IFW etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
IFW etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Koza'dan çıkamayan tasarımlar



Istanbul Fashion Week'e merhaba dün akşamki Koza Genç Moda Tasarımcılar yarışması finali ile oldu. ITU Taşkışla avlusunda Styleseeking Zurich ve IFW'nin resmi davetlisi olan blogger Pascal Grob'la buluşup zaten bir sessiz ve hareketsiz olan ortamdan defile çadırına doğru ilerledik. Kırmızı kadifeler ve aynalar kaplı yol düşündüğümüzden uzun sürdü ve sonunda çadıra ulaştık. Salonun büyük bir bölümü tahmin edeceğiniz gibi protokole ayrıldığı için uygun gördüğümüz bir yere konuslanmıştık ki, TrendtasticNY'da bize katıldı. Geçen seneye göre izleme imkanı fazlasıyla artan çadırda, sıcak da gittikçe artarken, teniste başarısı olmayan yegane "tenisçi" Anna Kournikova'nın geldiğini onu kovalayan basın ordusundan anladık. Patricia Field karşımızdan kırmızı bir gölge olarak süzülürken, neden karşı tarafta oturamadık diye üzüldük.  Herkesin zar zor yerini almasıyla assolist kostümü ile Ceylan Saner belirip, şovu başlatabildi.  Daha önce Fashionable Istanbul  kapsamında izlediğim Vivienne Westwood Anglomania şovundaki gibi püsküllerden oluşan perdeye yansıtılan görseller eşliğinde sunulan tasarımlar birer birer geçerken, genelde her şey bize bir şeyleri çağrıştırdı. McQueen, Balmain, Hakan Yıldırım ve Arzu Kaprol etkileri açıkça görülen parçaları izlerken, benim karşıda leopar ceketi, şapkası ve makyajıyla moda dünyasında önemli bir figür olan Anna Piaggi'yi farkettiğim dakika, bu nitelikte birisinin IFW'yi izlemesi ve onunla aynı ortamda bulunabilme sansım sebebiyle benim için gecenin en üst noktasıydı sanırım. Gecenin sonunda, sevinenler şu şekilde belirlendi : Hazır giyim kategorisinde Nil Kandemir, Burçak Ceylan ve Esra Ayşe Akkaya, deri kategorisinde Meltem Özbek ve Özgür Fırat.  Çağrılanların ortamı takdir etmediği ama yerli blog yazarlarının orda bulunmaya layık görülmediği Elle dergisinin partisine gidemediğimiz için, gece ile ilgili izlenimlerim şimdilik bunlar. Bakalım IFW'nin geri kalanında bizi neler bekliyor, anında öğrenmek için ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz, şimdilik kıyafet postuna kadar hoşçakalın :) http://twitter.com/modacadisi


Last night Koza Young Designers Awards has been held in ITU Taskışla where I meet my dear friends Styleseeking ZurichTrendtasticNY and officially invited blogger Pascal Grob. The designs were always inspired by some other designers like McQueen, Balmain, Hakaan and Arzu Kaprol so there weren't many things which were fresh.The crowd was an interesting mosaic from Anna Piaggi to Anna Kournikova. The winnera are in ready to wear category Nil Kandemir, Burçak Ceylan , Esra Ayşe Akkaya and  in leather category Meltem Özbek ve Özgür Fırat. Please follow my twitter for the updates about IFW, see you soon :).

Defile öncesi Styleseeking Zurich ve Pascal ile biraz çene çaldık /A little chit chat before the show with Styleseeking Zurich and Pascal.


Normalde bloga koymazdım ancak ayakkabılarımı sevdiğini söylediği için ona bir ayrıcalık yapabilirim :) / Normally I don't post her pic on the blog but I'm making an exception just because she said she liked my shoes :)

Kafes isimli bu elbisenin arkasındaki kuş detayını keşke daha iyi görüntülemiş olsaydım :( / This dress was called Cage, I wish I had a better picture of the beautiful bird detail on the back :(.

