Movies etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Movies etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Eylül 2010 Pazartesi

Ben geçen hafta..

İyi haftalar : ). Inişli, çıkışlı bir bayram tatilini geride  bırakırken, bendeki izlerini sürerek haftaya başlayalım.
Hello :) Let's start with last week's review:

* Ailem ve arkadaşlarımla vakit geçirdim.
I spent my time with my family and friends.

* Yedim: Reasürans'ta yeni açılan Ranchero'da Taco,  Rumelihisarı'ndaki Kale'de çiğ börekli kahvaltı, Nişantaşı Midpoint'te New York Steak'i yiyip, bir de Bebek Mangerie'de  capuccinoyu mideye indirdim.

I ate at Tacos at Ranchero, breakfast at Kale at Rumelihisarı, NewYork Steak at Midpoint in Nişantaşı, drank capuccino at Mangerie in Bebek.

*İzledim: Ata Demirer'li Eyvah Eyvah'ı, yine Hangover'ı ve Drew Barrymore'un "Seni Uzaktan Sevmek" filmini, merak ettim, Drew Barrymore'un giydiği rahat kesimli sırt dekolteli üstleri.

I watched a Turkish movie called Eyvah Eyvah, again Hangover and Drew Barrymore's Going the distance. Does anyone know about the brand of backless tops she was wearing at the movie?

*Gördüm: Karaköy Antrepoda'ki Body Worlds sergisini dolaşıp, çıkışta vucuduma daha iyi bakmaya karar verdim.

I saw Body Worlds exhibition in Karakoy Antrepo and decided to take care of my body better.



*Bahsedildim: Habertürk'te Aslı Filinta tişörtümle.

I've been featured in the newspaper called Haberturk.

*Aldım: Bershka'dan rengarenk dantel straplez sütyenleri, fuşya, siyah, beyaz, lacivert, koton olanlarda asker yeşili ve grileri.

I bought lace strapless tops from Bershka in fushcia, black, navy, army green and grays in cotton .



*Giydim: En rahat jeanleri, converseleri, karelileri.
I wore the most comfy jeans, converse shoes and plaids.

 Jean /Jeans: Topshop Jamie
Üst /Top: H&M
Ayakkabı /Oxfords: Topshop
Çanta /Bag: Marc by Marc Jacobs
Gözlük/ Sunnies: MNG

14 Haziran 2010 Pazartesi

Stripes and polka dots


Günaydın! Umarım herkes güzel bir hafta sonu geçirmiştir, benim ki fena değildi.Sizinle paylaşmak istediğim kısmı ise, dün gittiğimiz SATC 2 idi. Filmle ilgili bir iki tespitte bulunmam gerekirse, artık her şey  denenmiş, bu filmden bir üçüncü hikaye çıkmaz ve çıkmamalı demeliyim. Kıyafetler ve styling bir kaç sahne dışında, bizi o kadar etkilemedi, çoğu kıyafet ortama uygun olmadığından komik bile geldikleri oldu. Abu Dabi kısmı gereğinden fazla uzun ve sıkıcıydı, bir SATC hayranı seyretmeli ancak fazla bir beklentiyle sinemaya gitmemeli diye düşünüyorum.


Good morning! I hope everybody had a lovely weekend, mine was ok. I've been to SATC2 yesterday, which I thought everything  have been tried there shouldn't be any more. We mostly don't like the styling and the clothes apart from a couple of scenes, they even look ridiculous because they're not appropriate with the ambiance.Abu Dhabi trip was longer than enough and a little bit boring so I think it's a movie a hard core SATC fan should see but shouldn't expect much.



