Unluler ve stiller etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Unluler ve stiller etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Eylül 2008 Pazartesi

60.Emmy Ödülleri'nden insan manzaraları
















Dizi sever bir insan olarak sanırım Emmy ödülleri benim için Oscar ödüllerinden daha önemli, en azından seyretmekten daha fazla keyif aldığımı söyleyebilirim. Bugün iş günü olduğu için çok fazla takip edemeyip, bu akşam banttan seyredecek olsam da internet dünyası ,akşam olmadan kim ne giymiş görmemize olanak sağlıyor. İşte gecenin karlı çıkanları:

Drama dalında En İyi Senaryo: Matthew Weiner (Mad Men)
Drama dalında En İyi Yönetmen: Greg Yaitenes (House)
Drama dalında En İyi Kadın Oyuncu: Glenn Close (Damages)
Drama dalında En İyi Erkek Oyuncu: Bryan Cranston (Breaking Bad)
Drama dalında En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Dianne Wiest
Drama dalında En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Zeljko Ivanek (Damages)
Komedi dalında En İyi Yönetmen: Barry Sonnefeld (Pushing Daisies)
Komedi dalında En İyi Kadın Oyuncu: Tina Fey (30 Rock)
Komedi dalında En İyi Erkek Oyuncu: Alec Baldwin (30 Rock)
Komedi dalında En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Jean Smart (Samantha Who)
Komedi dalında En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Jeremy Piven (Entourage)
En İyi Mini Dizi: John Adams
Mini dizi dalında en iyi kadın oyuncu: Laura Linney (John Adams)
Mini dizi dalında en iyi erkek oyuncu: Paul Giamatti (John Adams)
En İyi Eğlence, Müzik, Komedi Programı: The Daily Show with John Stewart
En İyi TV Dizisi: Recount
En İyi Senaryo: Kirk Ellis (John Adams)
Eğlence programı dalında En İyi Yönetmen: Louis J. Horwitz
En İyi Reality Yarışma Programı: Jeff Probst (Survivor)


Sevdiğim diziler 30 Rock, Entourage'ın ödül almasına sevindim ama Mad Men'e ısınamadığım için yorum yapamayacağım, yeni dizilerin de bir an önce gösterilmesini diliyorum. Gecenin bazı katılımcılarının, kim tarafından giydirildiklerine bakacak olursak:

Heidi Klum – Armani
Jenna Fischer – Gustavo Cadile
Lisa Rinna – Reem Acra Resort 2009
Olivia Wilde – Reem Acra Spring 2008
Debra Messing – Monique Lhuillier
Vanessa Williams – Kevin Hall
Kristin Chenoweth – Armani
Sandra Oh – Oscar de la renta Resort 2009
Marcia Cross – Elie Saab
Jennifer Love Hewitt – Carolina Herrera
Cynthia Nixon – Calvin Klein
Nicolette Sheridan - Angel Sanchez
Julia Dreyfus - Narciso Rodriguez
Holly Hunter – Jenny Packham
Brooke Shields – Badgley Mischka Resort 2009
Eva Longoria – Marchesa SS09
Mariska Hargitay – Carolina Herrera
Padma Lakshmi – Monique Lhuillier
Benim hoşuma gitmeyenlere gelecek olursak, Eva Longoria geçen yılki gibi tercihini yine kısa bir elbiseden yana kullanmış(Marchesa), elbise hoş olması rağmen saçlarını ve 80'li yıllardan kalmış gibi duran ayakkabılarını , Heidi Klum'un ve Tina Fey'in elbisesini beğenmedim. Lauren Conrad tahmin edilebilir ve sıkıcı, Heroes'un yıldızı Hayden Panettiere is göbeğini içine çekmekten yorgun gibi görünüyor.Debra Messing, Kate Walsh,Marcia Cross, America Ferrera gecenin iyi görünenleri arasında, Bayan Klum'un da kelebek küpelerini beğendiğimi eklemek isterim.

