18 Ağustos 2008 Pazartesi

Gri-pembe





Bu elbiseyi 2 hafta önce falan Galata'ya kahvaltıya gittiğimiz pazar günü bulmuştum Beyoğlu'nda. Hafif ev/ plaj elbisesi kıvamında olsa da bu pek umurumda olmadı, tatile gitmeden önce hücrelerime işleyen rahatlık duygusu için biçilmiş kaftandı. Eteğinde oje dökülmüş gibi garip bir efekt olsa da, kendilerini çok sevdiğim pembe babetlerimle tamamladım.




  • Elbise ve kolye H&M


  • Babetler Marc by Marc Jacobs


  • Tac Aslı Sargın

Tekzip geldi

Dünkü gitti gidiyor hadisesi sonucunda attığım maile satıcıdan nazik ve açıklayıcı bir mail geldi, sizlerle konuyu kısaca paylaşmak istiyorum. Söz konusu satıcıya, resmim başka birisi tarafından gönderilmiş, o da elbiseyi güzel tasıdığımı ve resmin hoş olduğunu düşünerek, bir kaç gün önce koymuş. Kendisi benim bundan hoşlanacağımı düşündüğünü ama benden de mail beklediğini belirtti. Ben de resmi kullanabileceğini, hatta belki resmin bir yerine blog adresimi yazarak, en azından nerden alındığını belirtmek suretiyle bir sorun olmayacağını, bundan böyle kullanmak istediğinde izin almasının yeterli olduğunu söyledim. Site adresini verince inceleyip, beğendiğini ama başlığa biraz üzüldüğünü belirtse de kendisine buradan üzülecek bir şey olmadığını ve başlığın tamamen espri mahiyetinde yazıldığını belirtmek isterim. Konu tatlıya işte böyle bağlanmıştır sevgili okurlar.

17 Ağustos 2008 Pazar

Cadıyı çalmışlar :)


Kısa tatilimden dönüp maillerimi kontrol ederken, Lale'den gelen mailin başlığı buydu. İçeriğe bakınca gittigidiyor adlı sitede kırmızı H&M elbiseden satan kişinin model olarak beni kullanmış olduğunu görüp, şaşırdım. Kızdığımı söyleyemem ama keşke bir izin alsaydı ya da resim moda cadısının blogundan alınmıştır falan gibi bir not ekleseydi daha şık olurdu. Kendisine bu düşüncemi belirten maili biraz önce attım, bakalım cevap verme nezaketinde bulunacak mı? Ayrıca, elbise ile ilgilenenler için bir fırsat olabilir, ama elbiseyi satan ben değilim , bir yanlış anlaşılma olmasını da istemem.


12 Ağustos 2008 Salı

Siyah ve beyaz



Desenleri iyi karıştırabilenleri severim, ama kendim genelde uygulayacak kadar cesur değilimdir, en azından değildim, bugüne kadar :) Ufaktan başladım bu işe, siyah üzerine büyük beyaz puantiyeli eteğimle, krem rengi üzerine küçük siyah puantiyeli üstü beraber giydim. Resimde bu pek belli olmasa da, bulanıklık had safhada olsa da sonuç fena değil, bebek adımları ile daha cesur seçimler yapmaya devam. Bu arada dikkatinizden kaçmayacaktır kesin, ama bakın hangi ayakkabıları giydim :



  • Etek Divided by H&M

  • Üst Mango

  • Bilezikler Accessorize ve İndus

  • Ayakkabı Dolce & Gabbana

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Kelebekler kadar hafif


Bir rahatlık sardı beni, çok iyi kombinlerle çıkamıyorum karşınıza ama olay bu, dürüstüm :) :



  • Üst Topshop

  • Etek ve kemer Zara

  • Çanta H&M

  • Bilezikler: Accesorize, İndus

  • Ayakkabı: Barcelona'dan ( Çıkmamış tam ama kaçıncı giyişim artık,o yüzden bunu fazla sorun etmedim)

7 Ağustos 2008 Perşembe

Koca kafa



Bugün bir bereketli, ne kadar çok post yaptım :) Muhtemelen haftasonu festivalde, haftaya çarşambadan itibaren de bir süre Çeşme-Alaçatı'da olacağımdan, derinden derinden bana hissettirmeden açığa çıkan suçluluk duygusundan olabilir :)

