11 Eylül 2008 Perşembe

Brother Loubi, Loubi,Loubi..



Devam eden su yaz gunlerinin keyfini sürüp, kentte bir Hawaii havası estirdim :p Umarım bir süre daha ,bu güneşi görmeye devam ederiz. Dolabımın karanlıklarında bekleyen Christian Louboutin espadriller de, sonunda ayaklarımla buluştu.


  • Hırka, elbise, çanta : H&M

  • Ayakkabılar: Christian Louboutin

10 Eylül 2008 Çarşamba

Aksam cekiminden hic görmediğiniz fotolar ınınınınınınnnn!!!



Akşam gazetesi olayının üzerinden zaman geçtiği için, artık elimde bulunan bir kaç fotograftan daha düzgünce olan 2 tanesini sizlerle paylasabileceğimi düşünüyorum. Moda Cadılığından alışveriş cadılığına (!) terfi ettiğim bu çekim ve yazı, resimlerden de anlaşılacağı üzere benim için komik bir deneyimdi, eğlendim. Diğerlerine ayıp olmadığı umuduyla, işte çekimin perde arkasından 2 foto, gülmek serbest :) Hatta kıyafetlerin envanterine bakalım :



  • Elbise : Anna Sui

  • Ayakkabı : Dolce& Gabbana

  • Çanta: Topshop



  • Etek ve üst: Topshop

  • Şapka: Miss Selfridge

  • Ayakkabı: Zara

  • Çanta: Vintage

  • Kolyeler: Accessorize ve İndus

Daha fazla malzeme götürmüştüm ama bunlar daha uygun görüldü, bu çekimin bana göre ana fikri "modellik zor işmiş" :)

9 Eylül 2008 Salı

Stam'e merhaba deyin


Bir süredir kullandığım ancak sizinle neden hala tanıştırmadığımı tam olarak bilemediğim Marc Jacobs Stam bag i bugun huzurlarınıza çıkartıyorum. Uzun süredir çok beğendiğim bir model olan bu çantayı alabildiğim için çok mutluyum.Adını aldığı Kanadalı model Jessica Stam'i çok sevmesem de çantayı çok severek kullanıyorum. Renginin önceleri koyu gri olduğunu düşündüm ama sanırım koyu mavi-gri arası birşey. Kahverengi ve siyahla kullanılabilecek bir renk olduğu için isabetli bir karar verdiğimi düşünüyorum. Çanta zaten gösterişli olduğu için kıyafetimin geri kalanını biraz basit tuttum:




  • Çizgili, önü fiyonklu üst: Mango

  • Jean şort: Bershka ( Daha uzundu paçaları, birileri İzmirli teyzelere benzetince, biraz hak verip kısalttım)

  • Sandaletler: Malumunuz

  • Çanta : Marc Jacobs Stam Bag

8 Eylül 2008 Pazartesi

Home sweet home :)

Artık İstanbul'dayım, hava sıcaklığı hafif sonbahara donmeye başlamış mı ne? Çok zor bir haftaydı, kendime geleyim bir sizi post yağmuruna tutacağım :p

3 Eylül 2008 Çarşamba

Marimekko




Sizlere güzide ilimiz Antalya'dan sesleniyorum. Saat 07:30 bile değil, bir iş gezisi sebebiyle pazar gününe kadar buradayım. Çok sıcak ve yorucu geçen ikinci günde, blogumu bir süredir güncellememenin ağırlığı üzerime çökmeye başladığından bu durumdan kurtulmaya karar verdim. Bugünkü kıyafetimize " pure Barcelona" diyebiliriz. Elbise, H&M tasarımcılarının Finlandiya'nın bağrından kopup gelen cesur grafik tasarımlarıyle bilinen Marimekko'ya ithaf ettiği 2008 özel yaz koleksiyonundan.Bu koleksiyondaki desenler Marimekko'nun 1960 ve 70 li yıllardaki retro tasarımlarına bir övgü niteliğinde.


