Yeme-İçme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yeme-İçme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ekim 2012 Salı

Londra kazan, biz kepçe


Tipik İngiliz kahvaltısını seviyor ve turistik olmayan bir yer arıyorsanız Covent Garden'daki  Diana's Diner sizin de hoşunuza gidebilir.



Kahvaltıdan sonra Covent Garden sokaklarında keşfe çıktık, ana caddeler, ara sokaklar neredeyse gezilmedik yer bırakmadık. 


Sağlık ve güzellik mutluluktur(mudur)? 


Farklı bir gelin olup, düğününüzde böyle yukarıdaki gibi  vintage gelinlikler giyer miydiniz? Cevabınız evet ise bu gelinlikler Rokit'de. Daha önce Bricklane'de iki butiğini gezme şansı yakaladığım Rokit'in Covent Garden'daki mağazası daha bir düzenli ve Diana's Diner'ın sadece 1 sokak üzerinde. Ben mağazadan elim boş çıkarken, sevgili oradan kahverengi bir vintage deri ceketle ayrılıyor. Şanslı insan!


20 Ekim 2012 Cumartesi

Ben buna muhteşem bir gün derim


Yaklaşık 2 ay önce ilk Londra  rezervasyonlarını yaptığımızda rastlamıştım London Vintage Fuarı'ına. Primrose Hill yakınlarındaki yeri bulmak kolay olmasa da, London Vintage Fair yazısını görünce doğru yerde olduğumuzu bilmek güzeldi. Konu şu ki, yaklaşık 8-10 vintage mağazası br araya gelip, bizim I Love Sale havasında bir şey oluşturmuştu. I love Sale kadar neşeli bir ortam olmasa da, orada yaklaşık 1 saat geçirip. 2 vintage küpe ve 1 palto ile ayrıldım.




Bilin bakalım bunlardan hangisi benim oldu? 
Soldan 2. siyah dediyseniz, doğru cevabı verdiniz demektir. :)

Geç öğle yemeğimizi bilmeden de olsa sadece 5 dk uzaklıktaki Gordon Ramsay'in York & Albany'sinde ayırtmış olmak süperdi. Bu restoran insanların pazar buluşmaları için seçtikleri, biraz şampanya veya şarap yanında muhabbetle haftayı kapattıkları güzel ortama sahip bir yer ama Ramsay adıyla birleşince yemekler biraz hayal kırıklığı yarattı. 


Yemeğin yanında bir Bloody Mary'i de mideye indirmeyi atlamadım tabi. Yemek bitince fazla oyalanmadan otele döndük çünkü akşam tüm Londra seyahatimizin çıkış noktası olan Cirque de Soleil Michael Jackson - The Immortal World Tour gösterisine biletimiz vardı.

Metro ile ilk kez şehrin bu kadar dışına çıkıp,  O2 Arena'ya yaklaşık 19:30 gibi ulaştık. O2 Arena inanılmaz bir yer!. Konser alanının yanısıra, sinema, kulüp, bar ve restoranları da  bünyesinde bulunduran kocaman bir kompleks.Yerimizi tam almıştık ki, ışıklar kapanıp gösteri başladı. Michael Jackson'un Childhood'u duyulunca, biz de Neverland'e dalıp, rüyamızı yaşamaya başladık. Toplamda yaklaşık 1,5 saat süren gösteri adeta başka bir fantazi dünyası. İplerle akrobatlığın kitabını yazan Cirque du Soleil ekibi için kelimeler yetersiz. Akrobasi, canlı müzik, inanılmaz koreografi, Michael Jackson şarkılarının değişik remiksleri, ışık ve görseller sonunda elleriniz patlarcasına alkışladığınız bu gösteri bir Michael Jackson konserine en yakın şey olmalı diye düşündürtüyor. Eğer fırsatınız olursa mutlaka izleyin, pişman olmayacaksınız.




