It's all about me etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
It's all about me etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2012 Çarşamba

Pazar egzersizi


İyi haftalar :) . Blogda değişiklikler olmasını istiyorum demiştim ya, bu post o yöne doğru bir adım olacak. İstiyorum ki adı Moda Cadısı olsa da, her zaman modadan bahsetmeyelim çünkü ben ve hayat sadece modadan ibaret değiliz. Blog çok yönlü olsun, seyahatler, yemek yazıları daha çok olsun, onlara mesela spor ve sağlıklı yaşam da eklensin, hayatta ne varsa burada yer alabilsin, daha fazla hayatın kendisi haline gelsin.  Siz ne dersiniz?

Benimle aynı fikirde ve okumaya kararlı iseniz hemen bu postun esas konusuna geçiyorum. Bir süredir düzenli olarak spor yaptığımı artık bilmeyen kalmadığını varsayarak, size biraz pazar günü yaptığım  eğlenceli egzersizden bahsetmek istiyorum. Bu hafta sakatlığıma rağmen, sevgilimle 3. kez evimize çok yakın olan Maçka Parkı'nın yolunu tuttuk. Maçka Parkı şu an devam eden inşaatlar sebebiyle, en iyi durumunda olmasa bile, açık havada egzersizi seven bizim gibiler için, hala vaadedecekleri mevcut.

Parka yaklaşık 8 dakikada yürüyorum. Şimdi teleferiğin altına uzun, beton merdiven yaptılar ve son günlerde koşamayan ben için o merdiven tempomu arttırmak amacıyla fazlasıyla kullanılıyor. Parka yürüdükten sonra o merdiveni 6 kez hızla çıkıp, yavaş tempo ile indim.  Bundan sonrası daha keyifli ve parkın başka bir tarafında geçiyor.  

Normalde koşarak çıktığım "cehennem merdivenleri" dediğimiz ama yeni yapılan uzun merdiven sebebiyle artık ikinciliğe düşen merdivenlerden, koşarak makbul olsa da, elimden gelen en hızlı şekilde çıktım. 




Aradaki yolda yürüyüp basamaklara vardım ve diğer bölüme geçtim. Önce bir ayağımı basamağa koyup, diğerini yanına getirdim, sonra attığım adımı indirip diğer ayağımla aynı seyi yaptım. Başa döndüğünüzde, ister başladığınız ayakla devam edin, ister her seferinde ayak değiştirin o size kalmış. Ben her ayak için 5 şer tekrar yaptım ama sayıyı neden 8-10 yapmayasınız ki?


Diğer merdivene kadar olan mesafede de, temel hareketlerden yürüyerek bacak açmayı yaptım (walking lunges), her bacak için 10 adetten toplam 20 adım etti. Bu harekette dikkat etmeniz gereken, omuzlarınızın geride, sırtınızın dik olmasının yanı sıra, bacaklarınızın 90 derecelik açı yapmasıdır. Diziniz yere yakın olmalı ama asla değmemelidir. Son sette yaptığımız foto cekiminde, artık biraz zorlanmaya basladığımı dilimin dışarıda olmasından anlayabilirsiniz :).

2. merdivenlerden indikten sonra yine temel kalça hareketlerinden çömelmeye (squats) geçtim. Bu hareketi de 10 kere yaptığımda 1 turu tamamlamış oldum. Son iki hareket sıkı bir kalça ve bacak istiyorsanız mutlaka yapmanız gerekenler arasında, benden söylemesi.



Benim için yaklaşık 36 kalori yaktıran bu turdan 5 tane yaptıktan sonra hızlı adımlarla eve döndük. Sonuç, sıkılmadan geçen 1 saat ve 485 kalori :)








29 Kasım 2012 Perşembe

2012 artık düş yakamdan

 Bayanlar ve baylar ! Duyanlar için 2. baskı olacak ama duymayanlar için söylemek isterim ki geçen çarşamba tam da detoks olayına başladığımız gün,  ülkemizin güzide kaldırımlarında koşarken bir kaldırım taşına takılmış ve düşmüş bulunmaktayım. Sonuç omuzda mikro kırık ve kas yırtılması, 3 hafta kolun askıda kalması. 2012 senin yılın değil mi dediniz? Ben de aynı şeyi düşünüyorum! :) İnanın ki blogda değişiklikler olacak derken, kastettiğim bu değildi. :)