24 Ağustos 2010 Salı

The Girl Was Bad, The Girl Was Dangerous


Günlerdir devam eden IFW heyecanı, benim için bu akşam yapılacak Koza Genç Moda Tasarımcıları finaliyle başlayacak ve bu hafta boyunca devam edecek. Son gelişmeleri takip etmek, IFW'de neler oluyor öğrenmek için blogu ve twitter ımı takipte kalın :)

Kıyafete gelecek olursak, çok sevdiğim MJ tişörtüm, bu IFW'de olmayacak olsa da,yeni gözdem Hakan Yıldırım for Koton şortumla güzel bir birliktelik oluşturdu, üstelik supriz indirimle bana oldukça ucuza mal oldu ;).

Istanbul Fashion Week haze has been around for a while and the kick off  for me will be tonight with Koza Young Designers Contest final so for catching up with the latest news  and what's happening at IFW, stay tuned with the blog and my  twitter :)

About the outfit; my favorite MJ tee, having a great relationship with a new pair of shorts from Hakan Yıldırım for Koton ( You know him as Hakaan) unfortunately whose collection,we'll not be available on the runway at upcoming IFW.


Tişört /Tee: Nice& Traditional
Sort (Yeni )/ Shorts(New): Hakan Yıldırım for Koton
Sandaletler / Flats: Topshop
Çanta/ Bag: Anya Hindmarch
Saçbandı(Yeni) / Hairband( New) : Accessorize
Gözlük /Sunnies: Marc Jacobs
Bileziklerler /Bracelets: Accessorize, Markafoni, Atlas Pasajı, Tiffany &Co.


19 Ağustos 2010 Perşembe

Happy like polka dots


Suada'da geçirdiğim tembel bir günün ardından evdeyim. Bu kadar rahatlık hissi ve dün post yapamamış olmanın birleşimi, bana şu saate bu postu yazdırıyor.Önümüzdeki haftadan itibaren 25-28 Ağustos'ta gerçekleşecek İstanbul Moda Haftası sebebiyle, bu blog oldukça yoğun günler yaşayacak,umarım bu seneki yolculuğumda da beni yalnız bırakmazsınız. Bu aralar cici elbiselere ve feminen bir görünüme merak saldım, bu kıyafette onlardan biri.

I had a lazy day at Suada, now I'm at home. This relaxed feeling and lack of posts from yesterday is forcing me to write this post at this hour. From next week this blog will go through a busy time because of Istanbul Fashion Week which will be held between 25th -28th of August so hope you'll be joining me in this journey. I'm really into girly dresses and feminen looks lately so this outfit is one of them.



Elbise(Yeni) / Dress( New): Only
Ayakkabı / Shoes: Bershka
Çanta / Bag: Ebay
Bilezikler / Bracelets: Accessorize, Park Bravo
Yüzük / Ring: Pull & Bear
Gözlük /Sunglasses: Marc Jacobs

9 Şubat 2010 Salı

Partners in crime


IFW'nin son günü kıyafetimle ilgili ipucu vermiştim, şimdi sıra tüm kıyafeti post etmeye geldi. Ayakkabılarımın öne çıkmasını istediğimden, sade bir kıyafet seçtim, küçük detaylarla kıyafetime hareket kattım, daha önce sorulduğu için, suç ortağım  D.'nin kıyafetini de renk olsun maksadıyla sizlerin beğenisine sunuyorum.

You saw the sneak preview of my outfit on the last day of IFW, now it's time to post everything. I just wanted my shoes stole the scene so I chose a simple outfit, coloured with details. My partner in crime D. was with me so I'm adding her style just for a chance.