Fotograf çekerken, iş ile alakalı telefonun çaldı, ben yine de poz vermeye devam ettim :)

I had a phone call from work  while we were shooting the photos but I kept on posing anyway :))

Triko / Knit top: Topshop
Etek / Skirt: Zara
Ayakkabı / Shoes: Nine West
Çanta ve yuvarlak uclu kolye/ Bag and gold plated necklace: Marc by Marc Jacobs
Zincir kolye / Chain necklace : Indus
Yüzük/ Ring: 3C
Gözlük / Sunnies: Urban Outfitters

29 Nisan 2010 Perşembe

Kıyafet arası, film tavsiyeleri ve MJ


Günaydın! Kıyafet postlarına geçen hafta tatil sırasında giydiğim,  yine alt teması "rahatlık" olan bir kıyafetle kaldığımız yerden devam edelim :). O günün ve genel tatilin havası bir önceki cümledeki kelime üzerine kurulmuş olsa da, bir özet geçmek gerekirse sanırım şöyle olurdu. İlk olarak Arnavutköy Ali Baba'da köfte yiyip,bir kaç fotograf çektik ancak gördük ki ki köftelerin eski tadı kalmamış, benim köfte harcıyla yaptığım köftelere denk olmuşlar ve iyi köfte yenebilecek yerler listesinden Ali Baba tarafımızca çıkartılmıştır :). Sonrasında trafik sebebiyle biraz da zorunlu olarak, Akmerkez ziyareti. Akmerkez'e yapılan makyaj sebebiyle bir ferahlık gelmiş olsa da, azalan mağaza sayısının ve tatilin bu ferahlığa başka türlü katkıları olduğu kesin. Günün ve tatilin devamında aldığımız pek çok filmden ikisini seyredebildik, biri yine Quentin Tarantino'nun Dehşet Gezegeni (Grindhouse: Planet Terror), ki en saçma filmler top 10 sıralamasında üst sıralara yarışır ve romantik komedi sevenleri memnun edecek  Cameron Diaz ve Ashton Kutcher'lı "burada olan burada kalır". ( What happens in Vegas)

Morning! We took this photos during last long weekend which is almost reflects all my mood " comfy". We didn't go out much and watched 2 movies. One of them was Tarantino's Grindhouse: Planet Terror and the other was "What happens in Vegas" with Cameron Diaz and Ashton Kutcher. The former one was so absurd even can be at top 10 of the most ridiculous movies ever but the other one was ok and fun for romantic comedy lovers.



Ceket/Jacket: Sisley
Üst (Yeni)/  Paris Top(New): River Island
Jean (Yeni)/Jeans( New): Tophop Jamie
Babet/Flats: Sam& Libby
Saç bandı/ Hairband: Accessorize
Gözlük/Sunnies: Marc Jacobs


Benim fiyonklu babetlerim, onun kocaman Vans x Marc Jacobs ayakkabılarına karşı
My bow flats against his hugeVans x Marc Jacobs slip ons

Filmlerden konu açılmışken pazartesi günü seyretme imkanı bulduğum "Tek başına bir adam" ( A single man) filminden bahsetmeden bu postu bitirmem doğru olmaz.. Pek çoğunuzun bildiği üzere film gönüllerimizin sultanı eski tasarımcı ( Halen tasarlamaya devam ediyor ,2011 Sonbaharında bir kadın iç çamaşırı koleksiyonuyla yine akıllarımızı çalacağı kesin :))  yeni yönetmenTom Ford'un yönettiği ilk film. Christopher Isherwood'un aynı adlı romanından uyarlanan film, bir İngiliz profesorun yalnızlığı üzerine kurulmuş bir dram. Film bir dram olmasına rağmen sahnelerin güzelliği insana bir dram ancak bu kadar "güzel" anlatılabilirdi diyor. Filmle ilgili benim duyduğum en akılda kalan eleştiri  "uzun bir parfüm reklamı gibi cümlesiydi "ve bu cümlenin doğruluğu G.'nin " bu ne ya, moda çekimi gibi film "sözüyle de tescillenmiş oldu :).  Gerçekten de her sahne Tom Ford'un estetik anlayışını yansıtan ancak Vogue sayfalarında görebileceğiniz kadar güzel planlarla dolu. Jilet gibi Tom Ford takımları içersinden ince, uzun, güzel erkekler, krepeli saçları ve kusursuz kedi gözü makyajlarıyla Bridget Bardot misali salınan hoş kadınlar, antika arabalar, tasarım harikası mekanlar.. birleşince  unutulmayacak güzellikte kareler ortaya çıkmış. Film konusundan dolayı  biraz yavaş ilerlese de, sırf o güzel sahneler için bile seyretmeye değer, ha bir de kısa bir sahnesi olsa da Jon Kortajarena için. Tom Ford reklamlarından, H&M ilanlarına kadar hepsinde yer alan bu hoşluğu, nasıl görmezden gelmişim diye hayıflandığım bu güzelliği ve filmi şiddetle tavsiye ederim.