Bugünlerde pek bir rahat kıyafet düşkünüyüm, topuklu ayakkabılardan uzak duruyorum, bir de hep koşturuyorum. Kıyafetimi bu posta konu olacak kadar beğenmesem de, yaka iğneme karşı tam tersi duygular besliyorum, o yüzden sizin de görmenizi istedim. Kendisi koca kafalı, miniş ayaklı, pembe, gri renklerde, siyah benekli plastik bir kuçu, taa Cannes'lardan buralara kadar geldi, düşünceli bir arkadaşımızın kendisi gibi şeker hediyesi. Burda görünmese de, altında beyaz katlı diz hizasında etek ve gümüş düz sandaletlerim var, köpeğin üzerinde olduğu tshirt ise Marc by Marc Jacobs ( Onun için tshirtümü bile deldim ). Bunun bir de kedilisi var ama o daha küçük boyutta ve inşallah o da başka bir post konusu olacak, şimdilik iyi akşamlar :)

Pazar kahvaltısı





Pazar günü yine arkadaşımla evde oturamadık ve kahvaltıya gidelim dedik. Nişantası'nda bilenler bilir, iştah kabartan vitrini ve birbirinden güzel pastalarıyla yıllardır hizmet veren Konak Pastanesi'nin, Galata'da sabah kahvaltısı veren bir de cafesi varmış. Kahvaltı ve servis o kadar iyi olmasa da, tarihi yarımada manzarası ve içerideki dekorasyon güzeldi. Ben de bu fırsatı blogum için değerlendirdim:



  • Üst. Zara

  • Şort :Stradivarius

  • Çanta :Marc by Marc Jacobs

  • Sandaletler :Barcelona'dan yerel bir İspanyol markası

  • Takılar :İndus ve Accesorize

  • Şal, atkı artık ne derseniz o renkli kumaş parçası : H&M

Beyaz



Bundan böyle giydiklerime ayrı başlıklar yazmaya karar verdim ama etiketi yine bugün ne giydim olacak, sanırım daha iyi, diyorum ya her zaman bugün üzerimdekini anında koyamıyorum, başlıkla içerik uymuyor :)


Gelelim üstümdekilerin içeriğine, geçen hafta dolabımda giyilmeyi bekleyen, çok sevimli, hanım hanımcık beyaz bir elbiseyi sonunda giyebildim, kombini de ben ve çevremdekiler beğendi, nostaljik bir havası oldu :


  • Elbise Marc by Marc Jacobs

  • Kemer ve kafamdaki şirin taç Topshop

  • Ayakkabı Bershka

  • Clutch vintage ebay

  • Bilezik H&M

Aslında hafta içi işe giderken clutch kullanmak pek kolay olmasa da gözümü kararttım, bakın nasıl da şişkin ve ağır duruyor :) Az yüz ve göz makyajı ve hafif bir kırmızı rujla görünüm tamamlandı.




Patricia Field'den bir kaç tüyo

Facebook kullanıcısı mısınız bilmiyorum ama bir H&M ve Patricia Field sever olarak, Facebook'ta gördüğüm bu videoyu sizlerle paylaşmak istedim. http://www.facebook.com/video/video.php?v=45674570976 Sex and The City dizi ve filminin stylingi ile hepimize yeni ufuklar açan Patricia Field, sonbahar yaklaşırken, H&M'in sonbahar koleksiyonundan parçalar yardımıyla, nasıl daha iyi görünebileceğimiz ve görünümümüzle bir hikaye anlatabileceğimizle ilgili bazı ipuçları veriyor. Uzun eldivenleri hikayeyi tamamlamak için kullanıyor, her kıyafetle aynı makyajı yapmamamız gerektiğini belirtiyor, çünkü ona göre her kıyafet başka bir hikaye anlatıyor. Yakayı biraz kaydırarak, kollarla oynayarak, belki bir kemer ekleyerek farklı bir görünümler elde edilebileceğini ve evde bunları denemenin size bir bedele mal olmayacağını ama herşeyden önemlisi stylingin tamamen içinizden gelmesini ve siz olmasını öğütlüyor. Yararlı ve bir o kadar da doğru, iyi seyirler :)

5 Ağustos 2008 Salı

Geçmiş zaman olur ki..


Pekin 2008 Olimpiyat oyunlarının başlamak üzere olduğu şu dönemde, sporla ilgili beğendiğim eski bir editoryal aklıma geldi. Çekimin başlığı "Figures Libres", kahramanı ise Kate Moss. Fransız Vogue'un editörü Carine Roitfeld'in stylingini yaptığı bu çekimin fotoğrafçısı ise Mario Testino. Bu serinin en can alıcı ve beğendiğim fotoğrafında genç Kate Moss, siyah beyaz olarak resimlenmiş. Eee insanın bu kadar güzel yüz hatları ve anlamlı bakışları olunca, daha fazla teferruata gerek yok sanırım.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...