20 Ağustos 2008 Çarşamba

Sac aksesuarlarında son durum


Fiyonkları sevdiğimi daha önce pek çok kere belirtmiştim. Saçlarımı da iflah olmaz bir şekilde kestirdikten sonra, saçlarım aksesuarsız gözüme hoş gelmemeye başladığından beri, saçıma bişi takmadan dışarı çıkmaz oldum. Ya saç bandı, ya tac veya farklı tokalar stilimin tamamlayıcıları oluyor bu günlerde. Bu saç aksesuarı olayı, özellikle fiyonklu aksesuarlar ünlüler dünyasında da kendine yer buldu. "I kissed a girl" sarkısıyla patlayan, benim de dilime dolanan Katy Perry, Rihanna, Kelly Osbourne ve Alexa Chung çeşitli boy ve uygulamalarda fiyonklu saç aksesuarlarıyla Alice Harikalar Diyarı kahramanı Alice'i aratmıyorlar. Yazın başından beri bayıldığım, Sportmax şovundaki kocaman saten kurdelelerden yaka iğnelerini ve tokaları o kadar istedim ki, en sonunda ona benzer bişi yaptım(ık), biraz geç olsa da yakında muhtemelen yakamda iğne olarak kullanırken göreceksiniz. Saçım kısa olduğu için kafamdan büyük kurdele ile dolaşmamın istediğim etkiyi yaratmayacağı kanısındayım :)

Bugun ayrıca dolaşırken, başka bir sitede çok şeker saç aksesuarları gördüm. İki L.A'li kadın tasarımcının elinden, istediğinize göre şekillenen aksesuarlar birbirinden hoş, buyrun siz de bir göz atın : http://www.shopbando.com/shop.html


Bu tarz ve farklı aksesuarları Topshop, Accessorize ve Claire's de bulmanız olası, ben de başka bir şeyler gözüme çarparsa sizleri haberdar ederim.

7 Ağustos 2008 Perşembe

Patricia Field'den bir kaç tüyo

Facebook kullanıcısı mısınız bilmiyorum ama bir H&M ve Patricia Field sever olarak, Facebook'ta gördüğüm bu videoyu sizlerle paylaşmak istedim. http://www.facebook.com/video/video.php?v=45674570976 Sex and The City dizi ve filminin stylingi ile hepimize yeni ufuklar açan Patricia Field, sonbahar yaklaşırken, H&M'in sonbahar koleksiyonundan parçalar yardımıyla, nasıl daha iyi görünebileceğimiz ve görünümümüzle bir hikaye anlatabileceğimizle ilgili bazı ipuçları veriyor. Uzun eldivenleri hikayeyi tamamlamak için kullanıyor, her kıyafetle aynı makyajı yapmamamız gerektiğini belirtiyor, çünkü ona göre her kıyafet başka bir hikaye anlatıyor. Yakayı biraz kaydırarak, kollarla oynayarak, belki bir kemer ekleyerek farklı bir görünümler elde edilebileceğini ve evde bunları denemenin size bir bedele mal olmayacağını ama herşeyden önemlisi stylingin tamamen içinizden gelmesini ve siz olmasını öğütlüyor. Yararlı ve bir o kadar da doğru, iyi seyirler :)

22 Temmuz 2008 Salı

OH MY GOD KATIE !?!!



Ne zamandır birilerini eleştirmiyordum burda, ama öyle bir fotoğraf gördüm ki, içimdeki canavarı uyandırdı.

Kahramanlarımız Hollywood'un en sevimli(!!!!) çiftlerinden Katie Holmes ve Tom Cruise ( Katie'nin yanında kendisi stil ikonu gibi kalmış, ona bir şey demeyeceğim bugün ). Katie Holmes 90'lı yılların hit dizisi Dawson's Creek'le ünlenmiş, canlandırdığı karakter de, kendisi de klasik bir komşu kızıydı. Daha sonra da çok ses getirmeyen bazı yapımlarda oynayıp, D sınıfı , sıradan bir tarzı olan yıldız adayı olarak hayatını devam ettirirken kendisine Tom Cruise piyangosu çıktı. Tom Cruise ile ani evliliğinden sonra , dikkatinizi çekiyorum her hangi bir film veya yeteneğiyle değil, birden A sınıfına terfi eden bu özünde köylü kızını Armani'nin ilham perisi (!!), Posh Spice'ın kankuşu olarak görmeye başladıktan sonra her şey birden değişti. Magazin dünyasında "diaper diva Suri" ( Bez divası veya bezli diva) olarak bilinen bir de çocuk dünyaya getirdikten sonra bu 20'li yaşlarının ortalarındaki kendi halinde kızcağız, birden 40 lı yaşlarındaki ablaları gibi giyinmeye, davranmaya hatta benim çok ilgimi çeken plajda Louboutin'in gökdelen topuklu sandaletleriyle dolaşmaya başladı. Lanvinler senin, Armaniler benim, yeni saç kesimleri derken ve ( Ee posh la dolaşmanın doğal sonucu olarak) delirmiş gibi para harcarken( yılların birikimi tabi), hep yeni bir şeyler arayan magazin dünyası onu, birden yeni stil ikonu ilan etmek gibi bir gaflette bulundu. Tommy Boy'un gücü altında ezilip, hiç bir varlık gösteremeyen, çok sevdiği oyunculuktan da uzak kalıp, tam bir ev hanımına dönüşen Kate'in, üstüne 5 beden büyük gelen bu stil ikonluğu kavramına da daha fazla tahammül edemediği gördüğünüz bu resimle kanıtlanmıştır. Giysilerini Amerika'da insanların evlerindeki fazlalıklardan kurtulmak için, evlerinin arka bahçelerinde yaptığı garage sale'den, ayakkabılarını da Rihanna'ın attıklarından almış gibi duran Tommy Girl, bu acaip birleşim yetmiyormuş gibi bol pantolonun paçalarını sanki 87 yılındaymışız gibi kıvırmasıyla, muhteşem görünümünün üzerine tüy dikmiştir. Süper trendy saç kesiminden eser kalmamamış saçları, bugünlerde beğenmediğim saçlarımın bana daha iyi görünmesine sebep olmuştur, teşekkürler Katie :))