Since I've started talking about the movies, I have to mention that I had a chance to see Tom Ford's " A single man"  on Monday. Most of you are aware of this is his first movie based on the same named novel of Christopher Isherwood. It was a dramatic story of an English professor on his loneliness. The film was a great parade of beautiful scenes with sleek,beautiful men in Tom Ford suits, nice Bardot-esque women, accompaniyng with antic cars and great locations, it was all like a Vogue editorial with all Tom Ford's aesthetic. It was all worth to see even for this great scenes and Jon Kortajarena, I really regret how I missed that great creature while he was all over Tom Ford to H&M adds.

Son olarakta dün keşfettiğim, benim gibi Michael Jackson hayranlarını mutlu edecek http://fuckyeah-michaeljackson.tumblr.com/  dan bahsetmek istiyorum. Onun hayatından kesitleri, unutulmayan sözleri ile bize sunan bu siteyi geç keşfetmiş olsam da, keyfini doya doya çıkartacağım kesin.


Lasty I've just explored a wonderful site for those who are  Michael Jackson fans like me, which is http://fuckyeah-michaeljackson.tumblr.com/ , it has all the nice moments  and quotes of his life, enjoy!

Bu uzun ve karışık yazıdan sonra, şimdilik bana eyvallah :)

I gotta go for now after my long and complicated post, see you later :)

Zimbio, Amoeba,

26 Ocak 2010 Salı

Veda'dan kostüm detayları

26 Şubat 2010'da gösterime girecek olan Zülfü Livaneli'nin yazıp yönettiği "Veda" filmi Atatürk ve Salih Bozok'un arkadaşlığı üzerinden bir döneme ışık tutan, en büyük prodüksiyona sahip yapımlardan biri. Baran Uğurlu tarafından tasarlanan 12.000 parça kostüm ile de  dönem modasını yansıtması açısından önemli bir kaynak olan filmden bazı kareleri sizinle paylaşmak istedim.

These are the some costume details from the movie called "Veda", I hope you'll like them.





18 Ocak 2010 Pazartesi

White bow



Evden çıkılmadan, evle ilgili bazı şeyler halledilerek geçirilen bir hafta sonu, yoğun bir pazartesiye bağlanınca o kadar da iyi olmuyormuş, bu havayı dağıtmak için bekleyen bir kıyafet postu ile haftayı başlatalım. Bu kıyafetin  özellikle üst kısmı, gün içinde benim aklıma Pride and Prejudice'nin (BBC versiyonu) Colin Firth'ini ve Jane Eyre'nin Timothy Dalton'unu getirdi, neyseki alt kısmıyla onlardan modern durmayı başardım sanırım, ne dersiniz? :)

I was at home all through the weekend and did some stuff about home and it isn't feeling nice to jump into a busy Monday so just to get rid of this mood, I'm posting an outfit that has been waiting for some time. This outfit, especially the top part, reminded me Colin Firth in Pride and Prejudice (BBC version) and Timothy Dalton in Jane Eyre, however I guess I was able to get more contemporary look at the bottom, what'cha think? :)









Gömlek/Shirt: Zara
Elbise/Dress: H&M
Palto /Coat: Topshop
Botlar/Boots: Kurt Geiger
Yüzük /Ring: 3C
Diz üstü çoraplar/Knee  high socks: Calzedonia
Çanta/Bag: Anya Hindmarch for Target

