Burada biraz üşüsem de, pazar günü ilkbaharın geldiğine inanmıştım, en azından bir sonraki sabaha kadar. Pazar takvimimiz yeme-içme ve rahatlama üzerine kurulduğu için, güne Rumeli Hisarı Kale Cafe'de kahvaltıyla başladık. İşimizi 11:30 gibi bitirip oradan ayrılmaya hazırlanırken, akın akın gelen insan ve araba kalabalığından sıyrılabildiğimiz için ayrıca mutlu olduk. Bu mutluluğun sebebini, İstanbul'lu olan çok daha iyi anlar :) Eve dönüp, biraz evle uğraştık, monte edilen bir banyo dolabı ve kutusundan defolu çıkan bir balkon masası keyfimizi kaçırsa da ( Bu ev işlerinin zaten bir kere sorunsuz hallolduğunu göremedim :( ), değişiklik yapmak için Cevahir Koçtaş'ın yolunu tuttuk ki, bu Pazar günü yapmayı planladığımız bir aktivite, değildi. Neyse, bir şekilde işimizi bitirip, güneş gitmeden Akın Balık'a vardık, güne mutlu noktayı pazar rakısıyla koyduk.
I was kinda cold in these pics but on sunday I believed that spring is here to stay , errmm 'till monday morning. Our sunday schedule was focussed mostly on eating and relaxing so we went to Kale Cafe in Rumeli Hisarı for breakfast. By 11:30 we managed to get out there while crowds of Istanbul people attacking the area. We were so happy to dodge that crowd and you would have a better understanding why if you were an Istanbuller :) . We reached home and did some stuff at home but unfortunately our nice outside table was broken in its box. Going to Cevahir Koctaş wasn't our plan on a sunday but we did all we had to do and managed ending the day with a great early dinner at Akın Balık.
Ceket, gömlek,
pantolon /
Jacket, shirt, pants: Zara
Çanta/ Bag: Marc by Marc Jacobs
Gözlük/Sunnies: Kenneth Cole Reaction
Yüzükler/ Rings: Loopie Love, Swatch, H&M
Kolye /
Necklace: Roberto Bravo