Bugün ne giydim? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bugün ne giydim? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Mart 2013 Pazartesi

Siyahla beyaz


Güneş bize göz kırpıyor, bahar geliyor ve ben de daha mutlu hissediyorum.  Bu hafta yoğun geçecek. Mercedes Benz Istanbul Fashion Week yeni yüzüyle 12 Mart'tan itibaren başlıyor.  İlk kez, yapılacak değişiklikleri ve bunların organizasyona etkisini görmek için sabırsızlanıyorum. Benim gördüğüm her şeyi siz de blogdan, twitterdan, vinedan veya instagramdan takip edip edebilirsiniz.

Sun is getting warmer and I've started feeling happier. This week will be tough,  Mercedes Benz Istanbul Fashion Week will kick off on 12th March. I'm really curious about the organization after all of the changes going through. Follow all the juicy details from my eyes on the blog, twitter, vine or instagram.

6 Mart 2013 Çarşamba

Runtalya


Herkese merhaba! Sonunda fotoğrafları toparlayıp, Runtalya postumu yazabiliyorum. Benim 2. maraton deneyimim olan organizasyon, 3 Mart Pazar günü  Antalya'da yapıldı. Biz cumartesi sabahı düştük yollara, neler yaşamışız hepsi yazının devamında.


Antalya'da o haftasonu sıcaklık yaklaşık 18-20 derece civarında olduğu için, kat kat giyinmek en doğru şeydi. Ben katlarımın en üstünü, fazla kalın olmayan yapısı ve geniş kalıbıyla, kamuflaj parkamdan yana kullandım. Sevgili arkadaşım Duygu'da aklın yolu bir diyerek, aynı şeyi düşünmüş.  Sabahın altısında birbirimizi öyle görünce uykumuz açılsa da, ilk kez başımıza gelen bir şey olmadığından duruma gülüp geçtik :).


1 gece kalacağımız için, şimdiye kadar taşıdığım en hafif bavulla seyahat etmiş olabilirim. Renklerinden dolayı "Bumble bee" olarak adlandırdığımız bavulum da, patlama seviyesine gelmeden mutlu bir yolculuk geçirdi.

28 Şubat 2013 Perşembe

Borrowed from the boyfriend


Runtalya heyecanı dorukta. Dün son bir 10 km koştuk, sanırım hazırım. Runtalya ile paralel Adım Adım'la beraber TEGV yararına koşup, Van'lı çocukların eğitimi için bağış toplamaya çalışıyorum. Tüm detaylar bir kaç post aşağıda, bağışlarınızı esirgemezseniz bir sürü çocuğu mutlu edip, hayatlarını değiştirebilirsiniz. 

Pazar günü kat kat giyinmenin suyunu çıkartmış olabilirim. Kızlar lahana gibisin bugun dediğinde, ben kendimi gayet mutlu hissediyordum çünkü ısıran rüzgara ve öğleden sonra düşen derecelere karşı bu kıyafetle gayet iyi karşı koydum. Parka rezervim gözüme biraz kuru görüdüğünden, erkek arkadaşımınkini almakta hiç tereddüt etmedim. :)

I'm very excited about Runtalya now. Yesterday, we ran 10k as the last preparation, I think I am ready. When running in Runtalya, I'm trying to collect donations for the education of underprivileged kids from Van along with TEGV and Adım Adım. organizations. You can find all the details couple of posts ago, it would be great if you can donate even a little to make a difference in these kids' lives.

On Sunday I might have done a little bit of much layering. My friends told me I look like a cabbage but I was so happy with my layered clothes on the low tempratures. My parka reserve looked very dry to me so I stole this parka from my boyfriend's closet. :)









Gömlek / Shirt: ??
Üst / Sweatshirt: Zara
Ceket /Jacket: Iro
Pantolon/ Pants: Ksubi
Botlar/ Boots: French Connection
Parka : Superdry
Bere ve kolye / Beanie and necklace: Topshop
Yüzükler ve çanta/ Rings and bag: H&M
Gözlük/ Sunglasses: Celine

