8 Ocak 2009 Perşembe

Bir model, bir tarz: Lily Donaldson

Versace S/S 09

Gucci S/S 09





























Bloga başladığımdan beri modellerle ilgili daha çok yazı yazmak isteyip başaramamak içimde hep yer etmiştir. Burda belli edemesem de aralarında çok beğendiğim,izlediğim ve bir nevi "girl crush" yaşadığım pek çok özel ve güzel kız var. Güzelliklerinin yanı sıra, moda dünyasındaki önemleri, yetenekleri, başarıları ve kişisel stilleri ile de beğenimi kazanıp burda olmayı fazlasıyla hakediyorlar. Bu konuya eğilmek için 1 yıldan fazla bir zaman beklesem de, tembelliğe son verip, bundan sonra beğendiklerimi sizlere işleri ve tarzları ile tanıtmak benim yazar olarak kendime verdiğim bir ödevdir :))

Bu özene bezene yaratılan kızların aralarından seçim yapmak bayağı zor olmasına rağmen, bu dizilerin ilk konuğu uzun zamandır radarımda olan İngiliz Lily Donaldson olacak. Insanda sempati uyandıran ismi, modellerin kaçınılmazı uzun boyu ve ince fiziği, porselen teni, kocaman mavi gözleri ve cool duruşu ile top 5 sıralamamda vazgeçilmez bir yeri vardır. Doğal güzelliğinin yanısıra Lanvin, Karl Lagerfeld, Chanel, Gucci, Anna Sui, Alexander McQueen tüm önemli markaların defilelerinin onsuz olmaması, 2009 yılı içersinde Gucci Cruise ve S/S 09, Burberry Prorsum reklam kampanyaları ile de sık sık karşımıza çıkacak olması bilmeniz gerekenler. Babasının fotografçı olmasının etkisi var mıdır bilinmez ama kendisi Vogue, Numero, I-D.. gibi önemli dergilerin editoryal ve kapaklarının da aranılan ismidir. Portfolyosunu görmek ve daha fazla bilgi için ajansı olan IMG tıklanabilir.




Başarılarından biraz kafamızı kaldırıp, günlük hayattaki Lily'e bakarsak rahat, sade, kesin çizgilere sahip ama etkileyici stili ile benim favorilerimdendir. Siyah, gri, beyaz.. gibi klasik ve notr renklerle zorlamadan iyi ve seksi görünmesini bilir. O fiziğe sahip birinin kötü görünmesinin zor olduğunu kendime ve sizlere itiraf etsem de, model dünyasında bile özensiz ve kötü giyinen o kadar çok insan var ki şaşırırsınız. Biker botları, skinny jeanler, küçük deri ceketler, gri, beyaz basic tshirtler, siyah tayt , smokin ve blazer ceketleri abartsız tarzının vazgeçilmezleridir.


Lily'den sonra daha çoklarını yazmak dileğiyle, blogumla ilgili bir noktayı daha hayata geçirdiğim için duyduğum manevi huzurla sizi, onun herkese örnek olması gereken tarzıyla baş başa bırakıyorum.


p.s.: RSS takip edenler kusura bakmayın bir teknik hatadan dolayı bu yazının abuk subuk halini okumak zorunda kaldınız :)


p.s1: İlham alın kösesindeki Nicole Richie ve Lily'nin de sahip olduğu Givenchy ayakkabılar uzun süredir nerde? Tabi ki wishlist'im de... :)
Tfs, snap,operamystyle

6 Ocak 2009 Salı

Balmain'i seviyoruz

















Ben henuz bir yazıyı ona ithaf etmemiş olsam bile, Balmain son zamanlarda herkesin gözdesi; editörlerden, modellere, aktrislerden, yurdum sosyetesine kadar pek çok insan tarafından giyildi, yorumlandı, sokak modası markaları tarafından taklit edildi. S/S 09 sezonunda da seksi mini elbiseleri, asit yıkama dar jeanleri, farklı omuz kesimine sahip militer -Michael Jackson karışımı muhteşem ceketleri eminim önümüzdeki günlerde herkeslerde göreceğimiz ve iç geçireceğimiz parçalar olacak. Bu güzelliklerin yanında esas bahsetmek istediğim ve bu satırları yazmamın ana gayesi olan parça ise bu koleksiyona ait ayakkabılar. Bu taslı, zımbalı, parlak, bileği saran süet ayakkabılar ilk gördüğümden beri hep aklımda. Genel tarzıma zıt bir tasarımları olsa da, benim için şimdilik sezonun hit ayakkabısı durumundalar (Steve Madden'ın geçen yaz Kate Moss'un da ayağında görülen düz sandaletlerini de andırıyorlar ama çok daha güzeller), sizce de her kıyafeti birden aydınlatan bir güzellikleri yok mu?


Luisaviaroma, style,fashionability


Benim için mi?




