Haberler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Haberler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mayıs 2010 Perşembe

Hakan Yıldırım for Koton koleksiyonu Koton mağazalarında

Dün, size  ilk zamanlardan beri duyurduğum Hakan Yıldırım for Koton ilkbahar/yaz 2010  koleksiyonunun satışa çıkan bölümünün lansmanı için, erken saatlerde İstinyepark'ın yolunu tuttum. Koleksiyonun bu kısmı 15 parçadan oluşuyor ancak daha sonra geleceklerle sayı 40 parçayı bulacak. Bu ilk bölüme hakim renkler lacivert, beyaz, siyah, pembe ve fuşya, ketenler, kotonlar, şifonlar kullanılan materyaller arasında. Koleksiyona göz attığımda, bir kaç parça dışında tarzımızın pek uyuşmadığını gördüm, hele ki oraya defilede gördüğüm rengarenk yüksek belli şortlar, mini payetli elbiseler için gitmişken. İlerleyen zamanlarda diğer parçalar da çıktıkça yollarımızın kesişeceğini umuyorum, yine de Hakan Yıldırım'ın da katılımıyla, güzel bir organizasyonda bulunmaktan keyif aldım.

Yesterday early in the morning  I've been to Istinyepark  for the launch of Hakan Yıldırım for Koton's S/S collection that I've been writing since last summer. First part was consist of 15 pieces, which later will reach 40 in total. I went there to see and buy some pieces that I saw at the runway, like high waisted shorts in bright colours, mini sequined dresses but none of them was there, it was a little bit dissappointing but I enjoyed the time at the shop with all other people and the designer himself Hakan Yıldırım.


Koleksiyondaki favorim.

This is my favorite from the collection.

Iconjane, elbiselerden birini denedi, sade kesimiyle küçük siyah elbise ( 79,99 TL) arayanlar için bir seçenek olabilir.
Iconjane tried one of the dresses which could be nice as  a little black dress with its simple cut.


Biraz da kalabalığın tarzına bir göz atalım:


Ayakkabılarını beğendim,
Nice shoes.


Dantel ve açık burun naturel renklerde botlar güzel bir ikili oluşturmuş
Lace dress and peep toe wedge booties in natural colour looked good together.

Fermuarlar!
Zippersss!


Styletricks'in  detayları  /Styletricks' details

Styleboom ve /and  Iconjane


Şapkalar çok işimize yaradı.

The hats were very useful.

Bir de bu yönden bakın :)
                                                                  From a diffrerent angle :)

Eh ben burdan bir ne giydim postu çıkartmaz mıyım ?:)
Here comes the outfit post :)


Deri ceket/Leather jacket: Topshop
Gri üst/ Gray sweatshirt: Denimco
Etek/skirt: H&M
Botlar/Boots: Kurt Geiger
Kolye/Necklace: Kenneth Jay Lane for Avon
Çanta/ Bag: Longchamp

Fotoğraflar için teşekkürler Koray Caner'e gidiyor :)
Special thanks to Koray Caner for the photos :)

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Different aspects of life, blue flowers


Bugün işe gitmedim  ve çok gezdim. Hakan Yıldırım'ın Koton için yaptığı koleksiyondan satışa çıkan ilk parçaları görenlerden biri oldum, Bebek'te Styleboom ve Koray Caner'le yemek yedim, sonrasında sonuçsuz bir pasaport uzatma girişiminde bulundum ve kös kös eve döndüm. Bir telefon geldi, Iconjane'le Den'de akşamüstü keyfi yaptım ve Teşvikiye'nin yenisi  aksesuar mağazası Zeckié'nin açılışına gittim. Hepsi detaylı olarak burada olacaklar  ama önce geçen cumaya bir dönelim, Ulus 29'da yenilen akşam yemeğinde ne giydiğime bakalım ama benim bazı fotolardaki gereksiz hareketlerimden dolayı hafiften astarımın gözükmesini umursamayalım :)

I didn't go to work today and wandered a lot. I was one of the lucky people to take a glance at Hakan Yıldırım's (Hakaan) collection for Koton, later had dinner with my two fellow bloggers Styleboom and Koray Caner. When I went home, Iconjane called and we met for some drinks at Den Cafe, followed by a new store opening of Zeckié which is a accessory brand. I'll post all the details later, now let's  take a look what I wore to a dinner at Ulus29 on Friday and please don't bother of my dress' lining to be seen.


