Bugün ne giydim? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bugün ne giydim? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2012 Pazartesi

Hobbit lazım mı?


Yine ortadan yok oldum, biliyorum.Yeni evin bir türlü hallolmayan sorunlarından, iyileşmek için daha 3 haftaya daha ihtiyacı olan omuzumdan ve son olarak kardan bir nevi kaçıp Perşembe günü İskoçya'ya ulaştık. Burada da hava soğuk, günler tembel ama her şey yolunda. Detayları ve buradaki fotoları paylaşmadan önce İstanbul'daki son kıyafet fotolarımla açılışı yapmak istedim, gerisi sonra gelecek.

Yakında tekrar görüşmek üzere!

I know, I have been missing lately again . We kinda ran away from our new home's unsorted problems, my unhealty shoulder ( Needs 3 more weeks to recover  :( ), finally the snow in Istanbul and arrived Scotland on Thursday. The weather is cold and the days are lazy here but everything is fine. Before I continue with Scotland posts, I wanted to share my last photos in Istanbul, the rest will be here shortly.

Merry Christmas everyone!




Etek ve tişört/Skirt and tee: H&M
Hırka/Cardi: Markasız (No name)
Palto/Coat: Maison Scotch
Şapka/Hat: Benetton
Kolye/Necklace: Urban Outfitters
Botlar/Boots: French Connection
Çanta/Bag: Longchamp




12 Aralık 2012 Çarşamba

Pink lips



Bir ev bulmanın rahatlığıyla mı gülüyorum bu fotolarda yoksa. Evet! Sonunda hepsini olmasa da, çoğu kutucuğu tıklayan bir ev bulmuş bulunuyoruz, bu haftasonundan itibaren de taşınma ve yerleşme gibi sevimsiz ancak işin doğasında olan  olaylara girişmemiz gerekiyor. Gerekenleri yapmak için bir sürü zamanımız var demek isterdim ancak 20 Aralık'ta başlayıp- 4 Ocak'ta son bulması planlanan 2 haftalık İskoçya seyahatiyle bu çok mümkün değil. Ev olayı sonradan ve biraz ani geliştiği, tatil önceden ayarlandığı için ikisi çok örtüşmese de, bu seyahatten en üst seviyede keyif almayacağım anlamına gelmesin. :) 

Kıyafette yeni aldığım bir şey yok ancak London Vintage Fuarı'ından aldığım örgülü bilezik son zamanlardaki favori aksesuarım.

Fotolar için, teşekkürler Offnegiysem!

Am I laughing in these photos 'cause we've found a new home that ticks most of the boxes? The answer is yes and we have to start moving this weekend. I wish I could say we have lots of time to deal with that natural duties of moving but we planned a holiday to Scotland starting from 20th December. Great planning, isn't it? We really didn't know that we'll change the house that soon and the holiday planned way before. Nothing can stop me enjoying the best holiday I can :)

Nothing lately bought at the outfit but the braided bracelet that I scored from London Vintage Fair is by far my latest favorite accessory.

Thanks to Offnegiysem for the photos.




Gömlek(Eski) / Shirt(Old) : H&M
Pantolon/Pants: Silence+Noise
Parka:Topshop
Botlar/Boots: Deena&Ozzy
Bilezikler/Bracelets: Vintage - H&M
Çanta/Bag: Longchamp

7 Aralık 2012 Cuma

Ev aranıyor



Pazar günü Nero'da kahvemi yudumladığım andan bu yana, zaman çabuk geçti. Günler yeni bir ev aramakla ( Oldukça tüketici ve zaman alan bir aktivite :( ), fitness antremanları ve 
 Miu Miu ilkbahar yaz 2013 koleksiyonu arasında bitiverip, cumaya ulaştı bile. Bu çirkin askıyı takmak inanın hayatımı kolaylaştırmıyor, ne giyseniz olmuyor, detaylar askının karanlığında kayboluyor. Kıyafet seçmek beni zorluyor ve bu sebeple ben bu akşam gerçeleşecek Elle Style Awards'a bile gitmek istemiyorum.