1 Temmuz 2008 Salı

JLO ile ortak noktamız nedir?




Bu şaşkın bakışlı ( bu foto için konuşuyorum, yoksa kendisini severim) süper starla ortak noktamız: Ayakkabılarımız !!!! Siz de benim gibi şaşırdınız değil mi? Dünyanın parasını verip aldığım ve muhtemelen dolabımda çürüyecek olan siyah patent Dolce & Gabbana ayakkabılarımın, kahve tonlarındaki versiyonunu Jennifer Lopez 25 Haziran'da Madrid'te alışveriş yaparken giymiş. O kadar para verdim, giyeceğim yok, en azından birilerinin ayağında görüp mutlu oluyorum :p Ne acındırdım kendimi be :)))

Tırnaklarda yeni akım renkler


Türk kadınları için geleneksel bazı oje renkleri vardır; bordo, kırmızı, rakı beyazı gibi.. Son iki yıldır siyah, lacivert gibi renkler de benim kullandıklarım arasına girse de belirttiğim baştaki bu 3 rengin tahtının sallaması zor görünmüştür hep. Yazın gelmesi ile, artık koyu ve sıkıcı renklere veda edilmeye başlandı, en azından ünlüler dünyasında. Tarzından hoşlanmasam da Rihanna 2007 den beri mavi, turuncu, yeşil.. neon tırnaklarıyla ara sıra gözüme çarpmıştır. Lilly Allen (pedili ayaklar onun), Olsen ikizleri (yakın çekim eller Mary Kate'e ait) Beyonce'de farklı ve parlak renklerdeki ojeleriyle zaman zaman gözümüzü almışlardı. Son olarak diğerine kıyasla daha bir düzgün Hilton olan Nicky, Robertson Boulevard'da açılan yeni Chanel mağazası şerefine Chanel'in global yaratıcı direktörü Peter Philips tarafından yaratılan serinin lila tonuyla görüntülendi. Eğer soyadınız Hilton değilse,tabiki bu seriyi elde etmek her zaman ki gibi o kadar kolay değil, e o zaman buyrun bekleme listesine :)


Ülkemizde de satılan OPI markasının Brights Collection serisi, bu renkleri tırnaklarında görmek isteyenler için bir vaha gibi. İsimleri de birbirinden ilginç olan bu seri de mavi, sarı, yeşil gibi renkleriyle sıradanlığa dur demek için çok uygun..