  • Elbise: A tribute to Marimekko koleksiyonundan H&M

  • Sandaletler: Bir cadı klasiği, yine Barcelona'dan

  • Canta: Vintage,bilin bakalım nerden :p

  • Kolye: Topshop

  • Yüzük:3C

30 Ağustos 2008 Cumartesi

Cadınız Akşam Gazetesi'nde

Bundan bir süre önce Akşam gazetesi yazarı Özlem Aktürk'den, moda bloggerları ile ilgili bir yazı yazmak ve fotoğraf çekimi yapmak istediğine ilişkin bir mail aldım. Benim blogumun formatının kimliğimle ilgili fazla ipucu vermeme üzerine kurulması sebebiyle bu konuda şüphelerim olsa da özgemişim ve işimle ilgili soruları es geçerek uzun yorum sorularını cevaplayıp kendisine gonderdim.17 Ağustos'ta sıcak, rüzgar gibi zorlu hava koşullarında Leb-i Derya'da yapılan çekimlerde benim dışımda NYC2ist'den Rana Solaker ve Fashinolism'den İlke'de vardı. Renkli kokteyller bana tatil köyü tanıtımlarını hatırlatıp, güldürürken 1,5 saat süren ve pek çok kare çekilen çalışma çoğu yönden benim düşündüğüm gibi olmasa da bitti. Çekimde bulunamayan diğer bloggerların kendi fotoğraflarını cekip gondermeleriyle tamamlanacak olan yazının içeriği, cevaplarımdan pek azını içerse ve bazı dediklerim küçük değişikliklere uğramış olsa da yazı ve fotoğraflar Akşam Gazetesi'nin ekinde bugün, yani 30 Ağustos günü çıkacakmış. Ben yarın sanıyordum, benim içinde sürpriz oldu. Tabi burda hey sonunda yüzünü görebileceğiz hayallerine dalan siz sevgili okurlara, görebileceğiniz tek şeyin maske ve şapkanın açıkta bıraktığı yerler olacağını şimdiden belirtmek isterim :) Ben de hemen bir Akşam Gazetesi almaya çıkayım bakalım sonuç ne olmuş :) Gazeteye ulaşamayanlar veya üşengeçler için burda da bir şeyler var.

28 Ağustos 2008 Perşembe

Cadının tatil seçimleri bölüm 2






Dedim ya pek bir şey götürmedim diye, yine aynı şeyler demeyin, sonuçta topu topu 3 gece kaldık. Bu arada Sebnem'in sorusu üzerine bir önceki posttumdaki rujumun rengini araştırdım,%100 emin olmasam da çok büyük ihtimalle Sebastian Trucco-Red Garter, siz onun red falan dediğine bakmayın basbayağı pembe ve bu kadar parlak görünmesindeki temel faktör ışık sanırım .




  • Elbise: Miss Selfridge

  • Çanta : Topshop

  • Sandaletler : Porronet, Barcelona'dan

  • Taslı saç bantı: Accessorize

  • Pembe- gümüş bileklikler: Fendi-Tiffany& Co.

  • Jean sort: H&M

  • Gri üst: American Apparel

  • Kolye: Tam hatırlamıyorum Accessorize olabilir, çiçekli saç bandı kesinlikle Accessorize

  • Beyaz Çanta : Codello

  • Şapka :Miss Selfridge
  • Gözlük: Marc by Marc Jacobs

Sortlu resimler uçağa binmeden önce son Alaçatı turumuzdan ama benim favorim mavi kapı önünde çekilen, o ton maviye bayılıyorum, her şeyi güzel gösteriyor :) Arkadaşımdan gelecek bir cd daha var eğer orda unuttuğum bir şey yoksa, sanırım hepsi bu kadar.

27 Ağustos 2008 Çarşamba

Cadının tatil seçimleri bölüm I




Giderken hiç topuklu ayakkabı götürmedim çünkü aklımda öyle dolaşmak veya o tarz yerlere gitmek yoktu, bu tatil tamamen dinlenme ve rahatlama üzerine kurulmuştu:


  • Elbise : Laura for Topshop

  • Çanta: Topshop

  • Sandalet: Zara

  • Bilezik: Fendi

  • Küpe: Accessorize

Elbisenin üzerinde küçük kırmızı çıpalar var tam yazlık, tipini, rengini ve neşeli halini çok sevdim. O gece Babylon'a gittik,Oldies but Goldies gecesi vardı, 24:00'den sonra dolmaya başlıyor ve hafta içi kitlenin yaşı biraz küçük olup, sanki yazlık disco havası olsa da haftasonları daha iyi bir ortam var.Gece çıkmayı sevmiyorsanız, gündüz plajı ve yemekleri de tavsiye edilir, sakızlı frozenı deneyin ;)


Ben Alaçatı'dayken...






