9 Ağustos 2010 Pazartesi

Pazartesi sayıklamaları


Yine "en sevdiğimiz gün" geldi ama bir hafta sonu geçti. Cuma iki kadeh şaraptan sonra, klima karşısında uyuya kalıp askere gidecek arkadaşlarımızı koltuktan uğurladık. Cumartesi Chanel ve Mac (Çok sevdiğim, limitli üretim Black Russian :( )  göz kalemlerimin bir şekilde ortadan kaybolması ile kendimi Sephora'ya atmak istedim, tam hepinizin bayıldığı mavi ojeye elimi atmıştım ki, sevgilimden gelen telefonla üst kata doğru koşmaya başladım. 5 dk. sonra gösterilecek "Başlangıç" adlı filmde bulduk alelacele kendimizi. İnsanın hayal dünyasının sınırlarını zorlayan bu film beni biraz sıktı mı ne, şimdi Sephora'dayız başladığım yerde. Bu sefer onların suya dayanıklı kalemine şans veriyorum, nasılsa kaybediyorum diyorum. Çıkışta,  aylardır karşıya ( Bostancı) taşındıkları evlerine çağıran arkadaşım, "akşama bize gelin" diyor. Bir şort, bir tişörtle nemli Istanbul havasında, kendimizi atıyoruz onlara. Ne zamandır görmediklerimiz de orada, hasret gideriyoruz. Pazar günü benim su kenarı isteğim tavan yapınca gittik bir havuza. Hava sıcak ama güneş  bizden yana değil, bir görünüyor, bir gidiyor kara bulutların arkasına. Üstüne üstlük hafif bir yağmur da çiseliyor utanmazca. Bir anne kedi ve 6 yavrusu günümüzü aydınlatıyor, ara ara onları izliyoruz, ne kadar da mutlu ve tasasızlar :) Saat 17:00 civarı artık eve gitme vaktidir diyorum, akşama güzel bir yemek yiyelim konusunda hem fikiriz. Eve uğrayıp kendimize geliyoruz, akşamı Big Chefs Tünel'de yenen yemekle bitirip, dolu ve mesut midelerimizle evin yolunu tutuyoruz.

We finished another weekend and it's "our favorite day" again. On friday, after 2 glass of wine, we fall asleep on the couch and missed our friends' farewell party. I lost 2 eye pencil lately one is from Chanel and one is from Mac (I loved limited Black Russian a lot  ) and wanted to go Sephora. While my hands were on the Blue Curaçao nail polish that every one loved, my boyfriend called me and said the movie “Inception” will be on in 5 minutes. I rushed to the top floor but this movie on the edge of our dream worlds couldn’t get me, in fact I’ve found it rather boring. After my Sephora shopping ( I gave a chance to their waterproof eye pencils, I lost them anyway ), I had a call from my friend that moved to the Asia side and she said come to us for dinner. We eagerly accepted this offer because it’s been some time that we didn’t have a chance to meet. On Sunday, going to a pool side, looked like a bright idea. However, the sun wasn’t agreed with us although it’s 34 degrees, it went and came back again and again. We had a few drops,too and decided it’s not our lucky day. Thanks to a mommy cat and her six kittens made our day, they were so playful and happy. The our pool time was up around 17:00 o’clock and we headed to home for refreshing up and finished the evening with a yummy dinner at Big Chefs Tunel.


Mutsuz ve huysuz kedim Sander.
My unhappy and grumpy cat Sander.


Elbise / dress: Topshop
Sandaletler / Flats: H&M
Çanta / Bag: BCBGMaxAzria
Gözlük /Sunglasses: Mango

17 yorum:

Unknown dedi ki...

aydınlık fotoğraflar iç açıyor elbise çok yakışmış sana

Beril Öke Gülen dedi ki...

Sander'i benim için de öpün :)

resmen kedi delisiyim..
sokak kedilerini bile sıkıştırıp öpesim geliyor :)

erkek arkadaşımın kedisi Stu'dan sonra kedi sevgim yeniden tavan yaptı :))

Styleseeking Zurich dedi ki...

Aww Sander cok tatli..
Bu sandaletleri sevmiyorum ama elbisen cok hos!

Adsız dedi ki...

ovv bu elbisenin siyahından var bende de, orjinal topshop ama pasajdan :)beyazı daha mı güzelmiş ne :))) ayşe

Judy Abbott dedi ki...

ne muhteşem bir kedi bu öyle, burnunun ucunu öp benim için. canım maşallah.

Unknown dedi ki...

fotoğraflar gerçekten çok farklı ve güzel görünüyor:)

vintage peony dedi ki...

Sander'i ben de öpmek istiyoruuuuumm!!!

Adsız dedi ki...

kombin tamamen çok hoşuma gitti ama özellikle gözlük ve çanta çok güzel :) bir de son fotoğraf çok iyi, hangi makineyle çekildi bu fotoğraflar diye sorsam? :)

deniz saatçioğlu dedi ki...

Çanta, gözlk ve elbise süper! Tabii Sander de..

Unknown dedi ki...

Modarator: Eve erken gelmiştim,sağol :)

Beril: Hele bu aralar sokaklar bebek dolu, ben de hepsini teker teker mıncıklamak istiyorum :)

S.Zurich: Lily'e selamlar :))

Ayşe: beyaz bence desenlerini daha iyi gösteriyor ama tip olarak hoş bir elbise :)

Judy: Öptüüm hehehe.

K.M.M.: Biraz üzerlerinde oynadım, çok bir şey yapmadım ama beğendiğinize sevindim .

V.P: İzin verirse neden olmasın :)

Pinksugarr: Sağol, hep kullandığım Canon 1000d.

Deniz: Çok teşekkürler, Sander'de ellerinizden yalar :))

*STYLEBOOM* dedi ki...

sander ne guzel:)

DB JUNK dedi ki...

Elbisen çok tatlı sana da çok yakışmış, yalnız hafiften bir tekstil boyası ile kontür geçmeli:) Kedin Sander'a bayıldım, ne sevimli:)

Deli Aşına Kendi Gönenirmiş dedi ki...

kedi görğnce dişlerimi sıkarak mıncıklama isteğim tavan yapıyor. ne doğal yazmışsın ayrıca.
x

zep_bilgen dedi ki...

anlatımın bana ilk kez bu kadar doğal ve samimi geldi cadı.kızma olur mu? :) çok hoşuma gitti açıkçası.normalde uzun yazılar sıkar beni ama bu kez hiç sıkılmadım :) elbisen çok yakışmış, dier yorumlara katılıorum daha aydınlık ve farklı sanki fotoğraflar. çok güzel olmuş.
sevgiler..

www.utopikprenses.blogspot.com

Unknown dedi ki...

Boom: Çook hehe ama pek huysuz :)

DB: Onu ben bilmem, o sizin alanınız :))

Seda: Bazen geliyor, bazen gelmiyor işte, Sander'i oyle alıp mıncırabildiğimiz gün, o artık Sander değildir :))

Zep: Kızmam şeker, oluyor arada öyle, teşekkürler :)

Adsız dedi ki...

Photoshopın dibine vurmuşsun resmen, oha demek istiyorum!!!

Unknown dedi ki...

Adsız:Ohalık bir durum yok, zaten bende photoshop yok,fotoları küçültürken kullandığım irfanview la renklerle oynadım, hayır ne yapmışım merak ettim, kendimi mi inceltmişim, ne yapmışım? :)))

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...