18 Şubat 2008 Pazartesi

Gisele Bundchen- Max Factor elele, hep beraber türbüne(!!!)


Gisele Bundchen'nin Victoria's Secret ile anlaşmasını bittiğinde kariyerinin de biteceğini mi sandınız? O güzellik ve popülerlikle böyle bir durum söz konusu bile olamaz :) Viktorya'nın sırrına servetinin ve ününün önemli bir bölümünü borçlu olan Brezilyalı güzelimiz çok geçmeden yeni bir anlaşmaya imza atmakta gecikmedi. Enews sitesinin haberine göre Max Factor, Gisele i 2,5 milyon dolar karşılığı, 2 yıllığına renklerine bağladı. Markanın uluslararası yüzü olacak süper modelin şu an markanın yüzü Carmen Electra'yı ekarte edip etmediği sorusu akıllara gelirken, kaynaklar kampanyanın yazın başlayacağını haber verdi. Forbes'un en çok kazanan listesinde modeller arasında geliriyle, 2007 yılı içersinde ilk sırada yer alan güzelimizin, anlaşma ile ilgili olarak heyecan duyduğu gelen bilgiler arasında, 2,5 milyon karşılığında sadece heyecan duymak çok "cool " bir tepki :))


Markanın su an sadece bir maskarasına sahip olsam da, benim eve alıp beslemek istediğim makyaj gurusu Pat McGrath'ın danışmanlığında, imajını gözümde düzeltmeye başlayan Max Factor'un, Gisele Bundchen'i de saflarına katması ilerde makyaj ürünü seçimlerimde ne kadar etkili olacağını hep beraber göreceğiz.

14 Şubat 2008 Perşembe

HAPPY VALENTINE'S DAY!!!




Sevgilisi olan, olmayan, isteyen, istemeyen, plan yapan veya umursamayan herkesin gününü kutlarım. Kutlamak adettendir değil mi? Eeeveett, neyse benim için bugün liseden sonra önemini yitirdi dolayısıyla, ben umursamayanlar kategorisindeyim. Önemsemiyorum diyorum ama aklıma da takılmadı değil, hani bu akşam bir planım olsa dışarda, ne giyerdim diye. Ne giyeceğine hala karar verememiş olanlar veya daha sonrası için iki adet seçenek oluşturdum, bakalım hosunuza gidecek mi?
1. seçeneğimiz biraz spor- şık bir tarz; daha günlük kıyafetlerin tercih edileceği mekanlar için uygun olur. Gelecek sezonun rengi olan parlak mavi renkte bir üstü, jean( J Brand Love Story modeli, henüz edinemedim :( ), siyah burnu açık bir ayakkabı ( burda kendisi Christian Louboutin'dir, canıım !!), büyük bir portföy, krem rengi bir palto ve renkli bileziklerle tamamladım, saçlar da stilimize uygun at kuyruğu :)


2. seçeneğimiz ise parti kızları için uygun; bu gece planı önce mum ışığında yemek, sonrası dans etmek olanlar için. Yine canlı yeşil renkte bir elbise, altın rengi ayakkabı, portföy ve takılarla kombinledim. Üstümüze de zamane trendi deri ceketimizi attık mı bizden havalısı olmaz. Siyah opak çoraplarınızı ve bu kadar altın detaydan sonra saçlarınıza abartısız bir fön çektirmeyi unutmayın.


Artık ne giyeceğim derdinden kurtuldunuz :p Hepinize aşk ve keyif dolu saatler dilerim :))

11 Şubat 2008 Pazartesi

2008 İlkbahar-Yaz Ayakkabı dosyası



Geçtiğimiz haftalarda yapılan New York moda haftasından sonra önümüzdeki yılın trendleri konuşula dursun, ben daha yakın bir zaman dilimine odaklanmış bulunuyorum. Ayakkabı konulu anketim bittiğinden beri önümüzdeki ilkbahar- yaz ayakkabı trendlerinden bahsetmek istiyordum. Ankete 30 kişi katılmış olsa da, bu çoğunluğun pek ayakkabı düşkünü olmadığı ortaya çıkan sonuçtur, belki de siz iflah olmaz çanta koliklerden siniz hıı??


