13 Eylül 2010 Pazartesi
Ben geçen hafta..
14 Haziran 2010 Pazartesi
Stripes and polka dots
29 Nisan 2010 Perşembe
Kıyafet arası, film tavsiyeleri ve MJ
Günaydın! Kıyafet postlarına geçen hafta tatil sırasında giydiğim, yine alt teması "rahatlık" olan bir kıyafetle kaldığımız yerden devam edelim :). O günün ve genel tatilin havası bir önceki cümledeki kelime üzerine kurulmuş olsa da, bir özet geçmek gerekirse sanırım şöyle olurdu. İlk olarak Arnavutköy Ali Baba'da köfte yiyip,bir kaç fotograf çektik ancak gördük ki ki köftelerin eski tadı kalmamış, benim köfte harcıyla yaptığım köftelere denk olmuşlar ve iyi köfte yenebilecek yerler listesinden Ali Baba tarafımızca çıkartılmıştır :). Sonrasında trafik sebebiyle biraz da zorunlu olarak, Akmerkez ziyareti. Akmerkez'e yapılan makyaj sebebiyle bir ferahlık gelmiş olsa da, azalan mağaza sayısının ve tatilin bu ferahlığa başka türlü katkıları olduğu kesin. Günün ve tatilin devamında aldığımız pek çok filmden ikisini seyredebildik, biri yine Quentin Tarantino'nun Dehşet Gezegeni (Grindhouse: Planet Terror), ki en saçma filmler top 10 sıralamasında üst sıralara yarışır ve romantik komedi sevenleri memnun edecek Cameron Diaz ve Ashton Kutcher'lı "burada olan burada kalır". ( What happens in Vegas)
Morning! We took this photos during last long weekend which is almost reflects all my mood " comfy". We didn't go out much and watched 2 movies. One of them was Tarantino's Grindhouse: Planet Terror and the other was "What happens in Vegas" with Cameron Diaz and Ashton Kutcher. The former one was so absurd even can be at top 10 of the most ridiculous movies ever but the other one was ok and fun for romantic comedy lovers.
Filmlerden konu açılmışken pazartesi günü seyretme imkanı bulduğum "Tek başına bir adam" ( A single man) filminden bahsetmeden bu postu bitirmem doğru olmaz.. Pek çoğunuzun bildiği üzere film gönüllerimizin sultanı eski tasarımcı ( Halen tasarlamaya devam ediyor ,2011 Sonbaharında bir kadın iç çamaşırı koleksiyonuyla yine akıllarımızı çalacağı kesin :)) yeni yönetmenTom Ford'un yönettiği ilk film. Christopher Isherwood'un aynı adlı romanından uyarlanan film, bir İngiliz profesorun yalnızlığı üzerine kurulmuş bir dram. Film bir dram olmasına rağmen sahnelerin güzelliği insana bir dram ancak bu kadar "güzel" anlatılabilirdi diyor. Filmle ilgili benim duyduğum en akılda kalan eleştiri "uzun bir parfüm reklamı gibi cümlesiydi "ve bu cümlenin doğruluğu G.'nin " bu ne ya, moda çekimi gibi film "sözüyle de tescillenmiş oldu :). Gerçekten de her sahne Tom Ford'un estetik anlayışını yansıtan ancak Vogue sayfalarında görebileceğiniz kadar güzel planlarla dolu. Jilet gibi Tom Ford takımları içersinden ince, uzun, güzel erkekler, krepeli saçları ve kusursuz kedi gözü makyajlarıyla Bridget Bardot misali salınan hoş kadınlar, antika arabalar, tasarım harikası mekanlar.. birleşince unutulmayacak güzellikte kareler ortaya çıkmış. Film konusundan dolayı biraz yavaş ilerlese de, sırf o güzel sahneler için bile seyretmeye değer, ha bir de kısa bir sahnesi olsa da Jon Kortajarena için. Tom Ford reklamlarından, H&M ilanlarına kadar hepsinde yer alan bu hoşluğu, nasıl görmezden gelmişim diye hayıflandığım bu güzelliği ve filmi şiddetle tavsiye ederim.
Since I've started talking about the movies, I have to mention that I had a chance to see Tom Ford's " A single man" on Monday. Most of you are aware of this is his first movie based on the same named novel of Christopher Isherwood. It was a dramatic story of an English professor on his loneliness. The film was a great parade of beautiful scenes with sleek,beautiful men in Tom Ford suits, nice Bardot-esque women, accompaniyng with antic cars and great locations, it was all like a Vogue editorial with all Tom Ford's aesthetic. It was all worth to see even for this great scenes and Jon Kortajarena, I really regret how I missed that great creature while he was all over Tom Ford to H&M adds.
Son olarakta dün keşfettiğim, benim gibi Michael Jackson hayranlarını mutlu edecek http://fuckyeah-michaeljackson.tumblr.com/ dan bahsetmek istiyorum. Onun hayatından kesitleri, unutulmayan sözleri ile bize sunan bu siteyi geç keşfetmiş olsam da, keyfini doya doya çıkartacağım kesin.
Lasty I've just explored a wonderful site for those who are Michael Jackson fans like me, which is http://fuckyeah-michaeljackson.tumblr.com/ , it has all the nice moments and quotes of his life, enjoy!