 Yaklaşık 50 bin kişinin doldurduğu, ülkemizin kanayan yarası yetersiz havalandırmanın sözünün bile geçmediği, her şeyiyle mükemmel O2 Arena'dan mutluluk içinde, sorunsuzca metro ile istediğimiz yere ulaşıyoruz ve burada bir konser izlemenin planlarını yapıyoruz. Gösteriden sonra  Red Hot Chili Peppers konseri çıkış rezaletini ve ülkemizde bira bile içmenin fazla görüldüğü konserler yaşayıp, Lancel Şampanya barının bile bulunduğunu organizasyonda bulununca,  yine bir klasik olan biz neredeyiz, onlar nerede diye düşünmeden edemiyorsunuz.


Fotoğraf ve video çekmenin yasak olduğu gösteriden ancak bunlarla ayrılabildim ama bu gösteriye gitmeye karar verdiğimiz trailerı izleyerek daha fazla fikir sahibi olabilirsiniz.



Akşama bir partiye davetliyiz, şimdilik hoşçakalın!



15 Ekim 2012 Pazartesi

Arrived in London


Ve geri döndüm! Belek'teki 25 günlük mecburi hizmetimizi bitirip, cumartesi günü 10:30 uçağıyla Londra'ya adım atmış bulunuyoruz. Yorgunum ama sonunda bu tatile kavuştığum için mutluyumda. Earl's Court'taki Think Apartments'da kalıyoruz. Nasıl olduğunu anlamadan booking.com ( Bir kullanıcı olarak 2 kere sorun yaşadığım booking.com'u tavsiye etmiyorum)  tarafından iptal olan rezervasyon şokunu atlatıp, hemen Nothing Hill'deki Portobello Road Market'a gittik.



Cumartesi en cafcaflı günü, yol boyunca dizilen antikacıların standlarında mutfak malzemeleri, eski raketler, bavullar, çizimler, eski dergi kapakları ve fotoğraf makinelerine.. bakması çok zevkli. Hava soğuk, üşüyoruz. Biraz tartla, Guiness için Portobello Star'dayız. Bitirdikten sonra caddeyi takip ediyoruz. Antikacılar bitince, ağzınızı sulandıran yemek standları başlıyor.Tartla hakkımız harcamasa mıydık oluyoruz. Kokular arasında listemde olan One of A Kind adlı vintage dükkana ulaşıyoruz. Çok ürün ve pahalı fiyatlarıyla ünlülerin uğrak yeri olan bu dükkanı beğensem de, bir şey almadan çıkıyorum. Bir kaç vintage mağazasına daha rastlıyoruz, kısa sürede olsa daha sıcak olan dükkanlarda durmak iyi geliyor. 



Yolu takip edip tezgahları incelemeye devam ederken, Portebello Green Market'ın önünde yine yeni, ikinci el ve vintage kıyafet satan pazar gibi bir yere varıyoruz. Pazarın karşısında cd ve plak satan tezgah sayesinde eğlenceli müziklerle bir tur atıyoruz ve geri dönüyoruz. Sevgilim, o sırada bana beklediğinden daha güzel ve ilginç bir yer olduğunu ve ortamı çok sevdiğini söylüyor. Bir sıcak kahve için Coffee Republic'te duruyoruz. Dönüşte sokağın başında rastladığımız Banksy eserlerinin replikalarından bir tane bizim eve, bir tane de Avustralya'ya taşınacak olan kız kardeşine güle güle hediyesi olarak alıyoruz. Nothing Hill'in renkli ve güzel sokaklarında instagram kareleri peşinde koşuyoruz.Klişe olsa da,
yoldan geçen birinden Portobello Road sokak tabelasının altında fotoğrafımızı çekmesini istiyoruz, 2 kişi tatile gitmenin zorlukları olsa da, seviyoruz .