The days went by so quickly: from that moment I sipped my coffee at Nero on sunday until today. This week consisted of house hunting (Very consuming and tough job!), fıtness training and various events such as Miu Miu SS 2013. I have no idea where the days have gone and it's already Friday! Believe me, wearing this hideous arm strap doesn't make my life easier as well and whatever I wear dissappared in the darkness of the thing. I have a hard time in choosing my outfits and this even led me deciding not going to Elle Style Awards tonight. 


Tayt / Leggings: Versace for H&M
Tişört/ Tee: Junky Styling
Denim ceket/ Denim Jacket: Levi's
Parka: H&M
Botlar/Boots: French Connection
Çanta/Bag: Longchamp
Gözlük/Sunnies: Marni at H&M

29 Kasım 2012 Perşembe

2012 artık düş yakamdan

 Bayanlar ve baylar ! Duyanlar için 2. baskı olacak ama duymayanlar için söylemek isterim ki geçen çarşamba tam da detoks olayına başladığımız gün,  ülkemizin güzide kaldırımlarında koşarken bir kaldırım taşına takılmış ve düşmüş bulunmaktayım. Sonuç omuzda mikro kırık ve kas yırtılması, 3 hafta kolun askıda kalması. 2012 senin yılın değil mi dediniz? Ben de aynı şeyi düşünüyorum! :) İnanın ki blogda değişiklikler olacak derken, kastettiğim bu değildi. :)

Bu talihsiz olayın yılın en yoğun zamanlarından birine denk gelmesi fazlasıyla can sıkıcı olurken, ben de maalesef sosyal aktivitelere ve bugün ne giydim postlarına bir sınır getirmek durumunda kalacağım. İnanın ki şu durumda topuklu ayakkabı giymek bile  bana fazlasıyla tehlikeli görünüyor. 1 hafta sonra dün hayat devam ediyor diyerek yine Macka Parkı'na yollandım. Koşmak listede bir süre yer alamasa da, yürümek, hızlı merdiven çıkmak, lunges ve squats ne güne duruyordu? *Detoksa da elimden geldiğince devam ediyor, 1 haftada 1,2 kg den kurtulmuş bulunuyorum. Tahtada gördüğünüz Duygu'nun balona benzettiği, benim uzaylı olarak çizdiğim aslında yemyeşil ıspanak çorbasına ithafen Alien soup( uzaylı çorbası ) olarak adlandırdığımız daha hafif ve sağlıklı yiyeceklere beslenmenizde daha fazla yer vererek hedeflerinize yaklaşmanız mümkün.

Üst ve alt: Adidas
Şapka:Stella McCartney for Adidas

Kalın sağlıcakla!

*Detoks programı: Erkek arkadaşımla yılbaşı döneminde fazla yemek ve içmekten kaynaklanacak, bize kilo olarak dönmesi muhtemel durumlar için başladığımız yaklaşık bir aylık avantaj kazanma programıdır. Günlük kalori alımını düşük tutup, daha sağlıklı beslenip, vucuttaki yağ miktarını düşürmeye çalışırken, kas miktarını arttırarak daha fit olmak genel hedefimiz. :) 

Ladies and gentlemen! Maybe you've heard but for the ones who haven't , I have to share the information that I fell a week ago and now have a micro broken bones and tear in the muscle on my shoulder which has to stay strapped for 3 weeks.  If you are saying 2012 is not my year, well you are damn right! :)

I feel sad that accident happened in very busy time of the year, in holiday season but unfortunately I have to limit attending to social events and what I  wore posts. In my case believe in me, wearing high heels seems to be dangerous. Anyways, life goes on and I made my return to Macka Park yesterday with running not on the menu but power walking, walking up and down on the stairs as well as squats and lunges are. My *detox before Christmas is going well against all odds and I've lost 1,2 kgs already by eating more healthy stuff like Alien soup ( It's the name for spinach soup 'cause it's so green:)) 


Top and bottom : Adidas
Hat :Stella McCartney for Adidas

*Detox: It's  advantage gaining  programme for me and my boyfriend before festive Christmas time. Depends on the basics like eating healthy, loosing the body fat while gaining muscle and become fitter.