Bu uzun ve karışık yazıdan sonra, şimdilik bana eyvallah :)
I gotta go for now after my long and complicated post, see you later :)
Zimbio, Amoeba,
26 Ocak 2010 Salı
Veda'dan kostüm detayları
18 Ocak 2010 Pazartesi
White bow
Evden çıkılmadan, evle ilgili bazı şeyler halledilerek geçirilen bir hafta sonu, yoğun bir pazartesiye bağlanınca o kadar da iyi olmuyormuş, bu havayı dağıtmak için bekleyen bir kıyafet postu ile haftayı başlatalım. Bu kıyafetin özellikle üst kısmı, gün içinde benim aklıma Pride and Prejudice'nin (BBC versiyonu) Colin Firth'ini ve Jane Eyre'nin Timothy Dalton'unu getirdi, neyseki alt kısmıyla onlardan modern durmayı başardım sanırım, ne dersiniz? :)
I was at home all through the weekend and did some stuff about home and it isn't feeling nice to jump into a busy Monday so just to get rid of this mood, I'm posting an outfit that has been waiting for some time. This outfit, especially the top part, reminded me Colin Firth in Pride and Prejudice (BBC version) and Timothy Dalton in Jane Eyre, however I guess I was able to get more contemporary look at the bottom, what'cha think? :)
27 Nisan 2009 Pazartesi
Weekend and the new MJs
24 Nisan 2009 Cuma
Tavus Kuşu
- Ceket: Zara
- Etek:Topshop
- Tişört: Markasız
- Ayakkabı: Nine West
- Kolye: Beyoğlu
- Çanta: Vintage
Çantamı beğendiniz mi? Geçen haftalarda ebay'den aldım, tipi ve üzerindeki tavuskuşu tüyü çok hoşuma gitti ancak tüyü tüm gece elimin altında düzgün bir şekilde muhafaza etmenin kolay olmadığını belirtmeliyim :) .
Morning! I'm right here again after a day off. Yesterday, I stayed at home almost all day long, I watched 2 movies, including "Vicky Christina Barcelona" (Finally!). I don't like that Barcelona was like an extra in the movie, I adored Penelope Cruz's performance. The end of the movie was like the other Woody Allen movies, I thought this movie had a stronger effect on me or become one of my favorites but that didn't happen.
Actually, this is an outfit post. Last saturday, we went to Ghetto for listening to Jay Jay Johanson. I can't describe myself as a fan of him but I can say his performance was a little bit boring for me and my friends. I'm sure we enjoyed him more if we had a chance to listen to him in a open air festival like Chill out. After the concert we spent some time at The Hall and Multimekan, then go home.
- Jacket: Zara
- Skirt: Topshop
- Tee: No name
- Shoes: Nine West
- Necklace: A local shop
- Clucth: Vintage
Do you like my bag? I found this clutch on ebay a few weeks ago, I like the style and peacock feather on it but it's not easy to maintain feather's shape under my hand during the night.
2 Mart 2009 Pazartesi
Geç kalmış bir yazı
16 Şubat 2009 Pazartesi
Weekend summary
Kıyafete göz atacak olursak, sinemaya gittiğim için, özel bir şey değil ayrıca hava çok soğuk ve yağışlıydı. Bazılarınız eminim yine aynı hırka diyecek ama ne yapabilirim, hem çok kullanışlı, hem seviyorum, sizin de sık sık giydiğiniz ve sevdiğiniz parçalar yok mu?
- Hırka ve çanta: H&M
- Jean: Topshop
- Tunik: Zara ( eski)
- Çizme: Vintage
- Şal: Markasız ( eski)
- Yüzük: Barcelona'dan
P.s: Beni yine I love your blog ödülüne layık gören Fashioncholic Girl'e teşekkürler ve sevgiler :)
- Cardi and Bag: H&M
- Jean: Topshop
- Top: Zara ( old)
- Boots: Vintage
- Scarf: No name ( old)
- Ring: From Barcelona
P.s: Again, I have been honored by Fashioncholic Girl for I love your blog award , thank you sweety :)
23 Ocak 2009 Cuma
The September Issue
Konusu ne olursa olsun dokumanter filmleri hep sevmişimdir, hele bir de Lagerfeld Sırları gibi içinde moda olursa, işte o muhteşem olur. "The September Issue" R.J. Cutler tarafından yönetilen, 2009 Sundance film festivalinde gösterilen, Vogue'un Prada giyen seytan editörü Anna Wintour ve ekibinin 2008 Eylül sayısını hazırlarken yaşadıklarını anlatan bir belgesel. Bilirsiniz eylül sayıları kışa girildiğinden malzeme ve içerik açısından zengin, boyutları yaklasık bir ansiklopedi kadardır :)
Çoğumuza göre kapalı bir kutu olan, Amerika ve moda dunyasının en güçlü kadınlarından Anna Wintour ve moda severlerin kutsal kitabı Vogue ile ilgili bize farklı kapılar açacağından emin olduğum ve her dakikasını ilgiyle izleyeceğim bu filmi gerçekten merak ediyorum.
In english: I always like documentaries, especially if they are about fashion world like Lagerfeld Confidential. "The September Issue" was one of the films that was shown at Sundance Film Festival, which directed by R.J. Cutler . The movie takes us behind the scenes with Vogue's legendary editor-in -chief Anna Wintour and her team's preparations for the fall 2008 issue. Since it's the beginning of a new season, as you all know the september issues are rich in content and ads, they are pretty much in size of an encyclopaedia :)
For most of us including myself, this most powerfull woman of America and fashion world is still a mystery so it makes me to see this movie more. I am sure it will give us the juiciest details about her and fashion lovers mecca "Vogue".
If there are some of you who watched that movie, could you please share your opinions with me? :)
Imdb