Bu talihsiz olayın yılın en yoğun zamanlarından birine denk gelmesi fazlasıyla can sıkıcı olurken, ben de maalesef sosyal aktivitelere ve bugün ne giydim postlarına bir sınır getirmek durumunda kalacağım. İnanın ki şu durumda topuklu ayakkabı giymek bile  bana fazlasıyla tehlikeli görünüyor. 1 hafta sonra dün hayat devam ediyor diyerek yine Macka Parkı'na yollandım. Koşmak listede bir süre yer alamasa da, yürümek, hızlı merdiven çıkmak, lunges ve squats ne güne duruyordu? *Detoksa da elimden geldiğince devam ediyor, 1 haftada 1,2 kg den kurtulmuş bulunuyorum. Tahtada gördüğünüz Duygu'nun balona benzettiği, benim uzaylı olarak çizdiğim aslında yemyeşil ıspanak çorbasına ithafen Alien soup( uzaylı çorbası ) olarak adlandırdığımız daha hafif ve sağlıklı yiyeceklere beslenmenizde daha fazla yer vererek hedeflerinize yaklaşmanız mümkün.

Üst ve alt: Adidas
Şapka:Stella McCartney for Adidas

Kalın sağlıcakla!

*Detoks programı: Erkek arkadaşımla yılbaşı döneminde fazla yemek ve içmekten kaynaklanacak, bize kilo olarak dönmesi muhtemel durumlar için başladığımız yaklaşık bir aylık avantaj kazanma programıdır. Günlük kalori alımını düşük tutup, daha sağlıklı beslenip, vucuttaki yağ miktarını düşürmeye çalışırken, kas miktarını arttırarak daha fit olmak genel hedefimiz. :) 

Ladies and gentlemen! Maybe you've heard but for the ones who haven't , I have to share the information that I fell a week ago and now have a micro broken bones and tear in the muscle on my shoulder which has to stay strapped for 3 weeks.  If you are saying 2012 is not my year, well you are damn right! :)

I feel sad that accident happened in very busy time of the year, in holiday season but unfortunately I have to limit attending to social events and what I  wore posts. In my case believe in me, wearing high heels seems to be dangerous. Anyways, life goes on and I made my return to Macka Park yesterday with running not on the menu but power walking, walking up and down on the stairs as well as squats and lunges are. My *detox before Christmas is going well against all odds and I've lost 1,2 kgs already by eating more healthy stuff like Alien soup ( It's the name for spinach soup 'cause it's so green:)) 


Top and bottom : Adidas
Hat :Stella McCartney for Adidas

*Detox: It's  advantage gaining  programme for me and my boyfriend before festive Christmas time. Depends on the basics like eating healthy, loosing the body fat while gaining muscle and become fitter.

Stay healthy! 

23 Kasım 2012 Cuma

Farkı yok ki pazartesi ve cumanın


Yine bir cuma geldi. Bu hafta yurtdışından  misafirimize kısa da olsa İstanbul'u ve kültürümüzü tanıtmaya çalıştık, bir Boğaz Turu olsun, bir mantı, midye olsun eksik etmedik. Yeni açılan Lilu Nişantaşı'nı denedik, sigara dumanı altındaki Contemporary Istanbul açılış partisinden firar ettik, yılbaşı öncesi zor da olsa spor ve sağlıklı beslenmeyle detoksa başlayalım kendimize avantaj sağlayalım dedik, umarım sonucunu alırız.

It's Friday again! This week was passed while touring Istanbul with our foreigner friend, exploring new restaurant Lilu Nişantaşı, running away from Contemporary Istanbul's opening party because of smokers inside and starting a new detox programme before Christmas.

Güneşli günler geride mi kaldı bilinmez ama benim bu rahat kıyafetime eşlik eden güzel bir sonbahar günüyle işte yeni kıyafet postu.

Hopefully sunny days not leaving us yet but this outfit post took place in a warm fall day.