Neyse efendim, gelelim havalar ısınınca neler giymemiz öngörüldüğüne. Bu sene ayakkabılar sevimli sıfatından çok uzak, modellerin pek çoğu cesurluk ve yaratıcılık sınırlarını zorlamakta. Geçen sene aldığımız platform, rugan, egzotik deri ( krokodil, yılan..vs), koni topuklar, stilettolar ve babetler giyilebilirliğini korurken, bu yaz bot- ayakkabı karışımı türlerin yeniden yorumlanması Gucci, Peter Som, Chloé, Chanel podyumlarında göze çarpmakta, siz de benim gibi oxford ayakkabılarınızdan kopmak istemiyorsanız, bu ayakkabılardan edinmeniz kaçınılmaz olacaktır.


Çarpıcı renk ve desenler bu yazın ayakkabılarında öne çıkan trendlerden, Miu Miu, Prada, Dries Van Noten podyumlarında güzel örneklere rastlamak mümkün. Bu yaz dolgu topuklarda az da olsa bazı tasarımcılar tarafından kullanılmakta, Phillip Lim, Allessandro Dell' Acqua ve Alberta Ferretti geyşa etkileşimli yüksek ve bantlı tasarımlar yapmışlar.Bunların dışında oxford stili dolgu topuklarda var, Michael Kors, Chanel ve Calvin Klein öncülerden.


Çok sevdiğimiz gladyatör sandaletleri de her zamankinden daha detaylı ve dizlere kadar uzanan yorumlarıyla beğenimize sunulmuşlar, aynen Balenciaga, Givenchy ve D&G'de olduğu gibi ama benim bu seneki favorim kesinlikle Burberry gladyatör sandaletleri.



Benim 2008 İlkbahar-yaz ayakkabılarında ilk beşim şöyle sıralanabilir:



1.Gucci Shoeboots


2.Burberry gladyatör sandaletleri


3.Gucci siyah rugan sandaletler


4.Versace turuncu rugan ayakkabılar


5.Pierre Hardy shoeboots



Sizin fikriniz nedir, hangi modeller sizin dolabınızda yer bulurken hangileri asla asla durumunda olacaktır?


Resim altı ilk sıra soldan sağa ( benim ilk beşim) : Gucci, Burberry, Gucci,Versace, Pierre Hardy
İkinci sıra soldan sağa: Cholé, Chanel, Balenciaga, Prada, Prada, Sonia Rykiel,Alexander McQueen
Üçüncü sıra soldan sağa: Miu Miu, Dries Van Noten, Balenciaga, Phillip Lim, Chanel, Alberta Ferretti.

10 Şubat 2008 Pazar

Deja vu!!



Bu kelime bu haftasonu bir magazin dergisinde gördüğüm resim karşısında hissetiğimin tam karşılığı. Biz celebrityler diye başlayan cümleler kuran, uzun süredir 2004-2005 yıllarından itibaren Sienna Miller'ın gönlümüze taht kurarak hepimize ilham vermesine ve dünya stil radarına çıkmamak üzere girmesine sebep olan "boho chic" akımını inceden inceye taklit edip, kendini orjinal bir stil ikonu sanan Tuba Ünsal bu işi iyice resmileştirip, Sienna Miller'ın 2007 yılı ocak ayında Factory Girl filminin NYC galasından sonraki partiye giydiği siyah şortlu cesur kombinasyonu yaklaşık 1 yıl sonra, sanırım hiç birimizin görmediğini varsayarak (Aradığı şortu ancak bulabildi sanırım) ülkemiz sokaklarında uygulamayı başarmıştır. Miller'ın vintage üst, 2005 sonbahar - kış sezonuna ait Louis Vuitton botlar ve deri ceketle tamamladığı bu kıyafeti,Tuba da tesadüftür ki yine opak siyah çoraplar, yakası ve kolları kürk detaylı bir ceketle ve yazlık sandaletlerle kombinlemiş. Sienna Miller'ın, 60'lı yıllarda Andy Warhol'un ilham perisi Edie Sedgwick'i canlandırdığı ve biraz şov amaçlı olduğu halde ( Filmi seyrettiyseniz Edie'nin tarzının bu kıyafetle örtüştüğünü görmüşsünüzdür), bu taşınması zor kıyafetle sınırları zorlamış, pantolonunu evde unutmuş, Bridget Jones'un donuyla dışarı çıkmış eleştirilerine maruz kalmıştır. Tuba ise aynı üstte gördüğünüz kötü resim (tüm aramalarıma rağmen, düzgün bir foto bulamadım) gibi kötü bir taklit olmaktan öteye gidememektedir, cadının ona tavsiyesi ise bir an önce taklit etmeyi bırakıp kendi tarzını bulmasıdır. Hepinize iyi geceler :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...