Ceket(Yeni) /Jacket (New) Topshop
Pantalon ve üst (yeni) / Pants and Top(new) :Zara
Ayakkabılar /Shoes: Gucci
Çanta /Bag: Longchamp
Atkı /Scarf: El örgüsü /Knitted
Küpe /Earrings: Vivienne Westwood
Bileklikler/ Cuffs: MNG,Marc by Marc Jacobs




Pantalon/Pants: H&M
Hırka/cardi: MNG
Tişört /Tee: Topshop
Botlar/Boots: Chloé
Çanta/Bag: Vintage

7 Şubat 2010 Pazar

IFW de bitti


Dün ilk olarak 18:00'deki Elaidi defilesine katılmayı planlarken, önemli bir ayrıntı olan fotoğraf makinesinin pilini şarjda unutunca, bir u dönüşü ile eve gidip defileyi kaçırdık. Tamirane'de pancar cipsi ve kişle geçiştirilen mide kazıntısı sonrası ilk defilemiz ilhamını kara kargalardan alan Hatice Gökçe oldu. Koreografisi diğer şovlara göre farklıydı, modellerin ani kafa çevirişlerle , izleyicilere haşin bakışlar fırlatmaları önce şaşkınlıkla karşılansa da, alışıldı, şapkalar oluşturulmaya çalışılan karga imajını iyi tamamladı.Koleksiyon kargaların parlak tüylerine gönderme yapan parlak siyah kumaşlardan takımlar, ayrı parçaları içerirken transparan detaylar, kalın örgüden uzun elbiseler ve yine örgü pantolonlar dikkat çekse de giyilebilirliği ve modellerin üzerinde bile kötü duruşlarıyla akıllarda soru işaretlerine sebep oldu. İlk kez bayan koleksiyonunun da sergilendiği, uniseks tasarımları da içeren defilenin en kayda değer parçaları bana göre deri olanlardı, farklı kesimleri  ve datayları hoşumuza gitti.

For us the first show of the closing day was Hatice Gökçe, she was inspired by the black crows.It was like a unisex collection and  also  the  debut for the women's collection.


Günün en ilgi gören defilesi kuşkusuz Hakan Yıldırım for Koton defilesi idi,  erken saatte doldu, sıralarda otobus misali biraz ilerleyelim beyler muamelesi yapıldı. Defile konukları için hazırlanan torbaların içinden  Maybelline'den ruj, üzerinde koleksiyonu simgeleyen kelimeler bulunan bir küp ve Koton katalogu çıktı, rujun kırmızısının da olduğu söylense de bizim sansımıza çıkan  sedefli pembe rengin pek sansı yoktu :). Zamanında başlayan defilede ilk sunulan triko hırka, kazak ve taytlar beni biraz korkutsa da, bir süre sonra olay daha ümit verici hale geldi. Gri pelerin, safran ve mavi renkli mini ipek görünümlü elbiseler, üzerleri baskılı triko elbiseler, Sherlock Holmes'a gönderme yapan paltolar  bunları ben giyerim dedirtirken yüksek bel, ekose, renkli çoraplarla seneye ne giyileceğinin sinyalleri verilmiş oldu.

The second show was belong to Hakan Yıldırım for Koton collection, there were nicely done casual pieces I'd  like to wear like gray cape, bright colour dresses and Sherlock Holmes inspired coats.

Beklerken fotograf çekerek biraz vakit geçirdik.
We were goofing around before the show.




Defile olmadığı zamanları yine farklı tarzlar arayarak geçirdik ancak dünkü kadar şanslı değildik.


Ahu Yağtu, tarzı ve Second Chance gibi keyifli bir vintage dükkanına sahip olmasıyla sempati duyduğum bir isimken, fotoğrafını çekmek istediğimde takındığı tavır ve yüz ifadesiyle bazı insanların dış güzelliklerinin içlerine yansımadığının güzel bir örneğiydi.

She was so rude while I asked for her photograph.


Marc Jacobs'ın izinde

Following the foot prints of Marc Jacobs

Saç aksesuarı kayda değerdi.
Headpiece was worth to see.


İki renkli çoraplara dikkat.
Watch the two tone thights.