Ben de duty free den, Lancome'un içinde sedefli somon rengi da olan oje setini aldım, bir de yine Chanel'in yaz serisinde görülen fuşya oje ( adına bakmamıştım ama seri de zaten az oje var) alabileceklerim arasında ama sanırım sarı renk mesela bana biraz uzak :)

6 Nisan 2008 Pazar

Ashley Mary Kate'e karşı


Hangi kıyafet kime daha çok yakışmış, kim daha iyi tasımıs soruları hepimizin ilgisini çekmistir hep. Bu anketler bize ünlüler hakkında fikir beyan etme fırsatını verir, hele sevmediğimiz biriyse bu oylama işini daha da severek yaparız :) Bu sefer ki Olsen ikizlerini karsılaştırma fırsatını veriyor bize. Kıyafet Calvin Klein imzalı şort tulum. Ashley Olsen bu kıyafeti 2005 yılında yine Calvin Klein'in defilesine giyerken, bu saten tulumu Mary Kate 21 filminin partisine giymiş, ekonomi yapmışlar :) Ashley bu kıyafeti bronz teni, minimal aksesuarları ve kocaman gözlüğü ile tamamlarken, Mary Kate alakasız aksesuarları ile, durumu zorlamasıyla, bu sefer olmamış canım dedirtiyor. Benim oyum Ashley'e, peki siz hangisinin yorumunu beğendiniz?

25 Şubat 2008 Pazartesi

And the oscar goes to...




SAG ödüllerine ve Bafta'ya blogumda kayıtsız kalmış olabilirim ancak Oscar ödüllerini es geçmem mümkün değil. Yıllardır kim ne giymiş diye merakla beklediğim bu ödül töreni, bu yılda 80. kere gerçekleşti ve heykelcikler sahiplerine kavuştu.

Dünya yıldız ve yıldızcıklarının kırmızı halıda arz-ı endam ederken, bana hakim olan duygu genellikle hayal kırıklığı idi, vay be dedirtecek tasarımları bu yıl göremedik. Genelde fazla risk alınmayan, sade görünümlerin tercih edildiği kırmızı halıda, Heidi Klum ve en iyi kadın oyuncu oskarını kazanan Marion Cotillard cesur seçimleriyle öne çıktılar. Heidi Klum'un ipek taftadan yapılmış, John Galliano imzalı elbisesi, renk olarak güzel olmasına ve halı ile uyum içinde olmasına karşın:P, boynundaki Star Wars'ı andıran fazlalık ve aksesuarların uyumsuzluğu yüzünden çok iyi bir seçim olarak görünmedi, elbisenin tek önemli özelliği bana göre yarın yapılacak açık arttırmada gelirinin hayır kurumuna (Red Heart Truth) bağışlanacak olmasıydı. En iyi kadın oyuncu dalında Oscarı kucaklayan Fransız aktris Cotillard'a gelince saçı, makyajı ve kendisi hoş olmasına karşın, modifiye edilmiş balık görünümündeki Jean Paul Gaultier elbisesi, bana göre yeteneğiyle ters orantılı idi, ancak bu elbise farklı olduğu için kimileri tarafından beğenildi.

Gecede kırmızı ve siyah en çok tercih edilen renkler olurken, sarı, krem, mor, yeşil, açık pembe renkleri az da olsa seçenler de vardı, straplez ve tek omuz , deniz kızı benzeri kuyruklu tasarımlar göze çarpan diğer detaylardı. Törende, Marchesa, Dior, Valentino, Chanel, Versace isimleri öne çıkarken, tek bir moda evinin hakimiyeti söz konusu değildi. Kimler hangi modacıları tercih etmişti diye merak edecek olursanız, yukarda belirttiklerim dışında Anne Hathaway ve Jessica Alba Marchesa, Nicole Kidman Balenciaga, Vanessa Paradis ( o siyah çoraplar da neydi öyle böööğğkk) ve Penelope Cruz Chanel, Cameron Diaz Dior, Jennifer Garner Oscar de la Renta, Hillary Swank Versace, Cate Blanchett Dries Van Noten'i tercih etmişti. ( Balenciaga bekliyordum) Elbise olarak değerlendirildiğinde Kathrine Heigl'ın kırmızı( mercan rengi de diyebiliriz) tek omuz askılı Escada'sı ve Anne Hathaway'in yine tek omuz detaylı, önünde çiçekler olan helenistik elbisesi, (geçen seneki kocaman fiyonklu Valentino elbisesini düşünürsek), benim açımdan elbise oscarına layık görüldü. Orjinal senaryo dalında Oscar alan ve alkışı hakeden eski striptizci /yeni yazar Diablo Cody dövmeleri, leopar desenli, yürüdükçe üst bölgelerini teşhir eden ve kendisini de rahatsız eden kıyafetiyle ne yazık ki çok bayağı görünüyordu. Daniel Day Lewis'in eşi Rebecca Miller'da kırmızı fiyonklu askıları ve önünde kafam kadar broşu olan elbisesiyle zevksizlik sınırlarını zorlamıştı.15 yaşında olan ve oraya neden çağrıldığına bir anlam veremediğim itici Miley Cyrus, Valentino elbisesiyle kendisinin ne kadar sanslı olduğunu düşünmeme sebep oldu. Bu arada Miley Cyrus ve Heidi Klum'un ödül törenine davetli olup, Angelina Jolie, Charlize Theron ve Reese Witherspoon'un olmaması bana anlamsız geldi.