Elbise / Dress: H&M
Ceket / Jacket: Zara
Ayakkabı /Shoes: Dolce&Gabbana
Bileklikler /Bracelets: Marc by Marc Jacobs
Çanta /Bag: Vintage YSL
Broş /Pin: Accessorize

8 Nisan 2010 Perşembe

Art of The Trench Magnum Photos işbirliği


Burberry'nin trençkotun en güzel hallerini The Sartorialist ile beraber bizlere gösterdiği The Art of the Trench sitesinden daha önceki bir yazımda  bahsetmiştim. Şimdi aynı site önemli fotoğraf arşivlerinden birine sahip olan Magnum photos ile işbirliği yapmış ve Magnum fotoğrafçılarından Bruce Gilden, Gueorgui Pinkhassov, Christopher Andersson, Olivia Arthur, Elliot Erwin ve Jim Goldenberg, Londra,New York, San Francisco ve Brooklyn gibi şehirlerdeki trençkot sanatını kendilerine özgün stilleriyle fotoğraflandırmışlar, laf aramızda ben Sartorialist işbirliğinin sonuçlarını daha fazla beğenmiştim.

http://artofthetrench.com/#

I wrote about Burberry's The Art of the Trench site and their collaboration with The Sartorialist here before. A new collaboration's been made with the Magnum photos and their photographers Bruce Gilden, Gueorgui Pinkhassov, Christopher Andersson, Olivia Arthur, Elliot Erwin ve Jim Goldenberg took photos in their style around London, New York, San Francisco and Brooklyn, however I like the one with the Sartorialist better .
http://artofthetrench.com/#


6 Nisan 2010 Salı

Modazon'a merhaba


Üzerinden bir süre geçip, yoğunluktan paylaşamasam da, geçen hafta perşembe akşamı W Hotel'de moda dünyasında yeni bir oluşum olan Modazon 'un lansman partisi vardı. Tasarımcı,stilist, fotoğrafçı, modasever.. kim olursanız olun kendinize yer bulabileceğiniz sitenin ilk sanal defilesi Simay Bülbül ile gerçekleştirildi. Benim de tanışma fırsatı bulduğum tasarımcı cana yakın tavırları, kendimi tanıttığım zaman verdiği sevimli tepki ve genel olarak blog yazarlarını takdir etmesi ve  ellerinize sağlık deyimini kullanması  eşine fazla rastlanmayan alçakgönüllü bir tepkiydi. Başarılar Modazon!

http://www.modazon.com/

Last thursday I've been invited to Modazon's, a new website about fashion, launch party. I've met the designer Simay Bülbül and had some lovely time.

http://www.modazon.com


Tişört /Tee: MNG
Etek (New)/Skirt:(New): River Island
Çanta ve bileklik/Bag and bracelet: Marc by Marc Jacobs
Ayakkabı/Shoes: Gucci
Çorap/Stockings: Penti
Zincir/Gold chain: Indus

16 Şubat 2010 Salı

Bağlantılar, teşekkürler arasında bir kıyafet postu

Kronoloji şaşmasın diye bir süredir beklettiğim bu kıyafet postu geçen çarşamba Yeşil Defilesi ile başlayan, yoğun akşama ait.

I'd like my outfit posts chronologically in order so this post was waiting since last Wednesday for this reason. I wore this outfit to a busy night out starting with Yeşil runway show.