Stay healthy! 

23 Kasım 2012 Cuma

Farkı yok ki pazartesi ve cumanın


Yine bir cuma geldi. Bu hafta yurtdışından  misafirimize kısa da olsa İstanbul'u ve kültürümüzü tanıtmaya çalıştık, bir Boğaz Turu olsun, bir mantı, midye olsun eksik etmedik. Yeni açılan Lilu Nişantaşı'nı denedik, sigara dumanı altındaki Contemporary Istanbul açılış partisinden firar ettik, yılbaşı öncesi zor da olsa spor ve sağlıklı beslenmeyle detoksa başlayalım kendimize avantaj sağlayalım dedik, umarım sonucunu alırız.

It's Friday again! This week was passed while touring Istanbul with our foreigner friend, exploring new restaurant Lilu Nişantaşı, running away from Contemporary Istanbul's opening party because of smokers inside and starting a new detox programme before Christmas.

Güneşli günler geride mi kaldı bilinmez ama benim bu rahat kıyafetime eşlik eden güzel bir sonbahar günüyle işte yeni kıyafet postu.

Hopefully sunny days not leaving us yet but this outfit post took place in a warm fall day.

Pantolon ve sweatshirt/Pants and sweatshirt: Zara
Gömlek/Shirt:Markasız (No name)
Ceket/Jacket: Mango
Çanta/Bag: Louis Vuitton
Ayakkabılar/Shoes: New Look
Kolye/Necklace: Kenneth Jay Lane for Avon
Gözlük/Sunglasses: Celine




Fotoğraflar için teşekkürler Offnegiysem e gidiyor!
Thanks to Offnegiysem for the pics!

17 Kasım 2012 Cumartesi

Rebellious soul


Sosyalleşmeye fazla daldım da, burayı ihmal mi ettim yine? Merak etmeyin, alışıyorum dengeyi bulacağım.  Her şey fazlasıyla güzel gidiyor, laf aramızda yeni hayatımı çok sevdim. 

Maybe I'm very much into socializing and neglect the blog? Don't worry I'm getting used to it and I'll find the balance. Everything is so good, I really like my new life.


Sosyallik, aktiviteler demişken geçenlerde galada seyrettiğim Coldplay Live 2012'den bahsetmek istiyorum.  Bu film grubun son albümü Mylo Xyloto'nun (İtiraf etmeliyim ki albüm, diğerleriyle karşılaştırıldığında bendeki etkisi biraz zayıftır) dünya turnesinden görüntüler ve grup üyelerinin söylemlerine yer veren film bir Coldplay hayranı olarak beni büyüledi. Fix you, Yellow, Clocks, In my place..  gibi hitleri Stad de France, La Sigalle veya Glastonbury Festivali gibi her müzik severin hayalindeki konser mekanlarında, muhteşem şovlarla izlerken, benim gibi şarkılara eşlik etmekten kendinizi alamayacaksınız.  İyisi mi, If Istanbul Film Festivali'ne gelirse mi izlersiniz, dvd sini mi alırsınız, ne yapıp edin izleyin.

While, talking about socializing and activities, I want to say a few words about Coldplay Live 2012 , band's documentary movie I've seen lately at the premier. It's front and behind the scenes movie from their last album tour called Mylo Xyloto (Ok, I can confess that album has a weaker effect on me than all their past albums). It was a great experience to hear their hits like Fix you, Yellow, Clocks and In my place... from the best venues every music lover dream of like Stad de France, La Sigalle or Glastonbury so see it you won't regret it.

