Dışarda kar yağarken, ben içerde çiçekli elbiselere bakıyorum ve derin derin iç geçiriyorum. Önümüzdeki ilkbahar- yaz çiçekler her yerde; elbiselerde, üstlerde, eteklerde, çantalarda. Bu çiçek bahçelerinden bir çiçek varki benim de gönlümü çelen: Prada'nın 2008 resort koleksiyonundaki kocaman, kabarık etekli, çiçekli elbiseleri. Bu elbiseler Carolina Herrera'nın giyeceği kadar geleneksel ama Chloé Sevigny tarafından taşınabilecek kadar da modern, bu işlevselliği yüzünden Miuccia Prada yine övgülerin en büyüğünü hakediyor. Bu kreasyondan en çok beğendiğim 2 elbiseyi sizin de beğeninize sunuyorum. Bu elbiseler nerde giyilir ki dediğinizi duyar gibi oluyorum, hiç önemli değil, kendinizi nerde bir prenses gibi hissetmek istiyorsanız orda :))
30 Ocak 2008 Çarşamba
25 Ocak 2008 Cuma
Bugun ne giydim?
Son moda felaketler
Internet dunyasına dalmıs gezerken, cesitli sebeplerden çok sevdigim iki kadının resmini gorup, normalde onlarla uzaktan yakından alakası olmayan duygularla irkildim.
Bunlardan ilki, son olarak yeni Sex and the City olacağı gozuyle bakılan ve kostum tasarımlarını yine aynı diziden tanıdığımız Patricia Field'in üstlendiği "Cashmere Mafia" dizisiyle gundemde olan dunya guzeli bir kadın Lucy Liu. Liu, gectiğimiz gunlerde Paris'te yapılan Valentino defilesine vardığında tum gozlerin kendisine cevrilmesinin nedeni dusunduğunuz gibi muhtesem kırmızı halı kıyafeti diil tam tersi bir kırmızı halı felaketiydi. Mor vucudu saran elbisesini gumus stilettolarla tamamlayan Liu, Patricia Field'in etkisinde biraz fazla kalmış olacak ki üzerine geçirdiği pembe pofuduk adeta bir marsmellov tadındaki ceketiyle seker olmaktan çok uzaktı.
Diğer bir Patricia Field felaketi de su an New York'ta cekilmekte olan Sex and the City filminin basrol oyuncusu Sarah Jessica Parker'a nam-i diğer Carrie Bradshaw'a ait. Hepimizin merakla beklediği belkide bir üçlemeye donusmesi dusunulen filmde bas kahramanımız yine kıyafetleriyle düsünce sınırlarını zorluyor. Sevgili köşe yazarımız Carrie, brokar lila mini elbisesi uzerine, giydiği yada taktığı kocaman mavi bir donata benzeyen aksesuar mı, sal mı ne olduğunu anlayamadığım parca ve beyaz takunyayı cağrıstıran bilekte biten botlarıyla tumden bir moda felaketi olarak adlandırılabilir.
Bu iki görunum, unutulmayacak moda felaketleri kitabına yeni sayfalar eklerken, hepimize bu kadar da olamaz dedirttiği aşikardır.
21 Ocak 2008 Pazartesi
Bugun ne giydim?
20 Ocak 2008 Pazar
Gunesli bir pazar gunu...
Bugun dışarda parlayan gunesi gorunce daha fazla kayıtsız kalamadım ve supurgeme atlayıp Taksim civarına gittim. Hava almak dısında amacım, baslangıçtan beri gerceklestirmeyi dusundugum bir bolum olan sokak modası için bir kaç kare fotograf cekmekti. Gelin gorun ki, pek isabetli bir gunde gitmemiştim, sadece bir kişiyi cekebildim.
Bugun objektifime canlı kobalt mavisi Topshop paltosunu, gri dar kesim Levi's jean, ebayden alınmış korsan botlar, yine Topshop'tan gri rugan canta, siyah deri eldivenler ve Marc Jacobs gozlukle tamamlayan bu sirin kız takıldı.
Bu bir baslangıç, cadınız sokağın nabzını daha fazla fotoğrafla yine burda tutmaya devam edecek, şimdilik hoscakalın xoxox
Etiketler:
Cadıyla sokak modası
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)