Fotolar için teşekkürler Duygu Yegul / Thanks for the photos Duygu Yegul

18 Şubat 2013 Pazartesi

Yelloooww



Devam eden moda haftalarından görünümleri birer birer pinlerken, haftaya benim ne giydiğimle başlayalım. O gün, içimdeki nostaljik kadınla iyi vakit geçirdik. Ne dediyse yaptım, dolapta unutulan bol paça yuksek belli pantolonumu giydim, geniş kenarı şampkamı taktım. Şemsiye son İskoçya seyahatinde, dinmek bilmeyen yağmurlardan korunmak amacıyla geçici bir çözümdü. Fazla seçeneğimiz yoktu, ben de bu renkli Union Jack desenini aldım. Kasada %50 indirimli olmasının, atılmak için alınan bir şemsiye için ekstra hoşluk olduğunu belirtmek isterim.Bazı İskoçların İngilizler ve onlarla ilgili şeylerden pek hoşlanmaması sebebiyle, sevgilim Glasgow sokaklarında dövüleceğimizen korkup, benden 5mt ileride yürüse de, turist kartıyla olaydan yırttım sanıyorum :).  Bizim 2 poundluk şemsiye de, hırçın İskoç rüzgarlarını atlatıp, buralara kadar geldi.

While my pinning frenzy continues along with the ongoing fashion weeks, let's start the week with an outfit post. On this particular day, I had a wonderful time, with the nostalgic woman in me making a return. I did whatever she asked from me... I even wore my long time forgotten high waisted pants and floppy hat. This umbrella in the pictures  was a permanent solution to infamous Scottish rain on our last trip. There wasn't much choice available so I grabbed this colourful Union Jack pattern. 50% percent off at the counter was also a bonus for an umbrella which I intended to dump but have grown particularly fond of. My boyfriend warned me about getting beaten on the streets of Glasgow for carrying it and walked 5 mts away "'cause.. well, certain Scots not very fond of English related things as I was informed". I think I survived by playing the tourist card :). My 2 pounds umbrella eventually made its way to Istanbul by overcoming strong Scottish winds and pouring rain.







Bluz / Blouse: Asos
Kazak ve jean / Sweater and jeans: Topshop
Botlar /Boots: Zara
Çanta, şapka ve yüzük/ Bag, hat and ring: H&M
Palto / Coat: Sandro

12 Şubat 2013 Salı

Belki o çiçeklerdi, beni mutlu eden?



Güzel bir hafta tüm hızıyla başladı. Fizik tedavi sayesinde omuzum iyileşiyor, sevgilim uzaklardan döndü. Dün onun doğum günüydü, daha sırada sevgililer günü var. Kutlamalar, minik mutluluklar, hayata verilen aralar...

Another nice week has kicked off. My shoulder is getting better thanks to physio therapy and my love has returned from far lands. It was his birthday yesterday and we still have Valentine's day next. Celebrations, little happy moments, small breaks to life...

Kızlarla çekilen fotoğraf seanslarına nedense, ciddiyet alınmıyor, şaklabanlığın her türlüsüne yer oluyor. O gün de belli ki bunlardan biriymiş.  Sarp ile Yeliz'in aşkı da bu fotolarla, sizlere ulaşsın :). Ne olursa olsun, gülmek güzel şey, öyle değil mi?

When we took pics with the girls obviously we can not be serious and having lots of clownish moments. Looks like that day was one of them.  Whatever happens, laughing is a wonderful thing. Don't you think?





Kazak (Yeni) / Sweater (New) : Zara
Tayt (Yeni), yelek  /Leggings (New), waistcoat : H&M
Palto / Coat: Isabel Marant
Botlar / Boots: Deena&Ozzy
Çanta/ Bag: Marc by Marc Jacobs
Gözlük/ Sunnies: Celine
Kolye / Necklace: Bee Goddess


Fotolar için teşekkürler Iconjane / Thanks to Iconjane for photos

6 Şubat 2013 Çarşamba

Up in the sky


Zaman kısıtlaması olan, bulunmamız gereken yerler olmasına rağmen, geç kaldık o gün. Bazen zaman ve planlarda sapmalar oluyor ve siz hiç bir şey yapamıyorsunuz. Hiç sorun değil :) Yeni eğlencemiz Vine, deneme bazında saçma videolarla Offnegiysem'le kahkahalara boğulduk dün. Bizi takip edin, illa daha başarılı ve yararlı kullanmayı ögreneceğiz ;)  

Soğuk havada delikli kazak giymek pek akıl karı olmasa da, bu eski etekle güzel bir ikili oldular.  Rahat  yeni botlarımlaysa,  uzun uzun yürümek hiç sorun değil.

Yesterday we were late for almost everywhere which had time schedule. Sometimes  the plans and time don't match and you can't do anything. No big deal! :) Our new fun is Vine , yesterday me and Offnegiysem tried it and shot some silly videos and burst out laughing.  Follow us, I'm sure we fill figure it out and use it more efficiently. ;)

Maybe it wasn't a wise choice to wear a sweater with many holes on a cold day but they made a nice couple with this old skirt. It's no problem to take long walks with my new comfy boots.