Colplay'in filmindeki renklerden biraz da, İstanbul'dakilere geçiş yapalım ve ne giydiğime bir göz atalım:

From Coldplay's colours to Istanbul ones let's see what I wore lately:

Ceket/Jacket: Zara
Gömlek /Shirt: Elizabeth & James
Pantolon /Jeans: Pull&Bear
Ayakkabı/ Shoes: Mango
Kolye/Necklace:H&M
Bilezik (Yeni) /Bracelet (New): Urban Outfitters
Çanta/Bag: Longchamp
Gözlük/Sunnies: Celiné





29 Ekim 2012 Pazartesi

Bir kamuflaj parka, 2 graffiti sonra


Ekim ayı, bütçenizin sorun olmadığı durumlar dışında, Londra'da alışveriş yapmak için çok iyi bir seçenek değil ve ne yazık ki Londra pahalı bir şehir.Bazı markalarda yarı sezon indirimleri olsa da, bu çok yeterli değil. Ben çok uçmadan yine hatırı sayılır bir alışveriş yaptığımı düşünüyorum, sanırım en çok aksesuar alıp, vintage mağazalarında vakit geçirdim. Seyahatimiz sırasında, yine bir öğleden sonramızı Shoreditch ve Brick Lane'de geçirdik. Bu sefer son ziyaretimizin aksine  Liverpool Street durağında inip, Oldspitalfields Market civarında dolanıp, Blondie  Vintage''a bir göz atıp, Junky Styling'den  bir tişörtü saflarıma katarak graffittiler arasında Brick Lane'e yöneldik.


25 Ekim 2012 Perşembe

Beni benden alan pub The Brown Cow


Mutlu bayramlar! :)  Bayram tatili benim için şu durumda evde oturup, dinlenmek olduğundan Londra maceralarımızı yazmaya devam edeceğim. Bugün konumuz The Brown Cow Pub!
Bazı deneyimler vardır, özeldir ve aktarılması gerekir.Gordon Ramsay'in (Evet yine o!)  himayesinde olan Alan Stewart'ın şefliğini yaptığı
The Brown Cow Pub'da geçirdiğimiz gece de, benim için böyle bir deneyimdi. Aslında her şey biraz yanlış başladı. Rezervasyonumuzu yaklaşık 1,5 ay önce yaptırdığımı sanırken, Belek maceram sırasında bana yerleri olmadığı mailini atmışlar.Biz bundan bihaber güle oynaya oraya gittiğimizde durumla yüzleştik ve bu seyahatteki ikinci rezervasyon krizimize sahip olduk. Ekip tamamen dolu olduklarını ancak bizi ortada ortak bir masaya oturtabileceklerini söyleyip yardımcı oluyor. Biz de  hemen kabul edip konuyu hiç sorun etmiyoruz. 
Garsonumuz İskoç olduğundan, ona hemen kanımız ısındı ( İskoç olanlara neden kanımız ısındığına, ilerleyen yazılarımda değineceğim) ve menüleri incelemeye başladık. Bloody Mary dışında kokteyl yapmadıkları için önce bira ile başladık. Başlangıçlardan ben yukarıda fotosunu gördüğünüz keçi peyniri musu, beyefendi ise elma püresiyle servis edilen tavuk ciğeri parfesini ısmarladı. Keçi peyniri güzeldi ancak musun o kremsi, pürüzsüz yapısı ve ağızda bıraktığı lezzetle mücadele etmesi pek mümkün değildi. Yemeğe yüzlerce çeşide sahip şarap listesinden bir İspanyol şarabı eşlik etsin diyoruz. Ben kırmızı et,sevgili ise balık diyor ana yemek olarak. Tabakların görünüşü tatmin edici, lezzete bakalım. 10 değil, 20 değil, tam 35 gün dinlendirilmiş şarap soslu etten bir parçayı ağzıma attığımda yumuşaklığı ve tadıyla doğru seçimi yaptığımı anlıyorum. Hayatım boyunca yediğim en güzel et olabilir mi bu? Sanırım öyle, sevgilinin balığı da lezzetinde ancak bu sefer benim etimi yenmesi imkansız. Muhabbet ederken etrafa bakıyoruz. Güzel bir kalabalık var, tek turist biziz çünkü Fulham turistik bir bölge değil. İş çıkışı barda takılan iş adamları, şampanya paylaşan alımlı kadınlar, neşeleri seslerine yansıyan dozunda güzel kalabalıkla her şey göze hoş görünüyor.
Yemeklerimizin bitmesini hiç istemesek de, konuyu panacottaya bağlıyoruz.

