29 Ekim 2008 Çarşamba

Nihayet
















Yasaklar, teknik aksaklıklar derken kaldığımız yerden devam ediyoruz, herkese tekrar merhaba :)Bu giydiğim kıyafetin etek ve üstünü taa yazın basında almıştım, artık bu ikisinde hafif bir uğursuzluk olduğunu düşünmeye başladım. İlhamını Luella 08 yaz koleksiyonundan aldığım bu kıyafeti bir türlü yazın giymek nasip olmadı, giydim, blog kapandı :). Sanssız olmalarına rağmen ortaya çıkan sonuçtan memnunum, uzun süredir unuttuğum maskem eşliğinde iste bir cumartesi gecesi parti seçimim:

  • Tshirt ve ayakkabı: Topshop

  • Etek: Koton

  • Deri ceket : Zara TRF

  • Bilezik:Fendi

  • Sac bandı: Accessorize

  • Canta : Marc by Marc Jacobs
  • Çorap: Calzedonia

28 Ekim 2008 Salı

ÖZLEDİİİMM :))

Kısa bir aradan sonra herkese merhaba, tepkisiz kalmamak sonunda meyvesini verdi ve işte yine bir aradayız. Blogumu ve sizleri çok özledim, en kısa zamanda yeni postlar atacağım, görüşmek üzere :))) xoxox

22 Ekim 2008 Çarşamba

Marc Jacobs ve cadı








Herkese günaydın!!! İş sebebiyle bu hafta gene uzaklardayım, o yüzden fazla verimli bir hafta olmayacağı konusunda sizi uyarmam gerekir. Bir süredir yapamadığım açık hava çekimlerine bir geri dönüş yapıyorum ve sizi yeni çantamla tanıştırıyorum:

  • Hırka, tshirt ve esarp:H&M

  • Jean : Moto (Topshop)
  • Babetler: Barcelona'dan yerel bir marka

  • Çanta: Marc by Marc Jacobs (Benim için kullanımı rahat, kocaman hem de quilted yani nam-ı diğer kapitone bu çantayı çok severek kullanacağımı sanıyorum)

Marc Jacobs demişken geçenlerde okuduğum komik bir hiyayeyi de aktarmadan gecemeyeceğim. Paris Moda Haftası sırasında "Style Clicker" adlı sitenin fotoğrafçısı Paris sokaklarında dolaşırken eteği , kocaman Birkin çantası ve Doc Marten leriyle bir adam görür ve ilginç ve hoş olduğuna karar verip fotografını çeker. Daha sonra kendisine, moda endüstrisinde çalışıp çalışmadığı sorar, adamın cevabı "sayılır" olur. Adamın acelesi olmasına rağmen, fotografçı, fotografını çektiği kişilere doldurttuğu formu verir, geri aldığında isim satırının karşısında gördüğü isim "Marc Jacobs" tır. Fotografçı Paris Moda haftasına böyle bir başlangıç yaptığı için çok sevinir ancak beni bu hikayenin güldüren kısmı Marc Jacobs'ın muhtemelen biraz alaycı bir tavırla sayılır demesi ve fotografcının bu işlerle ilgili olan birinin sokakta etekle dolaşan ve sıradan bir insanın bile suratına bakarak tanıyabileceği Marc Jacobs'ı nasıl tanıyamadan bu işi yaptığıdır, ben olayı çok alaycı ve komik buldum, ayrıca ben bu adama eteği yakıştırıyorum, İskoçların modern versiyonu gibi. Ya siz?

p.s.: Illustrasyon için D.'yi, fotoğraflar için B.'yi çok öpüyorum ha bir de G.'yi şimdi kıskanır ;) xoxox

17 Ekim 2008 Cuma

Dolabım çok bilinmeyenli bir denklem


Uzun süredir aradığım ama parama ve zevkime göre bulamadığım siyah oversized ceket nerdeymiş biliyor musunuz? Gözümün önünde, dolabımın görünen bir yerinde onu bulmam için bekliyormuş. Yıllar önce aldığım, artık hiç giymediğim ceket-pantolon takımın, unuttuğum parçasıymış.

