Vogue Turkey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Vogue Turkey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
7 Ekim 2011 Cuma
Friday I'm in love
Bugün güzel bir cuma. Hava güneşli, ben keyifli, 1 haftadır uzaklarda olan sevgili yolda, tatile çıkmaya 2 gün kala ben mutluyum :). Bu mutluluğumun bir kısmını sizinle de paylaşmak, bugün sizi de el verdiğince mutlu etmek istiyorum, ama nasıl?
Marmara Forum Alışveriş Merkezi'ni duymuşsunuzdur. Bu alışveriş merkezi en büyük H&M mağazasına sahip olmakla beraber, 1-9 Ekim tarihlerinde bir de moda haftasına da ev sahipliği yapmaktadır. Bu moda haftası ünlülerin sanat eseri kıvamında şapkalarını içeren bir sergi, defileler, güzellik noktaları ile bir festival havası estirirken, mesela bugün saat 20:00'de başlayacak defileye giderseniz Vogue Türkiye'nin Temmuz sayısı kapağında yakışıklı Jon Kortajarena ile arz-ı endam eden, tarzını benim fazlasıyla beğendiğim ünlü model Dree Hemingway'i podyumda izleyebilirsiniz.
En büyük H&M orada dedim ya işte bu kısmı sizi fazlasıyla ilgilendiriyor çünkü bugün 2 kişiye 50şer tllik H&M hediye çeki vereceğim. Bu çekler yalnızca Marmara Forum H&M' de geçerli olacak ve sahiplerine şöyle ulaşacak:
* Beni twitterdan takip etmeli ya da blogumun sayfasını Facebook'ta beğenmelisiniz. ( Beni bir de arkadaş listenize eklemek isterseniz ki, bu yarışma koşulu değil, iste profil sayfam bu . Beklerim :) )
* Bu postun altına yeni sezondan en çok almak istediğim şey ....... ( İlla H&M olması gerekmiyor) diye yorum bırakmanızı rica ediyorum çünkü neleri beğendiğinizi merak ediyorum.
* Bu yorumlardan 25. ve 50. kişi çeklerin sahibi olur, unutmayın herkesin 1 yorum bırakma hakkı var!.
Yorumlar istenilen sayıya ulaştığında, muhtemelen akşama doğru sonuçları açıklayacağım.
Herkese mutlu cumalar, iyi şanslar!
Etiketler:
Alışveriş,
Dree Hemingway,
HandM,
Vogue Turkey,
Yarışma
21 Ağustos 2011 Pazar
Iphone günlüğü 8
Hey beni hatırladınız mı?? Bu yazı bir kusura bakmayın uzun süredir post yapamadım ama sebeplerim vardı yazısı. Ofiste durumlar yoğun, bir de taşınıp,bir süre internet bağlantımız da olmayınca buraları biraz aksattım. Bu stresli günleri geride bırakmak için şu an Çeşme'de kısa bir tatildeyim, tatil boyunca post yapamasam bile, twitter ve instagramda daha aktif olacağım.
Affımı rica eder, iyi pazarlar dilerim :)
Hey do you remember me?? This post is all about asking forgiveness and saying sorry lack of posts. Work was busy, we moved the officeand couldn't get internet connection almost for a week. After all, now I'm in a short holiday in Çeşme now, trying to release all the pressure. Maybe I won't be able to post soon but you can always follow me on twitter or instagram.
Please forgive me and have a nice Sunday :)
1 Mart 2010 Pazartesi
May the force be with Vogue Turkey
Geçen hafta cumartesi akşamı aralarında Roxy'deki Star Wars partisini de içeren bir planla evden çıktığımızda, bunun çeşitli sebeplerden dolayı gerçekleşmeyeceğinden haberimiz yoktu ( Küçük/yanlış mekan seçimi yüzünden potansiyelin değerlendirilemediğini düşünüyorum,ayrıca hiç bir yerde, ne bir foto, ne de nasıl geçtiği ile ilgili bir yorum göremedim) oysa ki ben siyah kıyafetim ve örümcek ağı benzeri çoraplarımda her an karanlık tarafa geçecek gibi duruyordum :) .