Özetle, Londra'ya gittiğinizde sıcak, rahat ve güzel bir ortam, iyi yemek ve servisi bir arada bulacağınız bir yere gitmek isterseniz yerinizi önceden The Brown Cow Pub'da ayırın, biz şüphesiz oraya yine gideceğiz.

Siz ne düşünürsünüz bilmem ama ben yine bu postu bir kıyafet postuna bağlayalım derim. Sevgilinin illa bir metro işareti, bir tuğla duvar olsun diye ısrar ettiği fotolar o gece ne kadar eğlendiğimizi de kanıtlar gibi.

Tekrar iyi bayramlar!




Palto/Coat: Maison Scotch
Jean ve üst /Jeans and top: Topshop
Kemer/Belt: Mango
Küpeler/Earrings: Vintage
Çanta(Yeni) /Bag(New): Urban Outfitters
Botlar/Boots:Deena and Ozzy
Şal/Scarf: H&M 


23 Ekim 2012 Salı

Londra kazan, biz kepçe


Tipik İngiliz kahvaltısını seviyor ve turistik olmayan bir yer arıyorsanız Covent Garden'daki  Diana's Diner sizin de hoşunuza gidebilir.



Kahvaltıdan sonra Covent Garden sokaklarında keşfe çıktık, ana caddeler, ara sokaklar neredeyse gezilmedik yer bırakmadık. 


Sağlık ve güzellik mutluluktur(mudur)? 


Farklı bir gelin olup, düğününüzde böyle yukarıdaki gibi  vintage gelinlikler giyer miydiniz? Cevabınız evet ise bu gelinlikler Rokit'de. Daha önce Bricklane'de iki butiğini gezme şansı yakaladığım Rokit'in Covent Garden'daki mağazası daha bir düzenli ve Diana's Diner'ın sadece 1 sokak üzerinde. Ben mağazadan elim boş çıkarken, sevgili oradan kahverengi bir vintage deri ceketle ayrılıyor. Şanslı insan!


25 Eylül 2012 Salı

Beni merak etmeyin! :)



Kıyafet postu yapmak zor, elimizde ne var?  Fashion's Night Out'tan kalanlar. Günler uzun, 12 saatten fazla süren çalışma saatleri, fazla bir şeye zaman bırakmıyor. En azında güneş bizimle. Duyduğumu göre İstanbul'da havalar artık sonbahara dönmüş, ben dün akşam yorgunluğumu denize girerek attım, bana hala yaz :)

What I have to post as an outfit? Remainings of Fashion's Night Out. Days are long, working hours lasts more than 12 hours so not much time left for anything. At least we have sun. As fas as I heard fall is now in Istanbul, I swam at the see after a long day yesterday. :) It's still summer to me.



Gömlek /Shirt: Acne
Etek /Skirt: Marni at H&M
Çanta/Bag :Primark
Ayakkabılar/Shoes: Zara
Bileklikler/Bracelets: H&M, Marc by Marc Jacobs.


14 Eylül 2012 Cuma

Yaz bitmese?


Dün akşam Fashion's Night Out 3. kere yapıldı ve ben bu sefer mekanımı  İstinye Park olarak belirledim. Mağazaların aktiviteler ve indirimlerle şenlendiği akşamda, duraklarımız H&M ve Fabrika oldu. Bir süre sonra kendimizi dışarı atarak Yapı Kredi ve Finlandia Vodka'nın  eğlencelerine tanık olduk. Sizler neler yaptınız?
 Antalya'ya gidişimi  1 hafta sonu daha erteyelebildim, evde bir haftasonu daha geçirmeye bir itirazım yok. I Love Sale 2'den kıyafetimi paylaşmadığımı farkettim, hadi beraber bir göz atalım.

Last night Fashion's Night Out was hold for the third time in Istanbul and I chose to be in Istinyepark. My stops were H&M and Fabrika and it was  fun with all of the activities and sales. After sometime we've found ourselves outside of the mall, enjoying Yapı Kredi and Finlandia Vodka lounges. What you have been up to at FNO? 