Mücevherler arasında Chopard, Cartier, Harry Winston, Lorraine Scwartz markaları öne çıkarken, Cameron Diaz'ın sade straplez ve buruşuk! elbisesini neden bir kolye, sallantılı küpeler veya bilezikle süslemediği ben de merak uyandırdı ( Son iki yıldır kıyafet seçimlerinde pek bir isabetsiz ). Saç ve makyaj trendlerinde kıyafetler gibi sade bir hava hakimdi, koyu göz ve dudak makyajı fazla yoktu. Marion Cotillard, Penelope Cruz en hoşuma giden makyaj örnekleri olurken, Jessica Alba da saçıyla ve makyajıyla benden bir heykelcik kaptı. Elbisesini beğendiğim Kathrine Heigl Marilyn Monroe havalarındaki saçı ve fazla turuncu/bronz olan makyajıyla başarısızdı.

Erkekler de ise Armani ve Dior tercih edilen markalardı, Daniel Day Lewis, Patrick Dempsey ve George Clooney görünümleriyle gözümüzü oksadılar.

Bir Oscar ödülleri töreni de böyle bitti ve bence gerek filmler bazında gerek kırmızı halı bazında 80. yılın ihtişamını göremedik. Gelecek sene daha iyilerini görmek umuduyla diyerek, bu yazıyı noktalıyorum.

18 Şubat 2008 Pazartesi

Melankoliklere tavsiye



Hani olur da şu karlı soğuk günleri aşıp, güneşli ama serin geçiş mevsimine ulaşabilirsek mart gibi falan. Hani vitrinlere bahar çoktan gelmiştir, siz de kışlıklarınızdan sıkılmış olursunuz ama hava hala soğuktur ( Burada küresel ısınmayı anmadan geçemeyeceğim, ara mevsimler artık pek olmuyor :() İşte o zamanlarda üzerinize yerleşen ara mevsim melankolisinden kurtulmanın yolu kıyafetlerinize renk eklemek olacaktır. Kışın siyahlar ve griler ile geçtiğini düşünürsek, baharın habercisi canlı renkli bir şal veya bir çantayı kıyafetinize eklemeniz, gelecek güneşli günlere adapte olmanızı kolaylaştıracaktır. Mary Kate Olsen alışılmadık Dior by John Galliano (Soft Dior babe small shopping bag ) sarı çanta ( Çantayı sevmedim, Dior değil de sanki , sıradan başka bir marka gibi görünüyor) mor şal kombinasyonuyla Rachel Bilson yine sarı renkte şalıyla, yaz mevsiminin ve yazın bu hit renginin habercisi gibiler.

10 Şubat 2008 Pazar

Deja vu!!



Bu kelime bu haftasonu bir magazin dergisinde gördüğüm resim karşısında hissetiğimin tam karşılığı. Biz celebrityler diye başlayan cümleler kuran, uzun süredir 2004-2005 yıllarından itibaren Sienna Miller'ın gönlümüze taht kurarak hepimize ilham vermesine ve dünya stil radarına çıkmamak üzere girmesine sebep olan "boho chic" akımını inceden inceye taklit edip, kendini orjinal bir stil ikonu sanan Tuba Ünsal bu işi iyice resmileştirip, Sienna Miller'ın 2007 yılı ocak ayında Factory Girl filminin NYC galasından sonraki partiye giydiği siyah şortlu cesur kombinasyonu yaklaşık 1 yıl sonra, sanırım hiç birimizin görmediğini varsayarak (Aradığı şortu ancak bulabildi sanırım) ülkemiz sokaklarında uygulamayı başarmıştır. Miller'ın vintage üst, 2005 sonbahar - kış sezonuna ait Louis Vuitton botlar ve deri ceketle tamamladığı bu kıyafeti,Tuba da tesadüftür ki yine opak siyah çoraplar, yakası ve kolları kürk detaylı bir ceketle ve yazlık sandaletlerle kombinlemiş. Sienna Miller'ın, 60'lı yıllarda Andy Warhol'un ilham perisi Edie Sedgwick'i canlandırdığı ve biraz şov amaçlı olduğu halde ( Filmi seyrettiyseniz Edie'nin tarzının bu kıyafetle örtüştüğünü görmüşsünüzdür), bu taşınması zor kıyafetle sınırları zorlamış, pantolonunu evde unutmuş, Bridget Jones'un donuyla dışarı çıkmış eleştirilerine maruz kalmıştır. Tuba ise aynı üstte gördüğünüz kötü resim (tüm aramalarıma rağmen, düzgün bir foto bulamadım) gibi kötü bir taklit olmaktan öteye gidememektedir, cadının ona tavsiyesi ise bir an önce taklit etmeyi bırakıp kendi tarzını bulmasıdır. Hepinize iyi geceler :)