Üst (yeni) /Top(New) : Zara
Etek/Skirt: ??
Botlar /Boots: Kurt Geiger
Kolye/necklace: Kenneth Jay Lane for Avon
Çanta/Clutch bag: Anya Hindmarch for Target.

Bu arada hafta sonu cumartesi ve pazar Sabah Gazetesi eklerinde bu yazıda  ve bu yazıda bana da yer verildi, emeği geçenlere ( Bu kişiler  Yaprak ve Deniz oluyor :)) teşekkürler :) Blog yazarlarının IFW ile ilgili görüşlerinin tamamını görmek için lütfen buraya. Bir özel teşekkür de scanlerini kullanmama izin veren iconjane ve fotografları çeken mordolap a gidiyor, teşekkürler :).

12 Şubat 2010 Cuma

Dünya'dan bir McQueen geçti


Bu blogu açma sebeplerimden birisi, güzel şeylerden bahsedip, eğlenceli vakit geçirebilmekti ancak hayat ne yazık ki bize her zaman eğlenceli haberler vermiyor, tasarımcı Alexander McQueen'in ölümü gibi. Dün sıkıcı ve uzun bir toplantının sonlarına doğru yine D.'nin mesajı ile öğrendim kaybını ( Michael Jackson'un aramızdan ayrılışını da bana o haber vermişti :( ), ağzımdan yüksek sesle bir aaa çıktı ama kimseyle fazla paylaşamadım çünkü onun dehasını bilmeyen biri için söylediklerim bir şey ifade etmeyecekti.Sonra neden dedim kendi kendime, nasıl bir ruh hali insanı kendi canını almaya itebilir ama Marc Jacobs'ın onun için de dediği gibi sebebini bilmek onu geri getirmeyecek. McQueen benim için en basitinden başlarsak D.'nin kullandığı Kingdom parfümünün tasarımcısıydı, bu kokuyu ona çok yakıştırır  onun bu kokuyu sürüp odaya girdiği anlarda, hep bu kokuya bayıldığımı ve ona ne kadar yakıştığını söylerdim. McQueen'in farklılığını ufak bir şey olmasın rağmen Kingdom'da hissetmemek mümkün değildi, kokuyu duyduğunuzda bir daha aklınızdan çıkartmanız ve şişe tasarımını es geçmeniz mümkün değildi ancak son zamanlarda bulmak imkansız oldu, her yurtdısına çıkan eli boş döndü. Tasarladıklarına her zaman ulaşmamıza olanak yoktu ancak  hep hayallerimizdeki şovların, kıyafetlerin tasarımcısı oldu. En son 2010 ilkbahar yaz şovuyla bizi hiç düşünmediğimiz yerlere götürdü, hatta ben bu yazının sonunda yaptığım yorumlarda modaya biraz ilgi duyan insan evladının onun bir defilesini mutlaka izlemesi gerektiğini söylemiştim ancak kısmet değilmiş. Size onun dehasını burada uzun uzun anlatmayacağım, zaten google a adını yazarsanız her şeye ulaşırsınız, trendometre'de hakkında oldukça güzel ve bilgilendirici bir yazı yazmış. 

Böyle zamanlarda kendi kendime düşünmeden edemiyorum  yetenekli olmak, dahi olmak bir nevi lanet ve bu kadar ağır bir yük ise, insanı bu kadar kırılgan yapıyorsa, basit bir insan olarak yaşamımdan memnun olmalıyım öyleyse. Bugün çok sevdiği annesini ebediyete uğurlayacakken ona eşlik etmeye karar vermesindeki ironi oldukça sarsıcı değil mi? Ölüm başlı başlına acı bir olay ancak böyle yeteneklerin bu dünyadan gitmesi, onu daha da acı yapıyor. Şimdi izninizi rica ediyorum, bu cuma gününü boynumda McQ şalım onun yeteneğini kucaklayarak geçirmek istiyorum, huzur içinde yatsın.

