10 Ocak 2012 Salı

Aberdeen ve Glasgow


Haftasonum biraz keyifsiz geçti. O kadar gezmenin sonucunda azıcık hastalandım, pazar akşam üstüne kadar neredeyse yataktan çıkmadım diyebilirim. Pazar akşamüstü uzun süredir uzak kaldığım Nişantaşı'na küçük bir ziyaret, Scotch & Soda indirime girmiş. Ne, sadece %30 mu? Sevgilinin göz koyduğu turuncu pofuduk montu alıyoruz. Görevimiz Tehlike 4? Neden olmasın, sonuç şalteri kapattığınız hareketli bir 2 saat, benim gözüm filmdeki suikastçi Sophie Moreau'nun Prada çantasında, oldukça güzel. Haftasonundan yine İskoçya'ya bağlanalım da, hikayenin devamını anlatayım.

 Seyahatim sırasında birer gün de Aberdeen ve Glasgow'da kaldık. Aberdeen bir sanayi şehri, granit binaların çokluğu sebebiyle "gri şehir" diye de biliniyor. Primark, New Look, Topshop..vs gibi bilindik markaların olduğu Union Caddesinde istediğinizi pek çok şeyi bulmak mümkün. Caddelerden birbirine küçük alışveriş merkezleri ile bağlanılıyor, böylece soğuktan biraz korunmuş oluyorsunuz. Akşam yemeği için Moonfish Cafe'yi seçiyoruz. Adından da anlaşılacağı gibi balık ağırlıklı yemekler sunan bir menusu var, başlangıçlar biraz küçük gelse de, ana yemek olarak yediğim levrekle doyuyorum.


 Sonra ver elini publar, barlar. Dışarıda acayip bir rüzgar,en iyisi içeride kalmak ama Aberdeen kızları soğuğu hissetmiyor, hepsi kısa elbiseleri ve çıplak bacakları ile caddelerdeler. Ne olurdu ben de biraz böyle olsaydım diyerek onları hafif kıskanmıyor değilim :) . Neyse bir kaç pub ziyaretinden ikisi diğerlerine galip geliyor. Ninety Nine ve Orchid. Birincisinde Indian Summer, diğerinde Pink Orchid içiyorum, hatta sonuncusundan 2 tane içiyorum, öyle lezzetli ki.


Sevgilim beni  anlata anlata bitiremediği  Siberia Vodka Bar'a götürüyor. Bara oturuyoruz ama o ne, barmen saatin 24:00'ü gösterdiğini söyleyip servis yapmıyor, sizin anlayacağınız çoğu barda servis gece yarısı bitiyor. Bu kadar da kuralcı olmayın canım :)  Hevesim kursağımda kalarak otele dönüyoruz. Aberdeen çok etkileyici değil, sırada Glasgow'u keşfetmek var.



Yağmurlu ve soğuk bir akşamda varıyoruz Glasgow'a. Araba ile geliyorsanız, her tarafa dönmenin yasak olduğu caddeler sizi sıkabilir. Oteli görüyoruz ama ulaşmamız neredeyse yarım saat alıyor. Check-in işlemleri bitince tüm bu sıkıntıları unutuyoruz çünkü otel tarihi tren istasyonunun üzerinde yükseliyor, ismi Grand Central Hotel. Yemek rezervasyonumuz 20:00'de The Corinthian Club'da, o zamana kadar, otelin barı Champagne Central'da vakit geçirmeye ne dersin? Biri size bu teklifle gelirse sakın geri çevirmeyin çünkü burası şampanya üzerine kurulu menusu, istasyona bakan manzarası, rahat havası ve lounge uyla çok çok hoş, denenesi bir yer.
.


Sweet Vivien'ın damağımda bıraktığı tatla, düşüyoruz The Corinthian yollarına.Otele çok yakın ama yağmur fena. The Corinthian restoranı, barı, casinosuyla 4 katlı bir kompleks.  Deniz ürünleri güzel ve ülkemize göre oldukça uygun fiyatlı. Lezzetli yemeğimizi takiben, biraz eğlenmek ve şansımızı denemek amaçlı rulete yöneliyoruz ve acemi şansıyla o geceki içecek paramızı çıkartıyoruz. Daha fazla zorlamayıp paramızı alıp, oradan hızla uzaklaşıyoruz :)
 

Ertesi gün  ana caddede biraz tur atıyoruz. Alışveriş imkanı diğer şehirlerden çok ve daha iyi markalara rastlanabiliyor. Şehir olarak güzel ve keşfedecek pek çok yer olmasına karşın, zamanımız yetmiyor, tekrar geliriz diyoruz. Hogmanay için Edinburgh'a dönmemiz lazım. Hogmanay de ne diyorsan o da diğer blog postunun konusu.