Er kişiye not: Kısa zamanda sevebileceğiniz bir iş bulmanız dileğiyle  :)

Defile sonrası kapanış partisi için enerji santraline yöneldik,. İlk kez geldiğim bu güzel müze ah burada fotoğraf çekimi yapmalıyız dedirtirken , kalabalık bir parti için bana pek uygun bir seçim gibi gelmedi. Yaklaşık 1,5 saat kadar kaldığımız partiden ayrılıp geceyi Den Cafe ve Corridor'da noktaladık.

İki gününe katılabildiğim 4 günlük moda haftasıyla ilgili diğer notlarıma gelince:

* İlkine katılmış biri olarak herkes gibi Santral Istanbul'un bu olay için daha uygun bir yer olduğunu düşünüyorum.

* İlkine göre fazlalaşan oturma düzeni defileleri daha rahat izleme olanağı yarattı.

* Fashionable Istanbul'dan sonra blog yazarlarının resmi olarak davet edilmesi ile biraz daha ilerleme kaydedildi, farklı bakış açılarıyla anında bilgi aktarımına olanak sağlandı.

*Çadır biraz özensizdi, bekleme alanı biraz azdı, özellikle son gün fuar alanının kapanması ile bu hissedildi ancak daha iyisini yapmanın daha fazla para demek olduğunu hepimiz biliyoruz.

*Meg Ryan olayına şimdiye kadar değinmemiştim ancak artık z listesinde olan, tarzıyla hiç bir zaman gündeme gelmemiş, kırmızı halıda esamesi okunmayan birinin açılış için o kadar para verilip buraya getirilmesi anlamsızdı. Meg Ryan'ın gelişinin sponsor desteğini arttırdığı söylense de Istanbul'un moda merkezi olma yolunda ilerlemesine bir katkısı olmadığı gerçektir. Moda etkinliğine film yıldızı getirmek daha önceden yapılmış bir şeydir, böyle bir şey yapılmasaydı bence daha karakterli ve tutarlı bir seçim olurdu.

* Bu Meg Ryan konusundan çıkışla biraz beyin jimnastiği yaptığımızda illa biri getirilecekse mesela bu en iyi giyinen listelerinde ilk sıralarda yer alan, kendine ait moda markası olan Sienna Miller olabilirdi. Çok gerekli olmasa da belki ablası ile kurdukları Twenty8twelve markasının bir defilesi yapılabilirdi. Bunun dısında yine aynı durumda olan Mary Kate & Ashley Olsen, Keira Knightley, yine ünlü modellerden  bazı isimler olaya renk katabilirdi.  Moda alanında sözü geçen Suzy Menkes, Hilary Alexander gibi isimlerin IFW'yi izlemesi sağlanabilirdi veya sitesi binlerce kişi tarafından izlenen Style.com'la güzel ortak çalışmalara imza atan Scott Schuman  diğer adıyla The Sartorialist getirilip, buradan karelerle ülkemizde de moda adına bir şeyler olduğu dünyaya gösterilebilir, belki gelecek kitabında Ece Sükan dışında buradanbaşka  birilerinin de olmasına imkan verilirdi.

*Yemek imkanları çok kısıtlı  ve sunulanlar lezzetsizdi.

*Bir öncekinde IFD'de defileler dışardaki ekranlara verilip izlenme imkanı sağlanıyordu ancak yetişemediğimiz Elaidi defilesini bu şekilde izlemek mümkün olmadı.

* Türkiye'nin diğer önde gelen markaları da olaya dahil edilerek çeşitlilik sağlanabilirdi.

*Fuar alanındaki markalar daha özenli seçilebilirdi.

Moda dünyasında ilerleme yolunda önemli adımlardan biri olan bu organizasyonun ilerde aksaklıklardan ders alıp daha iyi bir duruma geleceğine inancım tam, her şeye rağmen parçası olmak benim için güzeldi.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...