Pantolon ve sweatshirt/Pants and sweatshirt: Zara
Gömlek/Shirt:Markasız (No name)
Ceket/Jacket: Mango
Çanta/Bag: Louis Vuitton
Ayakkabılar/Shoes: New Look
Kolye/Necklace: Kenneth Jay Lane for Avon
Gözlük/Sunglasses: Celine




Fotoğraflar için teşekkürler Offnegiysem e gidiyor!
Thanks to Offnegiysem for the pics!

31 Ekim 2012 Çarşamba

Kadehimi yeni baslangiclara kaldiriyorum!




Dun basima hayatimda bir ilk geldi. Kovuldum! Evet, hem de 12 senedir calistigim yerden. Kesin bir sebebi var mi bilmiyorum ama cabuk ve acisiz oldu diyebilirim.  Yara bandini cekmek gibi, hemen bitti. Aslinda ben, o bir aylik Antalya esareti donemimde kafamda zaten bitirmistim, yoksa toplanti odasindan sevincle 'hey kovuldum' diye cikar miydim?  Sanmiyorum, demek ki onlar da hissetmisler, duygularimiz karsilikliymis.

Bu sabaha donelim. Insanin 12 sene sonra gidecek bir isi olmamasi biraz garip ama ben bu sabah sevincle uyandim ve kesinlikle hafiflemistim. Genelde bir seyi kotu sonlandirana kadar goturmek gibi bir huyum var benim, guvenligi seven kahrolasi bir yengec olup, bazen kalmam gerekenden fazla kaliyorum. Neyse, simdi hayatimda yeni bir sayfa acildi, oncelikle issizligimin tadini cikartacagim. Gec kalkacagim, saat 11:00' de Macka Parki'inda kosuya cikacagim, hafta icinin boslugunu doya doya degerlendirecegim. Sonra? Sonrasini ben de su an bilemiyorum, bana da surpriz olacak.

Hayatimdaki bu yeni sayfanin etkileri eminim ki bloga da yansiyacak, bazi seyler biraz degisecek. Sunu biliyorum ki; her sey iyi olacak ve siz yine benim yanimda olacaksiniz.


Simdilik hoscakalin!


15 Ekim 2012 Pazartesi

Arrived in London


Ve geri döndüm! Belek'teki 25 günlük mecburi hizmetimizi bitirip, cumartesi günü 10:30 uçağıyla Londra'ya adım atmış bulunuyoruz. Yorgunum ama sonunda bu tatile kavuştığum için mutluyumda. Earl's Court'taki Think Apartments'da kalıyoruz. Nasıl olduğunu anlamadan booking.com ( Bir kullanıcı olarak 2 kere sorun yaşadığım booking.com'u tavsiye etmiyorum)  tarafından iptal olan rezervasyon şokunu atlatıp, hemen Nothing Hill'deki Portobello Road Market'a gittik.



Cumartesi en cafcaflı günü, yol boyunca dizilen antikacıların standlarında mutfak malzemeleri, eski raketler, bavullar, çizimler, eski dergi kapakları ve fotoğraf makinelerine.. bakması çok zevkli. Hava soğuk, üşüyoruz. Biraz tartla, Guiness için Portobello Star'dayız. Bitirdikten sonra caddeyi takip ediyoruz. Antikacılar bitince, ağzınızı sulandıran yemek standları başlıyor.Tartla hakkımız harcamasa mıydık oluyoruz. Kokular arasında listemde olan One of A Kind adlı vintage dükkana ulaşıyoruz. Çok ürün ve pahalı fiyatlarıyla ünlülerin uğrak yeri olan bu dükkanı beğensem de, bir şey almadan çıkıyorum. Bir kaç vintage mağazasına daha rastlıyoruz, kısa sürede olsa daha sıcak olan dükkanlarda durmak iyi geliyor. 