Alaçatı'dan döneli 2 hafta oldu, o zamandan beri pek fazla post atamadım çünkü işte deli gibi bir tempoda çalışıyorum. Zaten 3 günlük Alaçatı kaçamağımın da temelinde, bu tempo için enerji toplamak vardı. Orayı çok anlatmayacağım zaten gidenler, başkalarından dinleyenler ve okuyanlar elbette vardır ama orada herkes için bir şeyler olduğunu söylemek isterim. Biz iki kız çok güzel vakit geçirdik, pırıl pırıl ve soğuk denizde yüzdük, güzel yemekler yedik, yeni tatlar denedik, dünya sörf şampiyonasını seyrettik, uzuun bir süre yetecek göz banyosu yaptık, anlarsınız ya :) Bu arada kesinlikle her iki cinse de sörf yarısı seyretmek tavsiye edilir, sorfcu kızlar çok başarılı olmasa da izleyenler ve sponsorların kızları hoş bir ortam yaratıyor :)Hatta cuma gecesi gece yarısına doğru , Sudan'da yenilen yemekten sonra çakır keyif alışveriş bile yaptık, çok keyifli ve komikti :) Burda A46'dan tutun da küçük,organik ürünler satan mağazalara kadar pek çok şeyi bulmak mümkün, tabi çok ucuz olmadıklarını belirtmem gerekir. Fash adında Taka Wear ürünleri satan mağaza da pek çok şey beğendik ama alamadık, fiyatları tahmin edebileceğiniz gibi hayli yüksekti.Bu mağazalardan da artık oranın eski Alaçatı olmadığını anlayabilirsiniz ama bu haliyle de güzel. İstanbul'da bir bir kapanan Kyo My Friend mağazalarından birini burda bulunca ve indirim de olunca tabi fırsatı kaçırmadık. Ortadaki böcekte neyin nesi diye soracak olursanız, Oev'in ev eşyaları satan dükkanından, kapıya asmak için aldığım sevimli bir hatıra. Alacatı'dan hafif semirmiş bir şekilde dönerken yenmesi ve görülmesi gerekenler: İmren Han'da irmik helvası üstü, sakızlı dondurma, sütlü tatlılar ve yumuşacık sakızlı kurabiyeler, Sudan'ın farklı yorumuyla Ege mezeleri, şeftalili, elma fesleğenli votkaları, kesinlikle mısır ya da orda bilinen adıyla darı, ben hayatımda Çeşme'de yediğim mısırlar kadar sütlüsünü yemedim, caminin orda açılan takı pazarı, ilk girdiğinizde soldan ilerlerseniz bizim de alışveriş yaptığımız teyzenin el işi oya ve yarı değerli taşlarla oluşturduğu kolyelere bayılacaksınız. Orada çektiğimiz diğer fotografları ve giydiklerimi de en kısa zamanda koymaya çalışacağım, şimdi kalın sağlıcakla :))

23 Ağustos 2008 Cumartesi

Hey Mary Jane!




Yine bir elbise günü.. Kombinasyona genelde hakim olan renk; kırmızı ve beyaz ama ayakkabılar çok renkli. Bu ayakkabıların tarzının klasik Mary Jane olmasına ama renklerin bu klasik duruma inat bambaşka bir telden çalmasına bayılıyorum :