27 Nisan 2009 Pazartesi

Weekend and the new MJs








Hafta sonu raporumu size bu sefer erken veriyorum :) Cumartesi kuaföre gitmek dışında bir şey yapmadım, pazar sabahı Tünel Kave'de kahvaltıdan sonra, yine Beymen'in Fulya'daki outlet mağazasına gittik. Arkadaşım siyah babet arıyordu, ben amaçsızdım ancak ziyaretimi sizin için yararlı hale getirmeyi bildim :). Sevgili gözüne kestirdiği 2 çift Onitsuka Tiger'ı, ben annemin istediği spor ayakkabıları, arkadasım ise bir spor çantası aldı, babet bulamadı. Orada işimizi bitirdikten sonra Nişantaşı Caffe Nero'da biraz dinlendik, içerisi soğuktu o yüzden gördüğünüz üzere ben trençkotumla oturmaktayım. Bu hafta kıyafet resmi yok, sanırım herkes biraz tembeldi :) Babet arayışımızın yeni destinasyonları olarak Zara ve Topshop'a baktık. Topshop'a Kate Moss koleksiyonu gelmiş ve seçili parçalarda % 50 indirim devam etmekte. Moss'un koleksiyonundan en az 3 parçayı alabilmek isterdim. Biri süet kanat işlemeli ceket, diğeri gerçekte resimlerden çooook daha güzel olan mavi straples elbise, diğeri de yine Kate Moss'un üstünde görüp beğendiğim siyahlı, turunculu bu elbise.

Bir sonraki aktivite City's de seyredilen "erkekler ne söyler, kadınlar ne anlar" filmi. SATC dizisinde Berger'ın Miranda'ya söylediği ve Miranda'nın hayatın anlamını bulmuşçasına sevindiği söz öbeğinin film haline getirilmişi diyebiliriz :).Bol yıldızlı ( Jennifer Aniston, Scarlett Johansson, Jennifer Connelly, Ben Affleck,Drew Barrymore..vb), kadınlar ve erkeklere ilişkin ipuçları içeren, komik ve eğlenceli bir film, ancak bir 10-15 dk daha kısa olabilir miymiş? Gidin derim, eh artık bu kadar dolaşmanın sonunda so durak ev.

Bu hafta sonu bunların ötesinde olan ve beni havalara uçuran bir şey daha var, o da yıldönümümüz sebebiyle sevgilinin bana hediye ettiği kırmızı ve muhteşem Marc Jacobs ayakkabılar. Hangi kız bir çift Marc Jacobs ayakkabıyı görünce mutlu olmaz ki, sevgili bu işi çözmüş, sanırım ilişkimizin bu kadar uzun sürmesinin sebeplerinden biri de bu ;) Mutlu yıldönümleri ve teşekkürler aşkım x :)
I'm writing my weekend report early this time :). I didn't do anything, just went to the hairdresser on Saturday. We had a breakfast at Kave in Tünel and paid a revisit to Beymen's new outlet store in Fulya. My friend was looking for a black pair of flats but I was aimless but taking some pictures made this visit usefull for you :). My bf bought 2 pairs of Onitsukas, I bought a new pair of sneakers for my mom and my bff bought a sports sac but no sign of black flats. Later we went to Caffe Nero in Nişantaşı, it was cold as you can see I was sitting in my trench. There were no shots of outfits this weekend, I think everybody was lazy a little bit :) We went to Zara and Topshop in the search of black flats . Kate Moss collection has arrived and I really like three pieces. Suede wings jacket , blue print strapless dress ( really gorgeous in person) and this pattern dress.
Later,we watched "He's just not that into you" at City's which is the movie version of what Berger said to Miranda in SATC and Miranda was happy like finally she found the essence of life :). The movie had a lot of great stars ( Jennifer Aniston,Scarlett Johansson, Jennifer Connelly, Ben Affleck, Drew Barrymore..etc) with many insights about men and women, a fun one but could it be 10 or 15 shorter? I recommend it, go and see. The last stop was home.
This weekend was also important because my beau gave me a gorgeous new pair of MJ shoes for our anniversary. I don't know any girl who wouldn't be happy with a red pair of MJs. He knows the secret , I think that's why we have been together for so long :)) Happy anniversay my love and thank you x :).

24 Nisan 2009 Cuma

Tavus Kuşu



Günaydın!1 günlük tatil sonrası yine kürkçü dükkanındayım :) . Dün neredeyse tüm gün evden çıkmadım, Vicky Cristina Barcelona dahil 2 film seyrettim ( Sonunda!). Barcelona'nın filmde figuran gibi kalmasına bozuldum, Penelope Cruz'un performansına alkış tuttum, sonu da zaten klasik bir Woody Allen filmi gibi bitti, üzerimde daha fazla etkisi olur diye düşünmüştüm hatta en sevdiğim filmler arasına girebilir beklentisi içindeydim ama olmadı.