Yolu takip edip tezgahları incelemeye devam ederken, Portebello Green Market'ın önünde yine yeni, ikinci el ve vintage kıyafet satan pazar gibi bir yere varıyoruz. Pazarın karşısında cd ve plak satan tezgah sayesinde eğlenceli müziklerle bir tur atıyoruz ve geri dönüyoruz. Sevgilim, o sırada bana beklediğinden daha güzel ve ilginç bir yer olduğunu ve ortamı çok sevdiğini söylüyor. Bir sıcak kahve için Coffee Republic'te duruyoruz. Dönüşte sokağın başında rastladığımız Banksy eserlerinin replikalarından bir tane bizim eve, bir tane de Avustralya'ya taşınacak olan kız kardeşine güle güle hediyesi olarak alıyoruz. Nothing Hill'in renkli ve güzel sokaklarında instagram kareleri peşinde koşuyoruz.Klişe olsa da,
yoldan geçen birinden Portobello Road sokak tabelasının altında fotoğrafımızı çekmesini istiyoruz, 2 kişi tatile gitmenin zorlukları olsa da, seviyoruz .


Otelimize geri dönme yolunda ilerlerken, köşede daha önce gördüğümüz 2 katlı dükkanda duruyoruz. Burası Jamie Oliver'a ait alt katında soslar, peynirler, ekmekler, yemek kitapları ve kekik kokuları arasında kendinizden geçeceğiniz muhteşem bir dükkan, adı Recipease. Üste çıkıyoruz ve orada bir grubun ortadaki tezgahta yemek pişirdiğini görerek dışardan gördüğümüz" Learn" tabelasının ne anlama geldiğini anlıyoruz. Üst katta ister bir sushi ustası, ister yenilmez bir makarna ustası olmak için ders alın, eğlenmeniz garanti. Yaptığınız yemeği, hemen yandaki masalarda mideye indirebilirsiniz. Bugün siteye baktığımızda tüm derslerin dolu olduğunu görüp biraz hayal kırıklığına uğrasak da, dükkanı mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum.

Cumartesi gecesini dışarda geçirmeyi istesem de, uykusuz ve yorgun bedenlerimizin isteğine karşı koyamayarak, yorganın altına giriyoruz.

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Meet the parents!



Hey, hey, hey! Yeni bir haftaya yine son sürat giriş yaptım, öyle de devam eder.İşin yanı sıra, #ilovesale2 ile ilgili de hazırlıklar devam ediyor, geliyorsunuz değil mi?  Daha önce de belirttiğim gibi sevgili Iconjane tarafından hediye edilen bu Mija etek, şeker renkleriyle dolapta durmayı hak etmemekle beraber, giyildiği akşam özel sayılabilecek bir akşamdı ve beklediğine değdi diyebiliriz. 1 yıldan sonra sonunda erkek arkadaşımı ailemle tanıştırabildim. Nişantaşı Köşebaşı'nda yenilen akşam yemeğiyle hem tanışmayı hem de bayramı aradan çıkartmış olduk. Merak ediyorsanız, temaslar olumlu geçti diyebilirim :).

Hey, hey hey! I've just dived to a new week and sure it will continue like that till weekend. Besides work, preparation for our garage sale  #ilovesale2    is  on high speed as well,hope you all will come?  This candy coloured Mija skirt was a gift from my friend Iconjane and has been sitting in the closet. I wore this at the dinner when my boyfriend for 1 year met my family so I think  it's worth to wait for cos it was kind of  special occasion. Kosebası in Nisantası was the spot and yes I can say everything went well! :) 




Gömlek (Yeni) / Shirt (New): T by Alexander Wang
Etek /Skirt : Iconjane for Mija
Ayakkabılar/Shoes: Zara
Çanta/Bag: Vintage
Bileklikler/Armswag: İskoçya (From Scotland) , Mango, H&M

23 Ağustos 2012 Perşembe

Bir bayram tatili hikayesi


Merhaba! Geçerli sebepleri alt alta sıraladığımızda, mantıklı olanın İstanbul'da kalmak olduğu 4 günlük bir bayram tatili geride kaldı. 2012 yazı sizlerle onlarca kumsal,deniz ve hatta ufuk çizgisine doğru uzatılmış bir çift ayak  fotoğrafı paylaşamadığım, bu tarz bir tatil yapmanın da bundan sonra imkansız olduğu bir yaz olarak hatıralarda yerini alacak. Bu dediklerimi yapamasam da, yaptıklarımla ilginenenler olabilir diye bu postu yazdım.