  • Strapless elbise :Zara

  • Hırka :H&M

  • Ayakkabı :Marc by Marc Jacobs

  • Çanta :Codello

  • Dombili tahta kolye :Topshop

20 Ağustos 2008 Çarşamba

Sac aksesuarlarında son durum


Fiyonkları sevdiğimi daha önce pek çok kere belirtmiştim. Saçlarımı da iflah olmaz bir şekilde kestirdikten sonra, saçlarım aksesuarsız gözüme hoş gelmemeye başladığından beri, saçıma bişi takmadan dışarı çıkmaz oldum. Ya saç bandı, ya tac veya farklı tokalar stilimin tamamlayıcıları oluyor bu günlerde. Bu saç aksesuarı olayı, özellikle fiyonklu aksesuarlar ünlüler dünyasında da kendine yer buldu. "I kissed a girl" sarkısıyla patlayan, benim de dilime dolanan Katy Perry, Rihanna, Kelly Osbourne ve Alexa Chung çeşitli boy ve uygulamalarda fiyonklu saç aksesuarlarıyla Alice Harikalar Diyarı kahramanı Alice'i aratmıyorlar. Yazın başından beri bayıldığım, Sportmax şovundaki kocaman saten kurdelelerden yaka iğnelerini ve tokaları o kadar istedim ki, en sonunda ona benzer bişi yaptım(ık), biraz geç olsa da yakında muhtemelen yakamda iğne olarak kullanırken göreceksiniz. Saçım kısa olduğu için kafamdan büyük kurdele ile dolaşmamın istediğim etkiyi yaratmayacağı kanısındayım :)

Bugun ayrıca dolaşırken, başka bir sitede çok şeker saç aksesuarları gördüm. İki L.A'li kadın tasarımcının elinden, istediğinize göre şekillenen aksesuarlar birbirinden hoş, buyrun siz de bir göz atın : http://www.shopbando.com/shop.html


Bu tarz ve farklı aksesuarları Topshop, Accessorize ve Claire's de bulmanız olası, ben de başka bir şeyler gözüme çarparsa sizleri haberdar ederim.

18 Ağustos 2008 Pazartesi

Gri-pembe





Bu elbiseyi 2 hafta önce falan Galata'ya kahvaltıya gittiğimiz pazar günü bulmuştum Beyoğlu'nda. Hafif ev/ plaj elbisesi kıvamında olsa da bu pek umurumda olmadı, tatile gitmeden önce hücrelerime işleyen rahatlık duygusu için biçilmiş kaftandı. Eteğinde oje dökülmüş gibi garip bir efekt olsa da, kendilerini çok sevdiğim pembe babetlerimle tamamladım.




  • Elbise ve kolye H&M


  • Babetler Marc by Marc Jacobs


  • Tac Aslı Sargın

Tekzip geldi

Dünkü gitti gidiyor hadisesi sonucunda attığım maile satıcıdan nazik ve açıklayıcı bir mail geldi, sizlerle konuyu kısaca paylaşmak istiyorum. Söz konusu satıcıya, resmim başka birisi tarafından gönderilmiş, o da elbiseyi güzel tasıdığımı ve resmin hoş olduğunu düşünerek, bir kaç gün önce koymuş. Kendisi benim bundan hoşlanacağımı düşündüğünü ama benden de mail beklediğini belirtti. Ben de resmi kullanabileceğini, hatta belki resmin bir yerine blog adresimi yazarak, en azından nerden alındığını belirtmek suretiyle bir sorun olmayacağını, bundan böyle kullanmak istediğinde izin almasının yeterli olduğunu söyledim. Site adresini verince inceleyip, beğendiğini ama başlığa biraz üzüldüğünü belirtse de kendisine buradan üzülecek bir şey olmadığını ve başlığın tamamen espri mahiyetinde yazıldığını belirtmek isterim. Konu tatlıya işte böyle bağlanmıştır sevgili okurlar.

17 Ağustos 2008 Pazar

Cadıyı çalmışlar :)


Kısa tatilimden dönüp maillerimi kontrol ederken, Lale'den gelen mailin başlığı buydu. İçeriğe bakınca gittigidiyor adlı sitede kırmızı H&M elbiseden satan kişinin model olarak beni kullanmış olduğunu görüp, şaşırdım. Kızdığımı söyleyemem ama keşke bir izin alsaydı ya da resim moda cadısının blogundan alınmıştır falan gibi bir not ekleseydi daha şık olurdu. Kendisine bu düşüncemi belirten maili biraz önce attım, bakalım cevap verme nezaketinde bulunacak mı? Ayrıca, elbise ile ilgilenenler için bir fırsat olabilir, ama elbiseyi satan ben değilim , bir yanlış anlaşılma olmasını da istemem.