Kazak(Yeni) ve bere  / Sweater (New) and beanie: Topshop
Etek/ Skirt:Athmosphere
Çanta ve kolye / Bag and necklace: Urban Outfitters
Botlar(Yeni) / Boots (New) : Pull and Bear
Palto/ Coat: Isabel Marant
Gözlük / Sunnies: Celiné


1 Şubat 2013 Cuma

Orange zest



Yine bir cumaya ulaştık. Soğuk olmasına rağmen, özlediğimiz güneşe kavuştuk neyse ki. Havayı değerlendirerek, sabah Maçka Parkı'nda biraz koştum, iyi geldi. Edilecek telefonlar bir bir biterken, akşama kızlarla buluşmak için de sabırsızlanıyorum.

28 Ocak 2013 Pazartesi

The best boyish coat


Merhaba! Haftaya küçük bir özetle başlamak gerekirse; bildiğiniz gibi son zamanlarda uğraşım yeni taşındığımız ev. İlerlemeler yavaş olsa da, geçen haftadan beri bir ivme kazandığını söyleyebilirim. Eksikler çok ama neyse ki bende, zamandan bol bir şey yok :) . Spor yapmaya yine biraz daha ağırlık vermeye başladım. Cumartesi askı olmadan koşmak özgür hissettirse de, omzumun tam iyileşmediği  fizik tedaviye ihtiyacı olduğu gerçeği, itiraf etmeliyim ki biraz canımı sıkıyor. 

Hello there! Taking care of our new apartment's needs are all I do lately. It's moving a bit slow but we will get there eventually. It's the best time to deal with the new house anyways since I have lots of spare time on my hands. Other than the home stuff, I've started to fitness and running more frequently again. Last saturday for the first time I ran without my slang. I felt so liberated. However it's an annoying fact that my shoulder is still not working properly and needs physio therapy. :(

13 Ocak 2013 Pazar

Collieston ve Cruden Bay


Bir pazar günü öğleden sonrayı Aberdeen'in kuzeyinde bulunan sahil kasabaları Collieston ve Cruden Bay'de geçirdik. İçinize işleyen denizden gelen rüzgar bana İskoçya'da kaldığım sürece en üşüdüğüm saatleri yaşatsa da, gördüklerimle soğugu unutum, bu güzelliklerin tadını çıkarttım. Bu arada benden size küçük bir tavsiye, eğer İskoçya'ya geliyorsanız soğugu, kötü havayı dert etmeyeceksiniz, bunları unutup orada yaşadıklarınıza, gördüklerinize odaklanacaksınız çünkü burada alıştığımız iyi havayı orada bulmak hayli güç. En iyisi ben susayım da, fotoğraflar konuşsun.











Normalde kendi fotoğrafımı bu kadar koymam biliyorsunuz ama bulunduğum yerlerin güzelliği, beni de fotografların içine çekti.






Cruden Bay sahilindeki evler o kadar güzeldi ki, her sabah o manzaraya uyanmanın vereceği mutluluğu düşünmeden edemedik.


Mini mini bir tekne bu Julie!


Kısıtlı bavulumdan çıkanlarla yaptığım bir diğer kıyafet postuyla bu günü  kapatalım:

Kazak/Sweater: Mango
Gömlek/Shirt: Theory
Pantolon/Pants: Zara
Botlar/Boots: KG by Kurt Geiger
Palto/Coat: Vintage
Eldiven/Gloves: Marks&Spencer
Kolye/Necklace:Urban Outfitters
Gözlük/Sunnies: Marni at H&M
Şapka (Yeni) /Hat (New): H&M










10 Ocak 2013 Perşembe

..But when I get a couple o' drinks on a Saturday, Glasgow belongs to me! *

Ah döndük işte Istanbul'a! Tatil güzel olsa da, hayatımızdaki  yeniliklerle ilgili tonla iş bizi bekler. Yeni evin sıkıntıları beni de sıkmakta, hala elektriğimizin açılmamış olmasına  inanamıyorum. Elektrik olmayınca, evde hiç bir şey yapılamıyor. Bu ülkede rutin ev hayatına tekrar kavuşmak, meğerse ne zormuş! Bu satırları bile, artık 2. evimiz dediğimiz Nero'dan yazıyorum. Neyse, şimdi  eğlenceli şeylerden bahsedelim, Glasgow'la kaldığımız yerden devam edelim.