Bu post yine bir kıyafet postu. Geçen cumartesi Ghetto'da Jay Jay Johanson'u dinlemeye gittik. Kendimi onun bir hayranı olarak tarif edemem, performansının ben ve diğer arkadaşlarımı biraz sıktığını söyleyebilirim. Kendisini chill out festival tadında bir yerde dinleseydik eminim ki daha çok keyif alırdık. Konser sonrası The Hall'da ve Multimekan'da biraz vakit geçirdikten sonra eve döndük.
  • Ceket: Zara
  • Etek:Topshop
  • Tişört: Markasız
  • Ayakkabı: Nine West
  • Kolye: Beyoğlu
  • Çanta: Vintage

Çantamı beğendiniz mi? Geçen haftalarda ebay'den aldım, tipi ve üzerindeki tavuskuşu tüyü çok hoşuma gitti ancak tüyü tüm gece elimin altında düzgün bir şekilde muhafaza etmenin kolay olmadığını belirtmeliyim :) .

Morning! I'm right here again after a day off. Yesterday, I stayed at home almost all day long, I watched 2 movies, including "Vicky Christina Barcelona" (Finally!). I don't like that Barcelona was like an extra in the movie, I adored Penelope Cruz's performance. The end of the movie was like the other Woody Allen movies, I thought this movie had a stronger effect on me or become one of my favorites but that didn't happen.

Actually, this is an outfit post. Last saturday, we went to Ghetto for listening to Jay Jay Johanson. I can't describe myself as a fan of him but I can say his performance was a little bit boring for me and my friends. I'm sure we enjoyed him more if we had a chance to listen to him in a open air festival like Chill out. After the concert we spent some time at The Hall and Multimekan, then go home.

  • Jacket: Zara
  • Skirt: Topshop
  • Tee: No name
  • Shoes: Nine West
  • Necklace: A local shop
  • Clucth: Vintage

Do you like my bag? I found this clutch on ebay a few weeks ago, I like the style and peacock feather on it but it's not easy to maintain feather's shape under my hand during the night.

2 Mart 2009 Pazartesi

Geç kalmış bir yazı


Yaşadıklarımı yazmakta yine geri kalıyorum, bugun arayı kapatırım umarım.

Gün: Perşembe

Yer: Kanyon AVM

3 kız saat 19:30 civarı buluşurlar, hedef "Bir Alışverişkoliğin İtirafları" adlı filmi izlemektir. Sinema biletleri 21:45 seansına alınır. Hatırlıyor musunuz Akşam Gazetesi roportajında benim ismim Alışveriş Cadısı olarak yazılmıştı, adımın geçtiği bu filmi görmem gerekirdi :p Neyse film öncesi, (burda biraz ironik bir durum olsa da) artık duymayan kaldı mı bilmiyorum Harvey Nichols'un el değiştirmesi sebebiyle %90'a varan indirimin olmasını fırsat bilerek bir tur attık. Bizim küçük bedenler konusunda sansımız yoktu, Proenza Schouler'ın sarı, önü fiyonklu eteğinde gözüm kaldı ancak bedenime uygun değildi. See by Chloé ( eski fiyat 160TL) tişört ve Karl Lagerfeld kemere (eski fiyat 280tl) toplam 86 tl ödeyerek karlı bir alışveriş yaptım, arkadasım da Sonia Rykiel'in 400 kusurluk gömleğini 80 kusur tl'ye alarak günü kurtardı. Sonraki durak Sushico, sushiler mideye dedikodu eşliğinde indirilir, filme gidilir, yaklaşık yarım saat süren reklam seansından sonra, film nihayet başlar. Film ile ilgili söyleyebileceklerim:


1. Alışverişkolik kahramanımız rolünde Isla Fisher'ı yeterince sevimli bulmadık, her daim maşayla kıvrılmış saçlarla gezen kızlar kesinlikle doğal görünmüyorlar. ( Aynı duyguyu Samantha Who adlı dizide Christina Applegate için hissetmiştim)

2. Kızın bir tarzı olduğu kesin ama o tarz bana göre fazla renkli ve abartılı.

3. O kadar para harcamasına rağmen agghh şu aldığı muhteşemmiş dediğimiz bir şey olmadı, bize göre paranın çoğu sokağa atılmıştı,

4.Herşeyin fazlasının zararlı olduğu gerçeği filmde umarsızca suratınıza çarpılmıştı, o yuzden bir hayal dünyası beklemeyiniz.