12 Ağustos 2008 Salı

Siyah ve beyaz



Desenleri iyi karıştırabilenleri severim, ama kendim genelde uygulayacak kadar cesur değilimdir, en azından değildim, bugüne kadar :) Ufaktan başladım bu işe, siyah üzerine büyük beyaz puantiyeli eteğimle, krem rengi üzerine küçük siyah puantiyeli üstü beraber giydim. Resimde bu pek belli olmasa da, bulanıklık had safhada olsa da sonuç fena değil, bebek adımları ile daha cesur seçimler yapmaya devam. Bu arada dikkatinizden kaçmayacaktır kesin, ama bakın hangi ayakkabıları giydim :



  • Etek Divided by H&M

  • Üst Mango

  • Bilezikler Accessorize ve İndus

  • Ayakkabı Dolce & Gabbana

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Kelebekler kadar hafif


Bir rahatlık sardı beni, çok iyi kombinlerle çıkamıyorum karşınıza ama olay bu, dürüstüm :) :



  • Üst Topshop

  • Etek ve kemer Zara

  • Çanta H&M

  • Bilezikler: Accesorize, İndus

  • Ayakkabı: Barcelona'dan ( Çıkmamış tam ama kaçıncı giyişim artık,o yüzden bunu fazla sorun etmedim)

7 Ağustos 2008 Perşembe

Koca kafa



Bugün bir bereketli, ne kadar çok post yaptım :) Muhtemelen haftasonu festivalde, haftaya çarşambadan itibaren de bir süre Çeşme-Alaçatı'da olacağımdan, derinden derinden bana hissettirmeden açığa çıkan suçluluk duygusundan olabilir :)

Bugünlerde pek bir rahat kıyafet düşkünüyüm, topuklu ayakkabılardan uzak duruyorum, bir de hep koşturuyorum. Kıyafetimi bu posta konu olacak kadar beğenmesem de, yaka iğneme karşı tam tersi duygular besliyorum, o yüzden sizin de görmenizi istedim. Kendisi koca kafalı, miniş ayaklı, pembe, gri renklerde, siyah benekli plastik bir kuçu, taa Cannes'lardan buralara kadar geldi, düşünceli bir arkadaşımızın kendisi gibi şeker hediyesi. Burda görünmese de, altında beyaz katlı diz hizasında etek ve gümüş düz sandaletlerim var, köpeğin üzerinde olduğu tshirt ise Marc by Marc Jacobs ( Onun için tshirtümü bile deldim ). Bunun bir de kedilisi var ama o daha küçük boyutta ve inşallah o da başka bir post konusu olacak, şimdilik iyi akşamlar :)

Pazar kahvaltısı





Pazar günü yine arkadaşımla evde oturamadık ve kahvaltıya gidelim dedik. Nişantası'nda bilenler bilir, iştah kabartan vitrini ve birbirinden güzel pastalarıyla yıllardır hizmet veren Konak Pastanesi'nin, Galata'da sabah kahvaltısı veren bir de cafesi varmış. Kahvaltı ve servis o kadar iyi olmasa da, tarihi yarımada manzarası ve içerideki dekorasyon güzeldi. Ben de bu fırsatı blogum için değerlendirdim:



  • Üst. Zara

  • Şort :Stradivarius

  • Çanta :Marc by Marc Jacobs

  • Sandaletler :Barcelona'dan yerel bir İspanyol markası

  • Takılar :İndus ve Accesorize

  • Şal, atkı artık ne derseniz o renkli kumaş parçası : H&M

Beyaz



Bundan böyle giydiklerime ayrı başlıklar yazmaya karar verdim ama etiketi yine bugün ne giydim olacak, sanırım daha iyi, diyorum ya her zaman bugün üzerimdekini anında koyamıyorum, başlıkla içerik uymuyor :)


Gelelim üstümdekilerin içeriğine, geçen hafta dolabımda giyilmeyi bekleyen, çok sevimli, hanım hanımcık beyaz bir elbiseyi sonunda giyebildim, kombini de ben ve çevremdekiler beğendi, nostaljik bir havası oldu :


  • Elbise Marc by Marc Jacobs

  • Kemer ve kafamdaki şirin taç Topshop

  • Ayakkabı Bershka

  • Clutch vintage ebay

  • Bilezik H&M

Aslında hafta içi işe giderken clutch kullanmak pek kolay olmasa da gözümü kararttım, bakın nasıl da şişkin ve ağır duruyor :) Az yüz ve göz makyajı ve hafif bir kırmızı rujla görünüm tamamlandı.