I am happy to postpone my trip to Monday and glad that I can spend one more weekend at home.  I remember that I haven't shared details of my I Love Sale 2 outfit, here you go!




Üst (Yeni) / Top (New): T by Alexander Wang
Şort/Shorts: H&M
Ayakkabı /Flats: Steve Madden
Şapka/Hat: Miss Selfridge
Gözlük/Sunnies: Celine
Bileklikler/Bracelets: Cruciani, Urban Outfitters, Loopie Love

11 Eylül 2012 Salı

Goodbye Istanbul!


Bu hafta hiç bitmese ve ben Antalya'ya gitmesem. Evet sonunda acı gerçeği sizle paylaşmanın vakti geldi, 14 Eylül'den itibaren, iş nedeniyle ben 1 aylığına Antalya -Belek'e yerleşiyorum. Evimi, alışkanlıklarımı, arkadaşlarımı bırakıp,bir otel odasında yaklaşık bir ay geçireceğim. Projeler, moda haftaları, yeni sezon alışverişi, bugün ne giydimler, festivaller.. çalışma temposu sebebiyle biraz arka plana atılacak, özlenenler listesi giderek uzayacak.  Tek tesellim bu günlerin hemen arkasından, bir güneş gibi yükselen Londra seyahati planları, sık dişini Cadı.

Biraz da kıyafet üzerine konuşalım. Bu aralar giyinmeye bile vaktim yok, o yüzden daha basit kıyafetlere yöneliyorum. Tişörtün iki bina arasından gözüken mavi gökyüzüyle instagram havasını pek beğendim.

I wish this week is never over and I won't go to Antalya. Yes, it's time to confess ; I have to spend a month in Belek - Antalya because of work. I'll leave my home, my habits, my friends and spend a month in a hotel room. Projects, fashion weeks, new season shopping,outfit photos, festivals.. have to be postponed because of the heavy work schedule and the missing list will get longer. My only relief is planning a London trip, just right after this madness.

Let's talk about my outfit a little. I rarely have time to think about my clothes so I'd go simple. I love this tee's Instagram vibe, with the blue sky seen between the two buildings.



Tişört (Yeni) /Tee (New): MM6 (Maison Martin Margiela )
Jean /Jeans: Ksubi
Ayakkabı /Shoes: Zara
Gözlük /Sunnies: Marni at H&M
Aksesuarlar /Accessories: Marc by Marc Jacobs, Urban Outfitters,Mango, H&M

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Meet the parents!



Hey, hey, hey! Yeni bir haftaya yine son sürat giriş yaptım, öyle de devam eder.İşin yanı sıra, #ilovesale2 ile ilgili de hazırlıklar devam ediyor, geliyorsunuz değil mi?  Daha önce de belirttiğim gibi sevgili Iconjane tarafından hediye edilen bu Mija etek, şeker renkleriyle dolapta durmayı hak etmemekle beraber, giyildiği akşam özel sayılabilecek bir akşamdı ve beklediğine değdi diyebiliriz. 1 yıldan sonra sonunda erkek arkadaşımı ailemle tanıştırabildim. Nişantaşı Köşebaşı'nda yenilen akşam yemeğiyle hem tanışmayı hem de bayramı aradan çıkartmış olduk. Merak ediyorsanız, temaslar olumlu geçti diyebilirim :).

Hey, hey hey! I've just dived to a new week and sure it will continue like that till weekend. Besides work, preparation for our garage sale  #ilovesale2    is  on high speed as well,hope you all will come?  This candy coloured Mija skirt was a gift from my friend Iconjane and has been sitting in the closet. I wore this at the dinner when my boyfriend for 1 year met my family so I think  it's worth to wait for cos it was kind of  special occasion. Kosebası in Nisantası was the spot and yes I can say everything went well! :) 




Gömlek (Yeni) / Shirt (New): T by Alexander Wang
Etek /Skirt : Iconjane for Mija
Ayakkabılar/Shoes: Zara
Çanta/Bag: Vintage
Bileklikler/Armswag: İskoçya (From Scotland) , Mango, H&M

23 Ağustos 2012 Perşembe

Bir bayram tatili hikayesi


Merhaba! Geçerli sebepleri alt alta sıraladığımızda, mantıklı olanın İstanbul'da kalmak olduğu 4 günlük bir bayram tatili geride kaldı. 2012 yazı sizlerle onlarca kumsal,deniz ve hatta ufuk çizgisine doğru uzatılmış bir çift ayak  fotoğrafı paylaşamadığım, bu tarz bir tatil yapmanın da bundan sonra imkansız olduğu bir yaz olarak hatıralarda yerini alacak. Bu dediklerimi yapamasam da, yaptıklarımla ilginenenler olabilir diye bu postu yazdım.