Otelimize geri dönme yolunda ilerlerken, köşede daha önce gördüğümüz 2 katlı dükkanda duruyoruz. Burası Jamie Oliver'a ait alt katında soslar, peynirler, ekmekler, yemek kitapları ve kekik kokuları arasında kendinizden geçeceğiniz muhteşem bir dükkan, adı Recipease. Üste çıkıyoruz ve orada bir grubun ortadaki tezgahta yemek pişirdiğini görerek dışardan gördüğümüz" Learn" tabelasının ne anlama geldiğini anlıyoruz. Üst katta ister bir sushi ustası, ister yenilmez bir makarna ustası olmak için ders alın, eğlenmeniz garanti. Yaptığınız yemeği, hemen yandaki masalarda mideye indirebilirsiniz. Bugün siteye baktığımızda tüm derslerin dolu olduğunu görüp biraz hayal kırıklığına uğrasak da, dükkanı mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum.

Cumartesi gecesini dışarda geçirmeyi istesem de, uykusuz ve yorgun bedenlerimizin isteğine karşı koyamayarak, yorganın altına giriyoruz.

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Meet the parents!



Hey, hey, hey! Yeni bir haftaya yine son sürat giriş yaptım, öyle de devam eder.İşin yanı sıra, #ilovesale2 ile ilgili de hazırlıklar devam ediyor, geliyorsunuz değil mi?  Daha önce de belirttiğim gibi sevgili Iconjane tarafından hediye edilen bu Mija etek, şeker renkleriyle dolapta durmayı hak etmemekle beraber, giyildiği akşam özel sayılabilecek bir akşamdı ve beklediğine değdi diyebiliriz. 1 yıldan sonra sonunda erkek arkadaşımı ailemle tanıştırabildim. Nişantaşı Köşebaşı'nda yenilen akşam yemeğiyle hem tanışmayı hem de bayramı aradan çıkartmış olduk. Merak ediyorsanız, temaslar olumlu geçti diyebilirim :).

Hey, hey hey! I've just dived to a new week and sure it will continue like that till weekend. Besides work, preparation for our garage sale  #ilovesale2    is  on high speed as well,hope you all will come?  This candy coloured Mija skirt was a gift from my friend Iconjane and has been sitting in the closet. I wore this at the dinner when my boyfriend for 1 year met my family so I think  it's worth to wait for cos it was kind of  special occasion. Kosebası in Nisantası was the spot and yes I can say everything went well! :) 




Gömlek (Yeni) / Shirt (New): T by Alexander Wang
Etek /Skirt : Iconjane for Mija
Ayakkabılar/Shoes: Zara
Çanta/Bag: Vintage
Bileklikler/Armswag: İskoçya (From Scotland) , Mango, H&M

24 Ağustos 2012 Cuma

Sayılı gün çabuk geçiyor, I LOVE SALE 2 geliyor!


İşte, I love sale 2 detayları sonunda burada. Iconjane, Offnegiysem ve bendeniz uygun fiyatlarla dolaplarını sizlere açarken, Duygu Yegül'ün sanatından örneklere de sahip olabileceğiniz moda, alışveriş müzik, eğlence ve sosyalleşmenin, Den Cafe'nin harika mutfağıyla birleştiği bir kaç güzel saat bizleri bekliyor. Sadece nakit ödemenin kabul edileceği ( Yiyecek içecek hariç)   #ilovesale2 etkinliğine,  garage sale gibi bir kültürün gelişmesine ön ayak olmak isteyen ve yukarıda yazdıklarımdan hoşlanan herkesi bekliyoruz.

Orada görüşmek üzere!

Me and my fellow blogger friends  Iconjane and Offnegiysem will hold a garage sale including artworks of Duygu Yegul  . It will take place in Den Cafe and we'll be having  great couple of hours of fashion, shopping, music, fun, socializing while having good food and drinks of Den Cafe.

Hope to see you there!