Patricia Field'den bir kaç tüyo

Facebook kullanıcısı mısınız bilmiyorum ama bir H&M ve Patricia Field sever olarak, Facebook'ta gördüğüm bu videoyu sizlerle paylaşmak istedim. http://www.facebook.com/video/video.php?v=45674570976 Sex and The City dizi ve filminin stylingi ile hepimize yeni ufuklar açan Patricia Field, sonbahar yaklaşırken, H&M'in sonbahar koleksiyonundan parçalar yardımıyla, nasıl daha iyi görünebileceğimiz ve görünümümüzle bir hikaye anlatabileceğimizle ilgili bazı ipuçları veriyor. Uzun eldivenleri hikayeyi tamamlamak için kullanıyor, her kıyafetle aynı makyajı yapmamamız gerektiğini belirtiyor, çünkü ona göre her kıyafet başka bir hikaye anlatıyor. Yakayı biraz kaydırarak, kollarla oynayarak, belki bir kemer ekleyerek farklı bir görünümler elde edilebileceğini ve evde bunları denemenin size bir bedele mal olmayacağını ama herşeyden önemlisi stylingin tamamen içinizden gelmesini ve siz olmasını öğütlüyor. Yararlı ve bir o kadar da doğru, iyi seyirler :)

5 Ağustos 2008 Salı

Geçmiş zaman olur ki..


Pekin 2008 Olimpiyat oyunlarının başlamak üzere olduğu şu dönemde, sporla ilgili beğendiğim eski bir editoryal aklıma geldi. Çekimin başlığı "Figures Libres", kahramanı ise Kate Moss. Fransız Vogue'un editörü Carine Roitfeld'in stylingini yaptığı bu çekimin fotoğrafçısı ise Mario Testino. Bu serinin en can alıcı ve beğendiğim fotoğrafında genç Kate Moss, siyah beyaz olarak resimlenmiş. Eee insanın bu kadar güzel yüz hatları ve anlamlı bakışları olunca, daha fazla teferruata gerek yok sanırım.

4 Ağustos 2008 Pazartesi

Fırsatçı


Haftasonu havuz dönüşü, plaj çantamı ve şapkamı herzamanki gibi bir köşeye fırlatıverdim. Bazen evimde kediler yokmuş gibi davranıyorum ya, sanki hala alışamadım üç yıldır :) Evde öyle orda burada kıyafetlerinizi unutursanız, çantanızı yanlışlıkla savunmasız bir yere bırakırsanız ,başınıza geleceklerden kediler sorumlu değildir. Bizimki yine fırsatı kaçırmadı, çantanın içine atladı, bana da onu görüntülemek kaldı :)

Batan geminin malları..


Batan gemiden olmasa da Zara indiriminde, bir şey kalmamış olacağından emin etrafı süzüp,yeni sezona göz atayım derken bu deri ceket, ayakkabı ve fırfırlı eteği buldum. Deri ceketlerin mevsimine az kalması ve bu kış sezonu da yine giyilmeye devam edilecek olduğundan, normal satışının 3te biri fiyatı görünce fırsatı kaçırmadım. Gri bağcıklı ayakkabı, modeli bakımından hem kış, hem yaz kullanımı rahat bir model ve son olarak fırfırlı siyah etek yine kolaylıkla pek çok kombin yapabileceğim bir parça. İndirimlerin devam ettiği şu günlerde, alışverişe çıkmayı düşünenler için, bir fikir verebileceğini düşündüm. Bayılıyorum böyle çok yönlü, karlı alışverişlere ve indirime :))


30 Temmuz 2008 Çarşamba

Bugün ne giydim?