6 Ocak 2012 Cuma

Brick walls


Genel standartıma göre tatile çok faza bir şey götürmediğimi söyleyebilirim. Hafif, birbiriyle kombinlenecek parçalar seçmeye özen gösterirken, alışveriş yapacağım gerçeğini nasıl gözardı edebilirdim ki? Bu seyahatte uzun süredir Mango motorcu botlarıma aradığım alternatifleri buldum, ilk çiftimiz French Connection'dan, daha önce bahsettiğim TK Maxx sayesinde dolabıma oldukça hesaplı ve kullanışlı bir katkıda bulundum.  Tarves'deki bu eski benzin pompası bugünkü dekorumuzu oluşturuyor, arkadaki tuğla duvarlarla görüntüsüne bayıldım.

I can say I didn't take a lot of clothes to this holiday, well errm on my regular standarts. I tried to pick light weight and easily combined pieces together. Also how could I disregard the fact that I absolutely would shop? :) In that trip I found the alternatives to my Mango biker boots that I have been looking for quiet sometime. First pair is from French Connection that I bought from TK Maxx , very nice and considerably cheap  addition to my wardrobe. This old gas pump in Tarves and brick walls looked great together and here they are as the decore of today's post.

Kazak (Yeni), palto /Sweater (New), coat : MNG
Gömlek/ Shirt:  New Look
Botlar (Yeni) /Boots(New): French Connection
Tayt ve Snood/Leggings and snood: H&M
Bere/Beanie: Topshop
Kolye/Necklace: Urban Outfitters
Gözlük/Sunnies: Markasız , no name 






5 Ocak 2012 Perşembe

CK saat benim olsun diyen şanslı kişi...


137. sıradaki Aslı Yıltır oldu, saatini güle güle kullan Aslı! :)  2012 daha yeni başladı, herkese yeni yılda bol şanslar ve yorum bırakarak yarışmaya katıldığınız için  teşekkürler.

2 Ocak 2012 Pazartesi

Yeşilin en huzurlu hali


Londra'dan selamlar ve mutlu yıllar! Internet problemleri ve zamansızlıktan biraz geri kaldım ama ben buralarda mutluyum, anlatacak bir sürü şeyim olmasının heyecanındayım :).  Bugün sizi  Tarves yakınlarında, yemyeşil huzurlu  bir park olan Haddo Country Park'a götürüyorum. Güzel bir yapının çevresinde kurulmuş, bahçeler, piknik alanları, besleyebileceğiniz ördekler, kuğular, şehirde bulamayacağınız bir huzur vaad ediyor size. Kraliçe Victoria tarafından dikilen ağaçlar bugün kocaman olmuşlar.  Rüzgar bazen üşütse de muhteşem bir yürüyüş yapıp, harika bir zaman geçirdim. Yazın tekrar görmek, keyfini daha fazla çıkartmak istediğim bir yer oldu Haddo Park.

Bugünlük bu kadar ama devamı gelecek, şimdi Londra Caddeleri beni bekler!

Görüşmek üzere :)






28 Aralık 2011 Çarşamba

Christmas Eve dinner


Edinburgh'dan sonra Cupar'da kısa bir molayla Dundee'ye vardık.Şehir olarak pek iç açıcı bir yer olmasa da TK Maxx gibi  yeni ve eski sezonlardan ürünleri bir arada bulabileceğiniz özellikle ev grubuyla fazlasıyla beğendiğim bir seri sonu mağazasında bir süre vakit geçirdik. Sonuç, uygun fiyatlara alınan,1 French Connection  bot, Betsey Johnson ve Kenneth Cole marka 2 gözlük. Şimdi bir süredir Tarves adlı minik kasabada vakit geçiriyoruz. Huzurlu, temiz, sessiz,yemyeşil bir yer. Çarşamba akşamı değişiklik yaparak yemeği dışarda yedik ve ben bunları giydim.

After Edinburgh, we stopped at Cupar for a while and arrived Dundee which is not a very nice place. The only thing about Dundee is a store called TK Maxx where you can find new and old seasons' stuff with bargains. The result was 1 pair of French Connection biker boots and 2 pair of sunglasses from Betsey Johnson and Kenneth Cole. We are spending some time at Tarves which is a small town but very peaceful,clean,quiet and green. On wednesday evening we've been out  for dinner  and here is what I wore:

Gömlek/ Shirt : Asos
Etek/Skirt:Zara
Çoraplar/Tights: Penti
Botlar/Boots: KG by Kurt Geiger
Kolye/Necklace: MNG





Evet buraya ilk kez geliyorum, teşekkürler! :) 

Yes,it's my first time here, thank you! :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...