20 Haziran 2012 Çarşamba

Bozcaada sezonunu açtık


Twitter ve instagramdan da paylaştığım üzere bu yaz  Bozcaada'nın açılışını geçen haftalarda yaptık. Adaya geçen sene ilk kez gittiğimde şu an ki sevgilimi aklımdan ve kalbimden çıkartmak, onunla ilgili her şeyi Ege'nin soğuk sularına gömmek üzere gitmiştim. Dönüşümde her şey değişti, o yüzden bu ziyaretin yıl dönümünde adaya onunla beraber gitmenin anlamı benim için büyüktü.  2 gece, 3 günlük ada maceramız yeterli gelmese de, tadını maksimumda çıkartmaya çalıştık. 

Lately we have been to a very short holiday to Bozcaada as  I shared from twitter and instagram. Last year in my first trip to island I went there to get rid of any feelings I had about my current boy friend and bury him to the cold waters of the Aegean sea. Everything changed after I was back to Istanbul thus going to the island together  means a lot to me on the anniversary of my first visit. We had 2 nights, 3 days trip so we tried to enjoy at maximum.


Bu sefer Ada'daki evimiz Limani Otel oldu. Burası hem merkezde olup, hem de merkeze tepeden bakan lokasyonuyla çok iyi bi yerde. Odalar ferah, geniş, beyaz ve mavinin uyumu muhteşem, e iyi hizmet ve güler yüz desen o da var, biz daha ne isteriz ki? 

This time Limani Hotel was our home at island. This place is great because it's in the center and as well as it has a feeling that you are away from the center because of its great location. The rooms were big enough and the harmony of blue and white was wonderful. Plus they have a great service with big smiles so what more we would want?


Sabah kalktığımızda odamızın manzarası bu kadar özel ve güzeldi işte.

Every morning we woke up to this special and gorgeous view.


Limani Otel'in önünde yine muhteşem bir manzaraya bakan bir verandası var. Kahvaltınızı burada etmenin, akşamüstü bir kadeh şarap içmenin, belki sadece yüzünüzü güneşe verip hiç bir şey yapmamanın keyfini hayal edebiliyor musunuz?

The hotel has a porch looking over a gorgeous view. Think about having your breakfast here or having a glass of wine in the afternoon or even  doing nothing facing the sun and just enjoy? 



Kahvaltı sunumu da otelin geneline yansıyan zevkten nasibini almış, bizden yine tam not  :)

The breakfast buffet was also very pleasantly presentable like the rest of the hotel. We gave them 20 out of 10 :)


Kaş tatilimizi hatırlayan var mı?  İşte orada hüsranla sonuçlanan üstü açık jeep maceramız, burada hayata geçti.

Our car was dope and great fun.


Henüz yaz başı olduğundan  Ayazma Plajı'nda şezlong ve şemsiye bol!

You can find plenty of sun loungers and umbrellas in Ayazma Beach now cos the holiday crowd hasn't arrived yet.



Benim tatlı arkadaşlarım x

My sweet friends x





Rengigül'de kahvaltı yine es geçilmedi.

We didn't skip breakfast at Rengigül again.


Burada kaç çift göz var, sayabiliyor musunuz?

How many pairs of eyes you can count here?






Dutlar ve çilekler tazecik bahçeden.

Mulberries and strawberries were fresh from the garden.





Beni burada kimse rahatsız edemez diye düşünen kedi kameramıza yakalanmaktan kaçamadı, bu durumun pek umurunda olduğunu söyleyemeyeceğim o ayrı :)

No one can disturb me up here thought the cat I guess but he couldn't run away from our cameras. I don't think he gives a damn tough.



Limani Otel'de kalırsanız, otelin maskotu Rıfkı size masa altından yemek için böyle baskı yapsa da, kanmayın! :)

If you stay at Limani Hotel, don't get fooled by this cute face  of Rıfkı the dog's when he asks for food under the table :) 




Her gün böyle giyinebilsem keşke.

I wish I could wear this light everyday.


Ve adaya veda zamanı, bir daha görüşünceye kadar! 

And farewell to the island 'till we meet again! 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...