Twitter'dan yazdığım üzere, Pazar günü son yıllardaki değişimiyle bana azcık Barselona'nın
El Born bölgesini hatırlatan Galata'ya gittik, Galatamoda'yı da hastalık ve hava muhalefeti sebebiyle ziyaret edemeyince, aklımda bir süredir olan Galata mağazaları turunu hayata geçirdik. Karnımız aç, kahvaltıyı daha önce arkadaşımın gittiği Mavra adlı yerde etmeye karar verdik. Mavra yurtdışında benzerlerini görebileceğiniz, cafe, workshop, butik birleşiminden oluşan bir yer, dekorasyonuna ve içeriğine belli ki özenilmiş. Mönusü ve fiyatları ortalama ama tatlılarda iddialı oldukları kesin. Sergilenen oyuncaklar, broşlar, saç aksesuarları alınabiliyor, bu farklı havası insanın hoşuna gidiyor ancak Mavra'da garip bir durum var. Fonda pazar günü neşeli veya dingin bir müzik duymak istiyorsunuz, yok, içerisi de kalabalık olmayınca tek duyabildiğiniz telefonda annesine yorgunluktan dert yanan veya yaptırdığı göğüs ameliyatından bahseden servis elemanları oluyor. Onlar zaten siz ordaymışsınız, duyuyormuşsunuz,, gibi şeylere aldırmıyorlar, aldırmadıkları için de izin günlerine kızıp, kapıları çarpıp, ardından bağıra çağıra kavga edebiliyorlar. Ben D.'ye "sakın kahve içmeye kalkma diyorum", hesabı ödeyip koşarak uzaklaşıyoruz, zira pazar kahvaltımın yanında bu kadar zırvalık yeter :).
Buraya asıl gelme sebebimiz olan mağazalara gelelim, ilk durak "La Mariquita", Müge Ersin, Elaidi, Rana&Berna Canok, Zeynep Erdoğan, Aida Pekin.. gibi daha pek çok tasarımcının koleksiyonlarını burada görmek mümkün. Ürün seçeneği ve fiyatlar çeşitli, aksesuarlar başarılı, sanırım gördüklerim arasında en sevdiğim mağaza bu oldu.
Biraz ilerleyip Paristexas'a giriyoruz, resimlerde göründüğünden küçük, Stella McCartney'den Marc by Marc Jacobs'a kadar uzanan bir yelpazesi var, kendi markaları ayakkabıları dikkate değer ancak içeride 4 kişiden fazla olunca ortamda kalmak zorlaştığından, kendimizi vintage ve 2. el kıyafetler satan Second Chance'e atıyoruz.
Vitrinde vintage bir Burberry trençkot karşılıyor bizi, içerisi sıcak ve hoş, en çok gece elbisesi arayanlar için seçenek var. Bunların dışında, ceketler, kazaklar, çantalar, maskeler( 1-2 tane beğeniyoruz ama 90tllik fiyat biraz tuzlu geliyor), saç aksesuarları, kürkler .. gibi pek çok başlık altında ürün bulmak mümkün. Elbiseler benim tarzıma göre fazla dönemsel ancak gözlük koleksiyonu oldukça geniş, fiyatlar 180-200 tl civarında.
Bu Sonia Rykiel militer ceketin fiyatı 200TL.
Hava bozmaya başlıyor, ben de şapka olduğu için çok etkilenmiyorum, iyi ki evden çıkarken suni kürkümü giymişim, üşümeye başlıyoruz , Bahar Korçan'ın mağazasına uzaktan merhaba diyoruz ve Tabe Kıyamet adlı vintage mağazasına yöneliyoruz ancak kapalı, üzülerek oradan ayrılıp, Cuppa'da bir mola verip kendimize geliyoruz.
Ne demişler, bir fotoğraf çok şey anlatır, gerisini çektiğimiz fotoğraflardan dinleyin, Tabe Kıyamet, Lastik Papuç, Laundromat ve es geçtiğimiz diğerleri, sizlere de bir daha ki sefere uğrayacağız, söz :)
As I twitterred on sunday we paid a visit to Galata area of Istanbul which really reminds me El Born in Barcelona. We visited some vintage shops, little boutiquies but because of the bad weather we couldn't see more so we took some photos, hope you can complete the story from them.
D'nin çok severek aldığımız mavi ojesi de görülmeye değer, Sephora'dan.
This blue nail polish is from Sephora.