26 Kasım 2007 Pazartesi

Bu bu nedir bu??



Sayfamda ele almak istediğim ana baslıklardan birisi daha önce de bahsettigim üzere, kamuoyunun tanıdığı, yerli/yabancı "ünlü" baslıgı altında ele alabilecegimiz kişilerin, kendilerine özgü stillerini de icerecek. Bu tarzlar hakkında fikir beyan ederken, her yerde gordugunuz o toz pembe yorumlara her zaman rastlamayacagınızı tekrar belirtmek isterim.

Dun evde pazar keyfi yaparken Gunaydın ekinde gordugum bir resim ve yazı, beni su an bulundugum kacınılmaz duruma getirmis bulunuyor. Life + adlı kösenin yazarı aynı zamanda moda polisi baslıgı altında o hafta kendince sık gordugu kisi hakkında yorumlarda bulunuyor, bu haftanın konugu da benim genelde fiziksel olarak beğendigim Begum Sen'e ait. İsmini iyi kötü duydugunuzu varsayarak, sizlere giyinirken ne yapmamanız!! gerektigi konusunda nacizane yorumlarda bulunacagım. Kendisi genel olarak Roberto Cavalli ve Dolce & Gabbana cizgisinde bir stile sahip; hayvan desenleri, şatafatlı kıyafetler, kürk, işlemeli elbiseler.. gardrobunda önemli bir yer tutuyor. Resme ilk baktığımızda gozumuzu alan bir parlaklıkla karsılasıyoruz, her parça ayrı telden bir parıltıya sahip. Ayrı ayrı ele alırsak; bronz Dolce & Gabbana trençkot iddialı bir yapıda, sade bir kıyafetin üstüne giyildiğinde kıyafeti farklılaştıracak bir parça, benim tarzım olmasa da giyilebilecek imza bir parça. Simdi siz bu kendi başına buyruk, göz alıcı parçayı, yine gumus- bronz parlak bir kemer ve Miu Miu gumus parlak botlarla tamamlarsanız ortaya işte bu facia görüntü çıkıyor. Botların yuvarlak burnunu ve düz olmasını sevdim, yine daha sade tercihlerle kombinlendiğinde kıyafete hareket katabilecek karaktere sahip, tüm bunlara rağmen bu kadar birbirinden farklı parlak tonlarda, "ben burdayım" diyen parçanın aynı anda bir araya gelmesi gözümüzü yormaktan başka bir şeye yaramıyor, hepsi bu parlaklık denizinde, değerini bulamadan kaybolup gidiyor. Bu kadar parlaklık size hala yetmediyse, bu kıyafetin bir de içi var ki başka bir alem :) Alttan görebildiğimiz Kate Moss'un Glastonbury müzik festivalinde Alexander McQueen siyah çizmelerle kombinlediğine benzer siyah pvc tayt bize bu kadarı da olamaz dedirtiyor ama oluyormuş. ( Bu kadar parlak kelimesi gecen bir yazı yazabileceğimi hiç düşünmemiştim ama bu kıyafeti başka bir kelimeyle tanımlamak imkansız :) )

Son bir notumda köse yazarına; yazısından gordugumuz uzere, ülkemizde hala marka giyinmenin stil sahibi olmakla es değer tutulması, bizim daha çok yol kat etmemiz gerektiğinin en güzel kanıtı. Bu yazıyı burda bitirirken, dünyada sadece marka giyinen ve paranın alabileceği en pahalı parçalara sahip olan Victoria Beckham sizce neden en rüküşler listesinde? sorusunu oncelikle kose yazarımıza sonra hepinize sorup, herkese ev odevi veriyorum :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...