Bir parfum manyağı olarak ben Chloé'nin bir süredir piyasada olan yeni parfumunu denemeden yapamazdım, Tr'de olup olmadığına ilişkin bir arastırma yapmadan kolay yolu seçerek yurtdışına giden bir tanıdığımıza siparis vermiştim, geçen perşembe elime ulaştı, zaten gozume bir yerlerde iliştiğini de hatırlamıyorum. Koklamadan aldığım parfumlerde bomba maceramı Prada'nın parfumu ile yaşamış ve 50 ml. lik şişeden sadece 3 kere kullanmış ve şişeyi bir daha ellememek üzere rafın en arkalarına atmış olmama rağmen, Chloé markasına olan ( en azından Paulo Melim Andersson'a kadar, bence kendisi Chloé'yle imajıyla örtüşmeyen gelmiş geçmiş en saçma 2 koleksiyonu yaratmıştır.) sevgim sayesinde denemek amaçlı 50 ml lik olarak edindim.
Okuduklarım neticesinde parfumun Chloé moda evi tarafından aralarında benim de bir zamanlar severek kullandığım Gucci Rush parfümünün yaratıcısı Michel Almairac'dan diğer bir parfum yaratıcısı Amadine Marie ile beraber bir parfum yaratmasını istemesiyle başladığını öğrendim. Tabi 3 çağdaş güzellik sembolu kadının; basarılı top model Anja Rubik, tarzıyla gözlerimizi kamaştıran Chloé Sevigny ve Fransız sinemasının yine tarzı ve görünümü başarılı ,Clemence Poesy'sinin yer aldığı reklam filmleri de aklımı çelmedi değil, bu 3 farklı yuz ve kişiliğin parfumun farklı yönlerini sembolize ettiği söylenenler arasında. Bu bahsettiğim 3 kadın ile ilgili bir fikriniz yoksa, buradan reklam filminin kamera arkasını izleyerek neye benzediklerini görebilirsiniz.
Kokunun dış ambalajı sade ve şık, kutuyu açınca içinden en az dışı kadar şık bir şişe çıkıyor, sitesinde bu şişe tabiki ikonik !!olarak tanımlanıyor. İçinden çıkan notta doğal ve az bulunan elementlerin bir karışımı olduğu, şişenin gümüş plakayla ve önemli bir son dokunuşla, elle sıkılmış bir kurdele(!!!) ile tamamlandığı yazıyor :) Bu elle sıkılmış kurdele cümlesi moda dünyasının ürünlerini ne kadar süslü, dünyanın en önemli şeyiymiş gibi bize yuttutmalarının en güzel örneklerinden biri olarak beni bayağı eğlendirdi sanki kurdeleye düğüm atabilen makine varmış gibi ya da bu çok önemli bir ayrıntıymış gibi :)) Bunun yanısıra bu benzersiz el işçiliği ve ulvi gül kokusunun Chloé moda evinin ruhunu yansıttığı, çaba harcanmamış şıklığın(Effortless chic, hani hepimizin ulaşmaya çalıştığı tip, Kate Moss gibi bu giysileri öylesine üzerime geçirdim bakın ne kadar stil sahibi ve havalı görünüyorum :)) ve feminenliğin sembolu olduğu gibi bilinen klişe laflar içeriyor.
Kokuya gelince ilk sıkışta bana pek karakter sahibi gibi gelmese de, kokunun çiçeksi özellikle misk ağırlıklı bir gül bahçesi gibi koktuğu kesin, çiçeksi parfumlerden hoşlananların hoşuna gideceğini düşünüyorum. Cuma gecesi dışarı çıkarken, birazda insanların tepkilerini ölçme amaçlı sorduğum sorularda ve aldığım tepkilerde parfumun beğenildiğini söyleyebilirim en azından bence teninize yakışan parfüm sizin hiç burnunuza gelmeyendir savından yola çıkarak ( Prada ve bana hediye edilen bir parfum olan L'instant De Guerlain'in nasıl kötü kötü burnuma geldiğini size anlatamam) beğendiğimi söyleyebilirim. Önemli olan bir nokta Kalıcılığına gelince, baharatlı ve vanilyalı parfümler gibi çok kalıcı olduğunu söyleyemeyeceğim.
Fiyatının benzerlerine oranla biraz fazla olduğu göze alınırsa mutlaka ama mutlaka denemelisiniz diyemem ama her zaman kullanabileceğiniz hoş bir parfum olduğunu söyleyebilirim.