Bir İstanbul'u bekleyen olarak, arkadaşlarınızın kedisine bakma listesinde en tercih edilen aday olmak kaçınılmazdır. Bu kural yine değişmedi ve ben Lola'cığın tatil arkadaşı oldum.


Güneşe hasret vücutlarımız için bu şartlar altında, İstanbul plajlarından daha uygun bir seçenek yoktu. Bu yaz ilk kez gittiğimiz Burc Beach bize yağmur, rüzgar ve kavurucu sıcakla sürprizler hazırlamış olsa da, İstanbul kalabalığından arınmış, rahat bir gün geçirdik.


Güneş altındaki yardımcılarım Bioderma, Rare Blossom ve Clinians'dan. Saç ve vucut için kullanabileceğiniz Clinians'ın, kokusuna da bayılacaksınız. Bunları sürdükten sonra, güneş altında  Glamour, Women's Health ve Vogue'unuzun  keyfini çıkartabilirsiniz.


Benim için henüz giymeye fırsatım olmayan Iconjane for Mija eteğim bir nevi bayramlık oldu. Kıyafet detayları daha sonra, daha iyi fotolarla gelecek.



Uzun ve enerji gerektiren bir güne böyle bir kahvaltıyla başlanır, bu kızın da karbonhidrata ihtiyacı var!



Bu bayramda şehirde kalmamım en güzel yanlarından birisi de elektronik müzik dünyasından iki favorim Sander Kleinenberg ve Sasha'nın geleceği Urban Bug Gold Series'di. Gün içinde, kıyafetimi seçerken, bacaklarımın uzun görünmesi ve rahatlık arasında kalsam da twitter'daki takipçilerim sayesinde, gönlümden de geçen doğru ayakkabıyı seçtim.


Bu tatil yeni öğrendiğim kokteyli yapmak için de iyi bir fırsattı, adı Raspberry Kiss! ( Ahududu likörü Chambord, ananas suyu, kızılcık suyu ( Tamam orijinalinde beyaz kızılcık suyu diyordu ama kaynakları zorlamayalım) ve köpüklü şarapla yapılıyor ve evet tadı harika! 

Ve kıyafetimin son hali, çılgınca dans etmek için doğru seçimi yaptığıma inanıyorum:

Üst, şort ve çanta/ Top, shorts and bag: Topshop
Kolye/Necklace: Topman
Gözlük/Sunnies: Oscar de la Renta
Bileklikler: Valerie's Rainbow, Mango, H&M 

Ve beklenen gece! 2 şer saatlik dj setleri yetmedi, bünye daha fazla dansetmek istedi. Sander iyiydi ama Sasha beni yine mest etti.. Bir şarkı vardı ki, bu geceye adını yazdırdı.. All that matters, dinleyiniz.

Gecenin surprizlerinden birisi de, sağ alt fotoda gördüğünüz,  o zamanlar delice sevdiğim The O.C. dizisinden görüntüleri ekranda gördüğüm andı. Marissa Cooper'ın bana zafer işareti yaptırmasını ,geçmişte  dizi ile ilgili sevgimin ne kadar güçlü olduğundan başka bir şeyle açıklayamıyorum :) .



Güneşle randevumuzun son bölümü de Suada'da gerçekleşti. Sanki İstanbul'da kalan herkes o gün aynı şeyi düşünmüş gibi kalabalık olsa da, tatile güzel bir final oldu. Benim tatilim böyle geçti, e sizler ne yaptınız bakalım?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...