir kültürün gelişmesine ön ayak olmak isteyen ve yukarıda yazdıklarımdan hoşlanan herkesi bekliyoruz.

Orada görüşmek üzere!

Me and my fellow blogger friends  Iconjane and Offnegiysem will hold a garage sale including artworks of Duygu Yegul  . It will take place in Den Cafe and we'll be having  great couple of hours of fashion, shopping, music, fun, socializing while having good food and drinks of Den Cafe.

Hope to see you there!

23 Ağustos 2012 Perşembe

Bir bayram tatili hikayesi


Merhaba! Geçerli sebepleri alt alta sıraladığımızda, mantıklı olanın İstanbul'da kalmak olduğu 4 günlük bir bayram tatili geride kaldı. 2012 yazı sizlerle onlarca kumsal,deniz ve hatta ufuk çizgisine doğru uzatılmış bir çift ayak  fotoğrafı paylaşamadığım, bu tarz bir tatil yapmanın da bundan sonra imkansız olduğu bir yaz olarak hatıralarda yerini alacak. Bu dediklerimi yapamasam da, yaptıklarımla ilginenenler olabilir diye bu postu yazdım.


Bir İstanbul'u bekleyen olarak, arkadaşlarınızın kedisine bakma listesinde en tercih edilen aday olmak kaçınılmazdır. Bu kural yine değişmedi ve ben Lola'cığın tatil arkadaşı oldum.


Güneşe hasret vücutlarımız için bu şartlar altında, İstanbul plajlarından daha uygun bir seçenek yoktu. Bu yaz ilk kez gittiğimiz Burc Beach bize yağmur, rüzgar ve kavurucu sıcakla sürprizler hazırlamış olsa da, İstanbul kalabalığından arınmış, rahat bir gün geçirdik.


Güneş altındaki yardımcılarım Bioderma, Rare Blossom ve Clinians'dan. Saç ve vucut için kullanabileceğiniz Clinians'ın, kokusuna da bayılacaksınız. Bunları sürdükten sonra, güneş altında  Glamour, Women's Health ve Vogue'unuzun  keyfini çıkartabilirsiniz.


Benim için henüz giymeye fırsatım olmayan Iconjane for Mija eteğim bir nevi bayramlık oldu. Kıyafet detayları daha sonra, daha iyi fotolarla gelecek.



Uzun ve enerji gerektiren bir güne böyle bir kahvaltıyla başlanır, bu kızın da karbonhidrata ihtiyacı var!



Bu bayramda şehirde kalmamım en güzel yanlarından birisi de elektronik müzik dünyasından iki favorim Sander Kleinenberg ve Sasha'nın geleceği Urban Bug Gold Series'di. Gün içinde, kıyafetimi seçerken, bacaklarımın uzun görünmesi ve rahatlık arasında kalsam da twitter'daki takipçilerim sayesinde, gönlümden de geçen doğru ayakkabıyı seçtim.


Bu tatil yeni öğrendiğim kokteyli yapmak için de iyi bir fırsattı, adı Raspberry Kiss! ( Ahududu likörü Chambord, ananas suyu, kızılcık suyu ( Tamam orijinalinde beyaz kızılcık suyu diyordu ama kaynakları zorlamayalım) ve köpüklü şarapla yapılıyor ve evet tadı harika! 

Ve kıyafetimin son hali, çılgınca dans etmek için doğru seçimi yaptığıma inanıyorum:

Üst, şort ve çanta/ Top, shorts and bag: Topshop
Kolye/Necklace: Topman
Gözlük/Sunnies: Oscar de la Renta
Bileklikler: Valerie's Rainbow, Mango, H&M 

Ve beklenen gece! 2 şer saatlik dj setleri yetmedi, bünye daha fazla dansetmek istedi. Sander iyiydi ama Sasha beni yine mest etti.. Bir şarkı vardı ki, bu geceye adını yazdırdı.. All that matters, dinleyiniz.

Gecenin surprizlerinden birisi de, sağ alt fotoda gördüğünüz,  o zamanlar delice sevdiğim The O.C. dizisinden görüntüleri ekranda gördüğüm andı. Marissa Cooper'ın bana zafer işareti yaptırmasını ,geçmişte  dizi ile ilgili sevgimin ne kadar güçlü olduğundan başka bir şeyle açıklayamıyorum :) .



Güneşle randevumuzun son bölümü de Suada'da gerçekleşti. Sanki İstanbul'da kalan herkes o gün aynı şeyi düşünmüş gibi kalabalık olsa da, tatile güzel bir final oldu. Benim tatilim böyle geçti, e sizler ne yaptınız bakalım?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...