Bugün çiçek bahçesine düşmüş gibiyim :) Ekim'de Amsterdam'dan %70 indirimli olarak aldığım bu elbiseyi ilk giyişim. Aslında vintage mor burnu kapalı ayakkabılarla da kombinlemeyi düşünmüştüm ama en sonunda bunlara karar verdim, sonuç fena değil değil mi?


  • Elbise H&M

  • Ayakkabı Nine West

  • Çanta BCBG

  • Bilezikler , Accessorize ve Hindistan'dan

The Bianca




Bu yaz pek az gözlük beğendim; birisi alışveriş kotamı doldurduğum için almanın kıyısından döndüğüm Prada marka, Sasha'nın kedi yüzünde gördüğümüz değişik kişiler tarafından kelebek, peri kanadı ve maske gibi şeylere benzetilen meşhur gözlük, diğeri de Tom Ford'un Bianca modeli. Adını Bianca Jagger'dan mı almıştır bilmiyorum ama kare/oval şekli, siyah parlak büyük çerçevesi ve koyu camları ile bir klasik olma potansiyeli var. Tom Ford bu gözlük işini çok iyi kıvırdı, şaşırdım dersem yalan olur gerçi, kendisinin Gucci'deyken de hastasıydım, ama sanırım artık kadınlar için aksesuar dışında bir şeyler tasarlamayı ebediyen bıraktı :( . Fırsatını bulursam denemeyi düşünüyorum umarım sinekvari durmaz, fiyatı net-a-porter'de 420 USD ama ben burada daha ucuza bulabileceğimi tahmin ediyorum.

28 Temmuz 2008 Pazartesi

Bugün ne giydim?




Biraz ihmal ettim buraları, elimde birikmiş fotoğraflar.. Yine bir toplu gösterim zamanı,işte geçen haftadan giydiklerimin hikayesi :



İlk fotoğraf İstiklal Caddesinde çekildi, öyle abuk subuk yerlerde garip fotoğraflar çektiren biri görürseniz, hah o benim işte :


  • Turanj üst ve kemer Zara


  • Pantolon Bershka


  • Çanta H&M


İkinci kıyafetin aynada çok hoşuma gitmemesine rağmen, fotografta daha bir iyi göründüğüne karar verdim :


  • Straples elbise H&M (Beyoğlu'nda bulmuştum)


  • Kemer vintage ebay


  • Jean bolero no name ebay


  • Ayakkabılar Steve Madden


En son kıyafetimiz dünden, City's e yeni Batman filmi "The Dark Knight ı " izlemeye gittik. Aksiyon filmlerine ve Batman'e özel hayranlığım olmasa da beğendim, tavsiye edilir :



  • Kırmızı -gri çizgili önü fırfırlı elbise Topshop


  • Gladyatörler Nine West


  • Çanta H&M

23 Temmuz 2008 Çarşamba

Bugün ne giydim?



Ciddiyim bugün, ama fotolar ve duruşlar kötü .Yeni ayakkabılar deneme sürüşünde :



  • Üst Topshop

  • Etek ve kolye H&M

  • Ayakkabı Fendi

  • Çanta Longchamp

22 Temmuz 2008 Salı

OH MY GOD KATIE !?!!



Ne zamandır birilerini eleştirmiyordum burda, ama öyle bir fotoğraf gördüm ki, içimdeki canavarı uyandırdı.