Bir İstanbul'u bekleyen olarak, arkadaşlarınızın kedisine bakma listesinde en tercih edilen aday olmak kaçınılmazdır. Bu kural yine değişmedi ve ben Lola'cığın tatil arkadaşı oldum.


Güneşe hasret vücutlarımız için bu şartlar altında, İstanbul plajlarından daha uygun bir seçenek yoktu. Bu yaz ilk kez gittiğimiz Burc Beach bize yağmur, rüzgar ve kavurucu sıcakla sürprizler hazırlamış olsa da, İstanbul kalabalığından arınmış, rahat bir gün geçirdik.


Güneş altındaki yardımcılarım Bioderma, Rare Blossom ve Clinians'dan. Saç ve vucut için kullanabileceğiniz Clinians'ın, kokusuna da bayılacaksınız. Bunları sürdükten sonra, güneş altında  Glamour, Women's Health ve Vogue'unuzun  keyfini çıkartabilirsiniz.


Benim için henüz giymeye fırsatım olmayan Iconjane for Mija eteğim bir nevi bayramlık oldu. Kıyafet detayları daha sonra, daha iyi fotolarla gelecek.



Uzun ve enerji gerektiren bir güne böyle bir kahvaltıyla başlanır, bu kızın da karbonhidrata ihtiyacı var!



Bu bayramda şehirde kalmamım en güzel yanlarından birisi de elektronik müzik dünyasından iki favorim Sander Kleinenberg ve Sasha'nın geleceği Urban Bug Gold Series'di. Gün içinde, kıyafetimi seçerken, bacaklarımın uzun görünmesi ve rahatlık arasında kalsam da twitter'daki takipçilerim sayesinde, gönlümden de geçen doğru ayakkabıyı seçtim.


Bu tatil yeni öğrendiğim kokteyli yapmak için de iyi bir fırsattı, adı Raspberry Kiss! ( Ahududu likörü Chambord, ananas suyu, kızılcık suyu ( Tamam orijinalinde beyaz kızılcık suyu diyordu ama kaynakları zorlamayalım) ve köpüklü şarapla yapılıyor ve evet tadı harika! 

Ve kıyafetimin son hali, çılgınca dans etmek için doğru seçimi yaptığıma inanıyorum:

Üst, şort ve çanta/ Top, shorts and bag: Topshop
Kolye/Necklace: Topman
Gözlük/Sunnies: Oscar de la Renta
Bileklikler: Valerie's Rainbow, Mango, H&M 

Ve beklenen gece! 2 şer saatlik dj setleri yetmedi, bünye daha fazla dansetmek istedi. Sander iyiydi ama Sasha beni yine mest etti.. Bir şarkı vardı ki, bu geceye adını yazdırdı.. All that matters, dinleyiniz.

Gecenin surprizlerinden birisi de, sağ alt fotoda gördüğünüz,  o zamanlar delice sevdiğim The O.C. dizisinden görüntüleri ekranda gördüğüm andı. Marissa Cooper'ın bana zafer işareti yaptırmasını ,geçmişte  dizi ile ilgili sevgimin ne kadar güçlü olduğundan başka bir şeyle açıklayamıyorum :) .



Güneşle randevumuzun son bölümü de Suada'da gerçekleşti. Sanki İstanbul'da kalan herkes o gün aynı şeyi düşünmüş gibi kalabalık olsa da, tatile güzel bir final oldu. Benim tatilim böyle geçti, e sizler ne yaptınız bakalım?

25 Temmuz 2012 Çarşamba

I need a tan even it's an orange one!

Moralim biraz bozuk.Su an hayatımda belirsizliklerin olması hiç hoşuma gitmiyor, en önemlisi acil bir tatile ihtiyaç duyuyorum, detayları belirsiz. Yine de gülümsemeye çalışıyorum çünkü bu bizi hayata bağlıyor, mücadele edecek güç veriyor. Fotoğraflarda cüzdanım elimde.Anlayın olayın aslında hiç blog fotoğrafı çekmek için planlanmamış olmasını ama her fırsatı değerlendirmek lazım öyle değil mi? Ben de öyle yaptım, buraların boş kalmasına razı olamadım : ). 