On that saturday night we decided to go a couple of places including Star Wars party at Roxy however we couldn't make it for some reasons, I was more than ready to join the dark side with my all black outfit and webnet tights :)
On that saturday night we decided to go a couple of places including Star Wars party at Roxy however we couldn't make it for some reasons, I was more than ready to join the dark side with my all black outfit and webnet tights :)
Elbise(Yeni)-ceket(Yeni) -Kolye / Dress (New) -Jacket (New)-Necklace: H&M
Çanta ve çorap/ Bag and tights: Topshop
Siyah yüzük/ Black ring : Pull&Bear
Botlar/Boots: KG by Kurt Geiger
Bu postu bitirmeden önce, ben de gündeme uyarak, izninizle geçen haftadan beri incelediğim Vogue Türkiye ile ilgili bir kaç şey söylemek istiyorum. 562 sayfalık mini bir ansiklopedi kıvamındaki derginin baştan sona sadece sayfalarına bakmak bile bir hayli zaman alırken, vakit buldukça okumaya devam ediyorum. Dergi çıkmadan önce Vogue'un diğer versiyonlarına bakınca nerede olacağı benim için de öncelikli merak konusu idi. Sonuçta Vogue her ne kadar Madonna'nın sevdiğimiz bir şarkısı olsa da, modayı seven çoğu kişi için modanın ta kendisi sayılmaktadır. Bunun önemini sevdiğimiz dizi karakteri Carrie Bradshaw'dan bir alıntı belki de daha iyi açıklar "When I first moved to New York and I was totally broke, sometimes I would buy Vogue instead of dinner. I just felt it fed me more." ( New York'a ilk taşındığımda beş parasızdım, bazen yiyecek yerine Vogue alırdım, beni daha fazla beslediğini hissederdim) . Durum bu olunca, geçen hafta çıktığı ilk gün dergiyi aldım. Kapak çalışması herkesin bildiği üzere ben kendisine çok bayılmasam da, modelliği ve başarısı tartışılmaz Jessica Stam'le yapılmıştı, sade ve hoş ancak bana kalırsa çok akılda kalıcı bir kapak değil. İlk sayıda reklam hedeflerinin tutturulduğunu görmek oldukça sevindirici, pek çok kişi reklamlardan şikayet etse, de, derginin bize ulaşmasını sağlayan ve modanın önemli bir parçası reklamlar, öyle olmasa moda evleri neden en iyi fotoğrafçılarla, modellerle çalışıp, farklı şeyler üretip bir sürü para harcasınlar değil mi? :) Aynı ilginin daha sonra da devam etmesi ama reklamlarda belirli bir standartın korunması en büyük dileğim.
İçerik konularına değinecek olursam, ilk sayı olduğu için bana da biraz her telden çalıyormuş gibi geldi, bu biraz karışıklığa yol açarken, bir yandan da herkese kendine uygun bir şeyler bulabilir diye düşündürttü. Eski yerli top modellerle yapılan çekimi genel olarak bulanık ve karanlık bulsam da Heather Marks'ın olduğu çekimler, eski eskizlerden üretilen yeniler ve Vogue'un Türkiye aşkını anlatan eski fotoğraflar en çok beğendiklerim oldu. Türkiye'de 1-2 tanesi hariç blogları görmezden gelen dergiler yerine bloglara ayrılmış bir sayfası olan bir dergi görmek bünyeme iyi geldi, ilk seçimin de izlediğim Garance Dore olması ayrı bir hoşluktu. Çekimlerde yapılan stylinglerin diğer yerli dergilere göre daha cesur ve farklı olması hoşuma gitti, umarım bu, herkese içinden geldiği gibi giyinme ve risk alması yönünde gereken cesareti verir.
Sonuç olarak, benim bu dergiyi sevdiğimi söyleyebiliriz, ilerleyen zamanlarda biraz daha değişip, gelişip, daha az yabancı destekli ( Yerli moda fotoğrafçıları, yerli yazarlar, yerli modeller,yerli moda editörleri ile Vogue kalitesinde işler görmek istiyorum), kendi karakteri olan bir dergi olma yolunda ilerleyeceği yönünde ve ülkemiz modası adına yeni ufuklar açacağına inanıyorum.
We just had our very own Vogue in Turkey last week. It was a huge first issue ( 562 pages) with Jessica Stam on cover, mostly I can say I like this mag and I'm sure it will find itself more in the future and will open new horizons for Turkish fashion.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)