I'm very saddened by the loss of Alexander McQueen, he is an extraordinary talent and always been the one designer of our dream shows and clothes. On this friday I'd like to embrace his gift and his life while wearing a scarf from McQ, R.I.P :(

kinho,designscene,style

7 Şubat 2010 Pazar

IFW de bitti


Dün ilk olarak 18:00'deki Elaidi defilesine katılmayı planlarken, önemli bir ayrıntı olan fotoğraf makinesinin pilini şarjda unutunca, bir u dönüşü ile eve gidip defileyi kaçırdık. Tamirane'de pancar cipsi ve kişle geçiştirilen mide kazıntısı sonrası ilk defilemiz ilhamını kara kargalardan alan Hatice Gökçe oldu. Koreografisi diğer şovlara göre farklıydı, modellerin ani kafa çevirişlerle , izleyicilere haşin bakışlar fırlatmaları önce şaşkınlıkla karşılansa da, alışıldı, şapkalar oluşturulmaya çalışılan karga imajını iyi tamamladı.Koleksiyon kargaların parlak tüylerine gönderme yapan parlak siyah kumaşlardan takımlar, ayrı parçaları içerirken transparan detaylar, kalın örgüden uzun elbiseler ve yine örgü pantolonlar dikkat çekse de giyilebilirliği ve modellerin üzerinde bile kötü duruşlarıyla akıllarda soru işaretlerine sebep oldu. İlk kez bayan koleksiyonunun da sergilendiği, uniseks tasarımları da içeren defilenin en kayda değer parçaları bana göre deri olanlardı, farklı kesimleri  ve datayları hoşumuza gitti.

For us the first show of the closing day was Hatice Gökçe, she was inspired by the black crows.It was like a unisex collection and  also  the  debut for the women's collection.


Günün en ilgi gören defilesi kuşkusuz Hakan Yıldırım for Koton defilesi idi,  erken saatte doldu, sıralarda otobus misali biraz ilerleyelim beyler muamelesi yapıldı. Defile konukları için hazırlanan torbaların içinden  Maybelline'den ruj, üzerinde koleksiyonu simgeleyen kelimeler bulunan bir küp ve Koton katalogu çıktı, rujun kırmızısının da olduğu söylense de bizim sansımıza çıkan  sedefli pembe rengin pek sansı yoktu :). Zamanında başlayan defilede ilk sunulan triko hırka, kazak ve taytlar beni biraz korkutsa da, bir süre sonra olay daha ümit verici hale geldi. Gri pelerin, safran ve mavi renkli mini ipek görünümlü elbiseler, üzerleri baskılı triko elbiseler, Sherlock Holmes'a gönderme yapan paltolar  bunları ben giyerim dedirtirken yüksek bel, ekose, renkli çoraplarla seneye ne giyileceğinin sinyalleri verilmiş oldu.

The second show was belong to Hakan Yıldırım for Koton collection, there were nicely done casual pieces I'd  like to wear like gray cape, bright colour dresses and Sherlock Holmes inspired coats.

Beklerken fotograf çekerek biraz vakit geçirdik.
We were goofing around before the show.




Defile olmadığı zamanları yine farklı tarzlar arayarak geçirdik ancak dünkü kadar şanslı değildik.


Ahu Yağtu, tarzı ve Second Chance gibi keyifli bir vintage dükkanına sahip olmasıyla sempati duyduğum bir isimken, fotoğrafını çekmek istediğimde takındığı tavır ve yüz ifadesiyle bazı insanların dış güzelliklerinin içlerine yansımadığının güzel bir örneğiydi.

She was so rude while I asked for her photograph.


Marc Jacobs'ın izinde

Following the foot prints of Marc Jacobs

Saç aksesuarı kayda değerdi.
Headpiece was worth to see.


İki renkli çoraplara dikkat.
Watch the two tone thights.