Hediye bazında kurak geçen bir yılbasından sonra, ne yazsam acaba diye dusunurken yazı konum bana geldi. Bundan bir kaç hafta once Max Factor’den fikirleri, kitleleri etkilemeyi başarmış, seçkin Blogger’lara özel bir sürpriz sizi bekliyor... gibi şaşaalı ve bana biraz uzak cümleleri içeren bir mail aldığımda, üzerinden de zaman geçip, bir hareket olmayınca, birilerinin oyununa alet olduğumu düşünmeye başlamıştım ama itiraf etmeliyim ki farkedildiğim için de gururlandım :) Süpheci kişiliğimin bana oynadığı oyunlar, güzel kırmızı bir kutunun elime ulaşması ile son buldu.

Kocaman kırmızı, içinde buyuk bir aynası olan kutuyu açınca, süslerin arasında Max Factor'un yeni " False Lash Effect" maskarası, ürünü tanıtan bir brosur ve tanıdıklarımıza dağıtabileceğimiz indirim kuponları çıktı. Koşarak tuvalete gidip maskarayı denediğimde, bence gunluk kullanım için ideal, topak topak olmayan, doğal ama vurgulanmış kirpiklerim oldu, siz de bu görüntüden hoşlanıyorsanız aradığınız ürün bu olabilir.

Yaptıklarına hayran olduğum Pat McGrath'le çalışan Max Factor'un, Masterpiece Max maskarasını zaten severek kullanıyordum, artık kocaman fırçası ile diğer bir rimeline daha sahip oldum. Monoton bir güne renk katan Max Factor'e düşünceli hediyelerinden dolayı teşekkür ediyorum.

It's good to be me! ;)

5 Ocak 2009 Pazartesi

Booo


Kimseyi meraklandırmak değil amacım, küstüğüm falan da yok, öyle izin verdim kendime :) Yeni yılı karşılarken ne giydim resimleri ile başlamak istiyordum, yazısı hazır ama resimler yüz kapatma hikayesinden henuz post edilecek formatta değil ancak yarın olacak sanırım. Her zaman istediğimiz şeyler olamıyor değil mi? Beklemede olduğu için her sey kayıtlı, yarın 31 Aralık'taki son yazımdan sonra görebilirsiniz. Bu sırada moda dunyasında hayat devam ediyor tabi:


  • İndirimler gırla, bir şey almamak için kendimi eve kapattım, önce dolaptakiler bitecek! Beymen, Harvey Nichols, Zara, Topshop.. ne isterseniz emrinize amade yeter ki paranız olsun,

  • İki favori modelim Gisele Bundchen ve Kate Moss Versace S/S 2009 reklam kampanyalarının yüzü oldular, ilanlar güzel ancak ikisini beraber görmektir dileğim,

  • Bahar kampanyaları demişken, tüm dergi, blog, sitelerde.. ilkbahar- yaz trendleri incenlenmeye başlandı, çok heyecanlı bir şeyler yok bana göre, ben de bir şeyler yazarım ama havalar o kadar kötü ki içimden gelmiyor, pek yakında ( Umarım ;))

Showstudio

aaandd I'm back
















Yeni yıla ve sizlere biraz geç kalmış bir merhaba diyerek başlamak istiyorum. Bu kadar süreden sonra, aranızdan bazılarının yılbası partisinde girdiğim alkol komasından çıkamadığımı düşünmeye başlamış olduğuna eminim :))) Hayır turp gibiyim, sadece sanki blogum yokmuş gibi davranmak istedim biraz, fena bir duygu değilmiş :p Eee nasıl girdiniz yeni yıla, eğlendiniz mi? Benim ki fena değildi, yakın arkadaşlarla geçirilen bir hafta sonu partisi gibiydi, abartısız ama eğlenceli. Kıyafetim de öyle, bütün gün iş ve sonrası kosturmadan sonra, fazla düşünmeye fırsatım olmadan, yarım saatte bir araya getirilmiş bir şey ama yeterli( mi) ? Bence evet. Benden azcık sıkılan sizler için, arkadaşımı da bloguma alet ettim, bakalım sevecek misiniz? Dolabımda bir suredir bekleyen alışverişlerim nihayet bu geceyle ahaliyi selamladılar, eh artık zamanıydı :


Cadı:



  • Etek ve üst: Topshop

  • Clutch: Vintage YSL( Ebay, çok seviyorum bu çantayı, özellikle renklerini, 3 senedir benim)

  • Ayakkabılar: YSL Charlotte Pumps

  • Çorap : Calzedonia
  • Bileklik: Atlas Pasajı


Konuk oyuncu:


  • Botlar ve çorap dışında her şey Topshop ( Kafadaki çiçeğe bayıldım:))
  • Botlar : Guiseppe Zanotti

Bu post kıyafetleri birbirimizden habersiz bir nevi sponsored by Topshop olmuş :)


Artık şeytanın bacağını bu postla kırdığıma göre gerisi gelecek demektir, tekrar herkese mutlu yıllar!!!!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...