5. Kitabı okuyanlar her zaman olduğu gibi filmin kitabın yanında kuru kaldığı eleştirisini yaptılar,

6.Sonuçta alışveriş, moda.. vs gibi konulara ilginiz var ise, harcadığınız 2 saate üzülmeyeceğiniz bir film.

7. Woow benden de kötüleri varmış diyerek, filmin sonunda kendinizi iyi hissetmeniz ve o duruma henüz gelmediğiniz için alışveriş yapma isteğinizin artması kaçınılmaz :))
In english: I'm a little bit behind of my schedule, I hope, I can catch up today.
Day: Last Thursday
Location: Kanyon Shopping mall
3 girls met at about 19:30, the target was watching the movie" Confessions of a shopaholic". Tickets were bought for 21:45. It's a little bit ironic but we went to Harvey Nichols before since they have almost %90 discount, because they're sold to another company in Turkey. We had no luck for small sizes, I really wanted to buy a yellow Proenza Schouler bow skirt but it was size 4. At the end I bought a See by Chloé tee ( Was 160 tl ) and a Karl Lagerfeld Belt (was 280 tl) in total of 86 tl and my friend bought a shirt from Sonia Rykiel's Sonia line at about 80 something, which is a bargain. Right after shopping we had sushi, with gossip on the side and went to the theather, it finally started after 30 min. commercials. My little notes on the movie:
1. We don't think Isla Fisher is cute enough for this role. The girls with just got out of the salon curled hair doesn't look natural ( I have this feeling about Christina Applegate who is in a leading role on " Samantha Who")
2. Sure the girl has a style of her own but it was very colourful and overdone for my taste.
3. Although she spent a lot of money, there weren't any items that we wish to have, the money mostly spent for nothing.
4.The truth; if you do something more than you should, at the end it bites you at the rear whatever it is, was slapped to your face so don't wait for a fairy tale.
5. As usual, the readers of the book think, the movie was a little bit empty.
6.If you're into shopping and fashion this will be enjoyable 2 hrs.
7.At the end of the movie, it's inevitable to feel better about yourself, to see you're not there yet and it makes you to shop more :))

16 Şubat 2009 Pazartesi

Weekend summary



Bu haftasonu güzel geçti, cuma günü izinliydim, gittigidiyor olayına giriş yapmamı sağlayacak fotograflar çektik, bu akşam veya en geç yarın ilk 5-6 parçayı koymayı düşünüyorum, içlerinde çok beğenilen bir kaç parça da olacak, sizi haberdar edeceğim. Cuma akşamı If Istanbul'un açılış partisine iştirak ettik, kalabalıktı ama eğlenceliydi diyemeyeceğim. Ordan ayrıldıktan sonra, gecenin ilerleyen saatleri benim için daha eğlenceli bir hal aldı çünkü en sevdiğim dj/produktörlerden John Digweed'i yine dinledim. Müziği her zaman ki gibi kusursuzdu, seti boyunca çığlıklar atıp, bol bol dansettim diyebilirim. Cuma gününün kıyafetleri, daha sonra gelecek, post zamanları ve kronoloji birbirini tutmayacak ne yazık ki. :)


Cumartesi bilindiği üzere Sevgililer Günü'ydü, umarım herkesin günü düşlediği şekilde geçmiştir. Benim için sıradan bir cumartesiydİ, çünkü Sevgililer Günü'ne inanmıyorum ve aksine "o gün" özel bir şeyler yapmak uzun süredir içimden gelmiyor. Bu durum, günü iyi sekilde değerlendirmeme engel değildi tabi, If Istanbul'da gösterimde olan "Turn It Loose" ( Kendini Serbest Bırak) adlı filmi, yönetmen ve yapımcısının katılımıyla izlemek oldukça keyifliydi. Film 2007 yılında Güney Afrika'nın Soweto kentinde düzenlenen, dünyanın en iyi b-boy'unu seçmek için yapılan yarışmanın perde arkasını anlatıyor. Her bir yarışmacının ardındaki hikaye, müzikler, atmosfer ve çekim teknikleri gerçekten etkileyiciydi, gösterimi devam ediyor, benim gibi bu türün meraklılarını memnun edeceğini düşünüyorum ve şiddetle tavsiye ediyorum.