Er kişiye not: Kısa zamanda sevebileceğiniz bir iş bulmanız dileğiyle  :)

Defile sonrası kapanış partisi için enerji santraline yöneldik,. İlk kez geldiğim bu güzel müze ah burada fotoğraf çekimi yapmalıyız dedirtirken , kalabalık bir parti için bana pek uygun bir seçim gibi gelmedi. Yaklaşık 1,5 saat kadar kaldığımız partiden ayrılıp geceyi Den Cafe ve Corridor'da noktaladık.

İki gününe katılabildiğim 4 günlük moda haftasıyla ilgili diğer notlarıma gelince:

* İlkine katılmış biri olarak herkes gibi Santral Istanbul'un bu olay için daha uygun bir yer olduğunu düşünüyorum.

* İlkine göre fazlalaşan oturma düzeni defileleri daha rahat izleme olanağı yarattı.

* Fashionable Istanbul'dan sonra blog yazarlarının resmi olarak davet edilmesi ile biraz daha ilerleme kaydedildi, farklı bakış açılarıyla anında bilgi aktarımına olanak sağlandı.

*Çadır biraz özensizdi, bekleme alanı biraz azdı, özellikle son gün fuar alanının kapanması ile bu hissedildi ancak daha iyisini yapmanın daha fazla para demek olduğunu hepimiz biliyoruz.

*Meg Ryan olayına şimdiye kadar değinmemiştim ancak artık z listesinde olan, tarzıyla hiç bir zaman gündeme gelmemiş, kırmızı halıda esamesi okunmayan birinin açılış için o kadar para verilip buraya getirilmesi anlamsızdı. Meg Ryan'ın gelişinin sponsor desteğini arttırdığı söylense de Istanbul'un moda merkezi olma yolunda ilerlemesine bir katkısı olmadığı gerçektir. Moda etkinliğine film yıldızı getirmek daha önceden yapılmış bir şeydir, böyle bir şey yapılmasaydı bence daha karakterli ve tutarlı bir seçim olurdu.

* Bu Meg Ryan konusundan çıkışla biraz beyin jimnastiği yaptığımızda illa biri getirilecekse mesela bu en iyi giyinen listelerinde ilk sıralarda yer alan, kendine ait moda markası olan Sienna Miller olabilirdi. Çok gerekli olmasa da belki ablası ile kurdukları Twenty8twelve markasının bir defilesi yapılabilirdi. Bunun dısında yine aynı durumda olan Mary Kate & Ashley Olsen, Keira Knightley, yine ünlü modellerden  bazı isimler olaya renk katabilirdi.  Moda alanında sözü geçen Suzy Menkes, Hilary Alexander gibi isimlerin IFW'yi izlemesi sağlanabilirdi veya sitesi binlerce kişi tarafından izlenen Style.com'la güzel ortak çalışmalara imza atan Scott Schuman  diğer adıyla The Sartorialist getirilip, buradan karelerle ülkemizde de moda adına bir şeyler olduğu dünyaya gösterilebilir, belki gelecek kitabında Ece Sükan dışında buradanbaşka  birilerinin de olmasına imkan verilirdi.

*Yemek imkanları çok kısıtlı  ve sunulanlar lezzetsizdi.

*Bir öncekinde IFD'de defileler dışardaki ekranlara verilip izlenme imkanı sağlanıyordu ancak yetişemediğimiz Elaidi defilesini bu şekilde izlemek mümkün olmadı.

* Türkiye'nin diğer önde gelen markaları da olaya dahil edilerek çeşitlilik sağlanabilirdi.

*Fuar alanındaki markalar daha özenli seçilebilirdi.

Moda dünyasında ilerleme yolunda önemli adımlardan biri olan bu organizasyonun ilerde aksaklıklardan ders alıp daha iyi bir duruma geleceğine inancım tam, her şeye rağmen parçası olmak benim için güzeldi.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...