Amerika'da son sürat devam eden ekonomik bunalım sonucunda ortaya çıkan ve dünyaya yayılan, kaçınılmaz trend "nothing new" un bendeki yansıması olarak kabul edebileceğimiz bu kıyafet, dolabıma nur yağdığının resmidir. Tamam kabul ediyorum, mükemmel oversized ceket olmadığını ama amaca uygun göründüğü için, beni bir süre daha idare eder.



  • Günün kahramanı ceket: Sisley

  • Üst: Topshop

  • Etek: Moto

  • Kolye, küpe, esarp,çanta: H&M

  • Babet: Zara

Galatamoda Akaretler'de










Akaretler bugünlerde pek bir hareketli. Sebebi ise 15-19 Ekim günleri arasında gerçeklesmekte olan Galatamoda Akaretler Alışveriş Festivali. Daha once, Galata, Meydan ve Alaçatı gibi farklı yerlerde gerçekleşen festivalin Akaretler ayağı yağmurla merhaba derken, 2 gündür güzel giden hava sayesinde daha çok ziyaretçi ağırlamaya devam ediyor.

Kaldırımlara kurulan standlarda bulabileceğiniz tasarımcılar arasında Arzu Kaprol ( Tümü beyaz olan diğer markaların tersine siyah çehresiyle farkını ortaya koyuyor), Hatice Gökçe, İdil Tarzi, Ümit Ünal, Ezra-Tuğba Çetin (Etcetura), Mehtap Elaidi.. gibi moda sektörünün bildiğimiz isimlerinin yanısıra Gamze Saraçoğlu, Simay Bülbül, Elif Cılızoğlu, Aslı Güler gibi isimlere de rastlamak mümkün. Aksesuar olarak benim de tasarımlarını beğendiğim Cem Lokmanhekim ve Aida Pekin dışında, Deniz Yegin ve fetiş tipi ayakkabılarını çok beğendiğim Sertaç Delibaş'ı bulabilirsiniz. Diğerler ayaklarda benim hatırlamadığım, Bobbi Brown ve Darphin kozmetik alanında festivale destek verenlerden. Yine daha oncekilerle karşılaştırıldığında fiyat bakımından daha yüksek kategoride markaların bulunduğu etkinlik iki nokta iyileştirilse daha verimli olabilirdi diye dusunuyorum Bunlardan biri, standlar ve dukkanların arasının sıkısık olup, rahat gezme ve alışveriş yapma imkanını kısıtlaması, diğeri ise meydan dışında bulunan markaların olayın enerji ve hoşluğundan biraz dışarı itilmiş olmaları. Ayrıca, imkan olup trafiğe kapalı alanda olabilseydi, daha bir festival havasında olabilirdi. Giyim tarzı olarak güzel örneklere sahip insanlar da görmeme rağmen, durdurup fotograf çekmediğim için sadece gördüğümle kaldım diyebilirim.

Lounge 102 müziğinin ortamı daha hoş hale getirdiği festival, haftasonu yapacak bir şeyler arayanlar, güzel havanın tadını çıkarmak isteyenler, farklı tasarımlara ulaşmak isteyenler , sergilenen markaların yanısıra Marc Jacobs, Marni, Chloé.. butiklerini de gezip tam bir alışveriş çılgınlığı veya güzel bir windows shopping deneyimi yasamak isteyenler için, Nero'da bir kahve içip, çevredeki diğer restoranlarda bir şeyler atıştırarak alternatif bir haftasonu aktivitesi olabilir.

Semte yakın olmanın veya oralardan geçmenin avantaj olduğu ancak uzaktan gelecek olanlar için umduğunu bulamama durumunun olabileceğine karsı, sizi şimdiden uyarmam yerinde olur sanırım. Moda nerde cadınız orda, şimdilik kalın sağlıcakla :))




Okuyucuya not: Peki sen ne aldın diyenleri duyar gibiyim, ben bütçe ve ruh hali olarak alışveriş modunda değildim.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...