Kıyafete göz atacak olursak, sinemaya gittiğim için, özel bir şey değil ayrıca hava çok soğuk ve yağışlıydı. Bazılarınız eminim yine aynı hırka diyecek ama ne yapabilirim, hem çok kullanışlı, hem seviyorum, sizin de sık sık giydiğiniz ve sevdiğiniz parçalar yok mu?
  • Hırka ve çanta: H&M
  • Jean: Topshop
  • Tunik: Zara ( eski)
  • Çizme: Vintage
  • Şal: Markasız ( eski)
  • Yüzük: Barcelona'dan

P.s: Beni yine I love your blog ödülüne layık gören Fashioncholic Girl'e teşekkürler ve sevgiler :)

In english: I had a lovely weekend. I was off on Friday and took some pictures for my online sales project. Friday evening, we've been to If Istanbul's opening party, it was full but I can't say it was amusing at the same time. After that party, we had a chance to listen one of my favorite djs/producers of all time, John Digweed. I became a woo girl ( Remember that episode of How I met your mother? ) and danced a lot until the end of his set. I also had images of the oufit from that night, sorry the chronology of pix and my posts will not overlap :).
Saturday was Valentine's Day as you were all aware, I hope everyone had their dream day. For me it was not different from any other day because I don't believe in Valentine's Day and it's been a long time since I quit doing special things on that day. Ofcourse it wasn't a reason to stay at home, we watched the movie " Turn It Loose" with its director and producer, it was fun. The movie takes us to behind the scenes of b-boy event held in Soweto, South Africa in 2007. The background and stories of every b-boy, music, athmosphere and shooting technics were impressive, you still have a chance to see it and I recommend it to the people who are fan of documentaries, like me .
Considering my outfit, because I went to see a movie, it was casual, the weather was rainy and very cold. I can hear that some of you say same cardigan again but it's very versatile and I love it. Don't you have any favorite items that you wear very often?
  • Cardi and Bag: H&M
  • Jean: Topshop
  • Top: Zara ( old)
  • Boots: Vintage
  • Scarf: No name ( old)
  • Ring: From Barcelona

P.s: Again, I have been honored by Fashioncholic Girl for I love your blog award , thank you sweety :)

23 Ocak 2009 Cuma

The September Issue


Konusu ne olursa olsun dokumanter filmleri hep sevmişimdir, hele bir de Lagerfeld Sırları gibi içinde moda olursa, işte o muhteşem olur. "The September Issue" R.J. Cutler tarafından yönetilen, 2009 Sundance film festivalinde gösterilen, Vogue'un Prada giyen seytan editörü Anna Wintour ve ekibinin 2008 Eylül sayısını hazırlarken yaşadıklarını anlatan bir belgesel. Bilirsiniz eylül sayıları kışa girildiğinden malzeme ve içerik açısından zengin, boyutları yaklasık bir ansiklopedi kadardır :)


Çoğumuza göre kapalı bir kutu olan, Amerika ve moda dunyasının en güçlü kadınlarından Anna Wintour ve moda severlerin kutsal kitabı Vogue ile ilgili bize farklı kapılar açacağından emin olduğum ve her dakikasını ilgiyle izleyeceğim bu filmi gerçekten merak ediyorum.




In english: I always like documentaries, especially if they are about fashion world like Lagerfeld Confidential. "The September Issue" was one of the films that was shown at Sundance Film Festival, which directed by R.J. Cutler . The movie takes us behind the scenes with Vogue's legendary editor-in -chief Anna Wintour and her team's preparations for the fall 2008 issue. Since it's the beginning of a new season, as you all know the september issues are rich in content and ads, they are pretty much in size of an encyclopaedia :)


For most of us including myself, this most powerfull woman of America and fashion world is still a mystery so it makes me to see this movie more. I am sure it will give us the juiciest details about her and fashion lovers mecca "Vogue".

If there are some of you who watched that movie, could you please share your opinions with me? :)

Imdb
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...