Ah we've been back to Istanbul! The holiday was great but we have lots of things to do related to new beginnings in our lives. It takes a while to be back to routine life style and I'm writing this post from our "second home" Caffe Nero. Anyways let's talk about fun stuff and continue with Glasgow.


Cuma akşamı yemekten sonra soluğu otelin çok sevdiğim barı Champagne Central'da aldık. İçki mönusunun çok tatmin edici olmasının yanısıra, havası ve içerdeki kalabalıkla yine güzeldi. 

On Friday evening we had some drinks at Champagne Central which is in our beloved hotel.  I again loved that place not only their fullfilling drinks menu but also the vibe and the crowd.

İstanbul'da bir süredir gece dışarı çıkamadığımızdan, ilerleyen saatlerde,  bu sefer gitmekte kesin kararlı olduğum Glasgow'un en eskilerinden Sub Club'ın yolunu tuttuk. Kapıdaki görevliler ve sıradaki kişiler arasında inceden geçirmeli ama kesinlikle çok komik  dialoglar, bizi sıramız gelinceye kadar fazlasıyla eğlendirdi. Durum şu ki içeri giremeyen kişilerden kimse sesini yükseltmedi, kavga çıkartmadı, beni nasıl içeri almazsın demedi. Neyse Sub Club, karanlığı, kalabalığı ve içeride çalınan müziğiyle bana İstanbul'un en sevdiğim kulüblerinden 7th House'u hatırlattı ve omuzumdaki sakatlığa rağmen yeni figürler bulmamı sağlayarak bir güzel dansettirdi.

It's been a while since we haven't been to clubbing so I really wanted to visit Sub Club in Glasgow. I really enjoyed the darkness, the music and the crowd and invented new dance figures and danced although my injured shoulder.



Bu seyahate daha önce twitter'da yazdığım üzere, yeni taşınmamız ve zamanım olmaması sebebiyle bayağı hafif bir bavulla gittim ve ne giyeceğim konusunu doğrusunu söylemek gerekirse pek önemsemedim. Hiç 2 haftaya, 2 kazak yeter mi? Yetmez ama denenebilir. Diğer postları girince, bu kazaktan benim gibi bıkacaksınız ama ben yine de ne giydiğimi yazayım:

On this trip, I prepared a very light luggage because we moved in  to our new home just before the trip and I didn't have much time on my hands for preperation. Well, maybe I also didn't care what to wear much! 2 sweaters for 2 weeks are never enough but I tried. You'll be sick of this sweater just like me when you'll read the upcoming posts but here's what I wore anyways:


Kazak / Sweater: Zara
Pantolon / Pants: Silence+Noise
Palto / Coat: Vintage
Çanta / Bag: Longchamp
Kolye ve şal / Necklace and scarf: Urban Outfitters
Bere/Beanie: Topshop
Çizmeler/Boots: Hunter





Endüstriyel devrimin yol almasında büyük rolü olan mucit,  James Watt'ın İskoç olduğunu da bu heykel sayesinde öğreniyorum. :)

In this trip, I learnt that well known inventor James Watt was also Scottish, thanks to this statue. :)


Seker  sever misiniz?  Cevabınız ne olursa olsun,  Glasgow'daki Henleys rengarenk şekerlemeleri, dışarı taşan neşe ve kokusuyla sizi tuzağına düşürecektir. 

Do you like candy? Whatever your answer is, Henleys in Glasgow will trap you with its colorful sweets, joy and incredible smell coming out of the store.


Henleys de gördüğüm, şeker mi şeker bir fikri de sizinle paylaşmadan geçemeyeceğim. Bu şişelerde aromaları farklı, sıvıyla eriyen şekerler var. Hangi tat favorinizse, alıyorsunuz onu, üstüne en sevdiğiniz votkayı ekleyip birbirinden leziz votka shotlarınızı yapıyorsunuz. Slange var

In Henleys, they have these bottles with diffrent flavoured sweets. You choose your flavour, add your favorite vodka and here's your delicious vodka shots you can enjoy at home. Slange var! 




Bu ülkedeki hoşgörüye ve espri anlayışına bayılıyorum :) 

I love this country's tolerance and sense of humor :)

Diğer postuma kadar, sizi fazla bekletmeyeceğimi umuyorum! 

Hopefully it won't be long 'till my next post!


*Başlık "I belong to Glasgow" şarkısından alınmıştır. / The title comes from the song "I belong to Glasgow" .





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...