Kahramanlarımız Hollywood'un en sevimli(!!!!) çiftlerinden Katie Holmes ve Tom Cruise ( Katie'nin yanında kendisi stil ikonu gibi kalmış, ona bir şey demeyeceğim bugün ). Katie Holmes 90'lı yılların hit dizisi Dawson's Creek'le ünlenmiş, canlandırdığı karakter de, kendisi de klasik bir komşu kızıydı. Daha sonra da çok ses getirmeyen bazı yapımlarda oynayıp, D sınıfı , sıradan bir tarzı olan yıldız adayı olarak hayatını devam ettirirken kendisine Tom Cruise piyangosu çıktı. Tom Cruise ile ani evliliğinden sonra , dikkatinizi çekiyorum her hangi bir film veya yeteneğiyle değil, birden A sınıfına terfi eden bu özünde köylü kızını Armani'nin ilham perisi (!!), Posh Spice'ın kankuşu olarak görmeye başladıktan sonra her şey birden değişti. Magazin dünyasında "diaper diva Suri" ( Bez divası veya bezli diva) olarak bilinen bir de çocuk dünyaya getirdikten sonra bu 20'li yaşlarının ortalarındaki kendi halinde kızcağız, birden 40 lı yaşlarındaki ablaları gibi giyinmeye, davranmaya hatta benim çok ilgimi çeken plajda Louboutin'in gökdelen topuklu sandaletleriyle dolaşmaya başladı. Lanvinler senin, Armaniler benim, yeni saç kesimleri derken ve ( Ee posh la dolaşmanın doğal sonucu olarak) delirmiş gibi para harcarken( yılların birikimi tabi), hep yeni bir şeyler arayan magazin dünyası onu, birden yeni stil ikonu ilan etmek gibi bir gaflette bulundu. Tommy Boy'un gücü altında ezilip, hiç bir varlık gösteremeyen, çok sevdiği oyunculuktan da uzak kalıp, tam bir ev hanımına dönüşen Kate'in, üstüne 5 beden büyük gelen bu stil ikonluğu kavramına da daha fazla tahammül edemediği gördüğünüz bu resimle kanıtlanmıştır. Giysilerini Amerika'da insanların evlerindeki fazlalıklardan kurtulmak için, evlerinin arka bahçelerinde yaptığı garage sale'den, ayakkabılarını da Rihanna'ın attıklarından almış gibi duran Tommy Girl, bu acaip birleşim yetmiyormuş gibi bol pantolonun paçalarını sanki 87 yılındaymışız gibi kıvırmasıyla, muhteşem görünümünün üzerine tüy dikmiştir. Süper trendy saç kesiminden eser kalmamamış saçları, bugünlerde beğenmediğim saçlarımın bana daha iyi görünmesine sebep olmuştur, teşekkürler Katie :))

21 Temmuz 2008 Pazartesi

Bugun ne giydim?





Bugün haftasonu postlarını ancak yapabiliyorum, sakin ve tembel bir haftasonuydu diyebilirim.Kırmızı H&M elbisenin burda, 3. görüntülenişi sanırım, kendisi benim tembellik elbisem, ayh düşünemicem şimdi hop kırmızı elbiseyi giyeyim gibi bir durum oluştu, ama ayakkabılar değişik en azından ;) Saçımı kestirdiğimden beri sanki saçım aksesuarsız güzel durmuyor gibi geliyor o yüzden, onlara dikkatinizi çekerim, uzayana kadar kafamda hep bişiler olacak sanırım :( İlk fotodaki aslında her şekle giren bir şey, ister kolye yap, ister saçına tak. Bu resimde Jack Sparrow gibiyim ama süper papağan falan ve kelebek figürü bir o kadar sevdiğimiz :)


İlk resim (Elbise dışında):

  • Zara babet

  • Marc by Marc Jacobs çanta

  • Aksesuar İndus

İkinci resim :

  • Sort Zara

  • Tshirt Oysho

  • Gladyatörler Barcelona'dan

  • Tac H&M, kolye Mango




En çaylak blogger :)


Ben 12 yaşımdayken ne yapıyordum?? O kadar uzak ki :pp.. Orta 1. sınıfa gidiyordum, kıyafetlerim üzerinde benden çok annemin söz hakkı vardı, heralde en önemli aktivitem arkadaşlarımla sokakta sek sek oynamaktı :p Zamane 12 yaşında kızı ne yapıyor peki?? Kocaman olmuşta stil blogu yapıyor, ablaları gibi fotoğraflar çekiyor/çektiriyor, Margiela'yı seviyor, Luella'dan bahsediyor, inanmıyorsanız buyrun bakın ve sek sek oynayarak harcadığınız çocukluk günlerinize yanın :)) http://tavi-thenewgirlintown.blogspot.com/ Neyse, fırlama kız yazmış bişiler komik ve biraz da korkutucu mu ne? Kendisi bana Marc Jacobs reklamlarındaki, Dakota Fanning'i hatırlattı, o ışık var, bakalım siz de görebilecek misiniz?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...