Gülümsemek dedim ya, bu akşam büyük bir doz alacağım. Plan Cem Yılmaz'ın gösterisine gitmek, süper zamanlama. Bir kaç saatliğine dünyadan uzaklaşmanın, yüzümdeki 15 kası çalıştırmanın daha iyi bir yolunu düşünemiyorum. 
Şimdilik hoşçakalın!

I'm a little bit down lately. I hate having uncertinities in my life and I need an urgent holiday, which I have no clue about the details. Although what I'm been through, I'm trying to smile because it attaches us to life and give strenght to fight. I have my wallet in my hand thus you can understand this is an unplanned blog shoot yet I'm trying to get every chance I can. I took the chance and won't let one day goes by without a blog post :).

I mentioned smiling and I'll get a big dose of that tonight because I'm planning to see Cem Yılmaz's stand up show who is a famous comedian in Turkey. Great timing and laughing till you hurt is guaranteed . I can't think a better way of forgetting about world for couple of hours and working 15 muscles on my face.

Bye for now!



Hey taksi mi yoksa heil Hitler mi? :)

Hey taxi or heil Hitler? :) 


Üst (Yeni) / Top (New) : Miss Selfridge
Etek ve botlar / Skirt and boots: Zara
Kolye/Necklace: Accessorize
Yüzükler /Rings: H&M
Gözlük/Sunnies: Vintage
Bileklikler /Bracelets: Mango, H&M, Alaçatı

13 Temmuz 2012 Cuma

Thank you all!


Dün, doğum günüm ve sevgilimle 1. yıldönümümüzü kutladığımız anlamlı bir gündü. İlk fotoğraflarda bir semazen gibi dönmemin sevincimden mi, yoksa giydiğim etekle mi ilgili olduğundan tam emin olamasam da, feminen hissettiğim bir kıyafet içinde olduğumu söyleyebilirim. Sosyal medyada doğum günü kutlamaları sebebiyle şaşırtıcı derecede aktif olduğum gün, sevgilimin de yurt dışında olmasının etkisiyle sakin bir günü, Den Cafe'de arkadaşlarla yenilen sakin bir akşam yemeğine bağladı .Genel olarak bazen  buruk hissettiğim ama yine de güzel bir gündü.

Buradan,  facebookdan, instagramdan, twitterdan doğum günümü kutlayan, ilgisini eksik etmeyen herkese teşekkürler, sevgiler! x

Yesterday was a happy day for me because : a) It was my  birthday b) It was our 1st anniversary with my bf. I'm not quiet sure if the twirling in the first pics had anything to do my happiness or it's just because of the skirt I was wearing, I could say that outfit made me feel really feminine. I was shockingly active on social media , receiving the birthday wishes but it was a bit quiet day apart from it. Since my bf is out of  the country this calm day continued to a quiet dinner at Den Cafe with my friends.Overall it was nice day although I felt a bit upset time to time.

I really wanna thank everyone who sent birthday wishes from facebook, instagram and twitter .
Love you all!




Üst/Top : Pasajlardan / No name
Etek (Eski)/ Skirt( Old): Zara
Kemer /Belt : Mango
Çanta/ Bag : Marc Jacobs
Ayakkabı(Yeni) /Boots (New): H&M
Kolye /Necklace: Urban Outfitters
Gözlük /Sunnies: Celine




3 Temmuz 2012 Salı

No ordinary french manicure


Ben klasik french manikuru sevmem, eskiden bir iki kere yaptırmışlığım vardır ama yıllardır elimde göremezsiniz. Pinterestte de paylaştığım bir manikuru bu hafta deneme fırsatı buldum sonunda, ben çok sevdim ya siz? 

I don't like classic french manicure at all . Maybe  I've had it couple of times years ago but  you can't see it on  my hands in many years. I shared an image on my pinterest and since then I wanna try this manicure. Finally last weekend inspired by that image, colourful french is on my nails now. I love it, how about you?

20 Haziran 2012 Çarşamba

Bozcaada sezonunu açtık


Twitter ve instagramdan da paylaştığım üzere bu yaz  Bozcaada'nın açılışını geçen haftalarda yaptık. Adaya geçen sene ilk kez gittiğimde şu an ki sevgilimi aklımdan ve kalbimden çıkartmak, onunla ilgili her şeyi Ege'nin soğuk sularına gömmek üzere gitmiştim. Dönüşümde her şey değişti, o yüzden bu ziyaretin yıl dönümünde adaya onunla beraber gitmenin anlamı benim için büyüktü.  2 gece, 3 günlük ada maceramız yeterli gelmese de, tadını maksimumda çıkartmaya çalıştık. 

Lately we have been to a very short holiday to Bozcaada as  I shared from twitter and instagram. Last year in my first trip to island I went there to get rid of any feelings I had about my current boy friend and bury him to the cold waters of the Aegean sea. Everything changed after I was back to Istanbul thus going to the island together  means a lot to me on the anniversary of my first visit. We had 2 nights, 3 days trip so we tried to enjoy at maximum.


Bu sefer Ada'daki evimiz Limani Otel oldu. Burası hem merkezde olup, hem de merkeze tepeden bakan lokasyonuyla çok iyi bi yerde. Odalar ferah, geniş, beyaz ve mavinin uyumu muhteşem, e iyi hizmet ve güler yüz desen o da var, biz daha ne isteriz ki? 

This time Limani Hotel was our home at island. This place is great because it's in the center and as well as it has a feeling that you are away from the center because of its great location. The rooms were big enough and the harmony of blue and white was wonderful. Plus they have a great service with big smiles so what more we would want?


Sabah kalktığımızda odamızın manzarası bu kadar özel ve güzeldi işte.

Every morning we woke up to this special and gorgeous view.


Limani Otel'in önünde yine muhteşem bir manzaraya bakan bir verandası var. Kahvaltınızı burada etmenin, akşamüstü bir kadeh şarap içmenin, belki sadece yüzünüzü güneşe verip hiç bir şey yapmamanın keyfini hayal edebiliyor musunuz?

The hotel has a porch looking over a gorgeous view. Think about having your breakfast here or having a glass of wine in the afternoon or even  doing nothing facing the sun and just enjoy? 



Kahvaltı sunumu da otelin geneline yansıyan zevkten nasibini almış, bizden yine tam not  :)

The breakfast buffet was also very pleasantly presentable like the rest of the hotel. We gave them 20 out of 10 :)


Kaş tatilimizi hatırlayan var mı?  İşte orada hüsranla sonuçlanan üstü açık jeep maceramız, burada hayata geçti.

Our car was dope and great fun.


Henüz yaz başı olduğundan  Ayazma Plajı'nda şezlong ve şemsiye bol!

You can find plenty of sun loungers and umbrellas in Ayazma Beach now cos the holiday crowd hasn't arrived yet.



Benim tatlı arkadaşlarım x

My sweet friends x





Rengigül'de kahvaltı yine es geçilmedi.

We didn't skip breakfast at Rengigül again.


Burada kaç çift göz var, sayabiliyor musunuz?

How many pairs of eyes you can count here?






Dutlar ve çilekler tazecik bahçeden.

Mulberries and strawberries were fresh from the garden.





Beni burada kimse rahatsız edemez diye düşünen kedi kameramıza yakalanmaktan kaçamadı, bu durumun pek umurunda olduğunu söyleyemeyeceğim o ayrı :)

No one can disturb me up here thought the cat I guess but he couldn't run away from our cameras. I don't think he gives a damn tough.



Limani Otel'de kalırsanız, otelin maskotu Rıfkı size masa altından yemek için böyle baskı yapsa da, kanmayın! :)

If you stay at Limani Hotel, don't get fooled by this cute face  of Rıfkı the dog's when he asks for food under the table :) 




Her gün böyle giyinebilsem keşke.

I wish I could wear this light everyday.


Ve adaya veda zamanı, bir daha görüşünceye kadar! 

And farewell to the island 'till we meet again! 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...